
Kuralar çekildiğinde Galatasaray'ın Lazio karşısında yüzde 51 noktasında olduğunu söyleyebilmek mümkündü. Bugünse durumun bundan daha ağır biçimde tersine döndüğünü görmek gerekiyor. Lazio hem kadro kalitesi olarak Sarı Kırmızılı takımın üzerinde hem de belirgin bir toparlanma sürece içinde. Cim Bom'un Mustafa Denizli yönetiminde meçhule giden bir gemiye dönüşmesi hazin bir durum.
Konuya uzaktan bakanlar Mustafa Denizli'nin heyecanını kaybettiği gibisinden bir yaklaşımla durumu açıklamaya çalışıyor. Bunun yanında Burak'ın gidişi elbette ki önemli bir kayıp. Hele Sinan'ın sakatlanması daha da yıkıcı oldu. Umut'un bel bağlanamaz performansının yanında Podolski'nin sakatlık süreci ve sınırlı verimi işleri büsbütün içinden çıkılmaz hale getirdi. Ancak en büyük sorun Sarı Kırmızılı takımın çok kolay gol yiyor oluşu. Savunmada küçümsenmeyecek önem ve değerdeki adamlara karşın bir türlü sağlam bir düzen oluşturulamadı.
Mustafa Denizli'nin bütün bu sorunlarla ilgili planının 6'sının mutlaka alınmasını istediği 12 oyunculuk transfer listesi oluşu şaşırtıcı. Tam tersi beklenirdi. “Bu takıma gereken transfer değil, başka şeyler” diye işe girişmesini beklemiştim Denizli'den. Ayrıca, kariyerini tehlikeye attığı ve benzeri türden söylemlerin oyuncular üzerinde iyi bir etki uyandırmadığı ortada. Bunlar “enkaz devraldım”ın başka türlü söylenişi. Futbolcu da bunu anlıyor ve boşvermişlik başlıyor...
Yine Denizli'nin sağlam bir teknik heyet oluşturmaya gerek görmeyişine akıl erdirmek de zor. Bu yaptığı doğruysa o zaman şu anda yeryüzünde çalışan bir teknik direktörler yanlış bir iş yapıyor ve kulüplere boşuna para harcatıyor demektir.
Denizli konusunda herkesin büyük bir düşkırıklığı yaşadığı gün gibi ortada. 5 puan farkı kapatması beklenirken 15'e çıkması elbette ki görmezden gelinebilecek bir durum değil. Başkan dışında kimsenin Denizli'yi destekleyecek hali kalmadı. Çanlar onlar için çalıyor. Lazio karşısındaki kötü bir sonuç hem Denizli hem de başkan için Arena'nın istifa diye inlemesine yol açar.
Böyle bir ortamda çıkılan maçta rakibiniz İtalyan olmasa birşeyler yapma şansı olabilirdi. Ancak en kötü İtalyan takımlarının bile hakemlere kabul ettirebildiği sert oyun, bugünkü Galatasaray'ın hiç başedebileceği bir durum değil.
Evet, umut her zaman vardır. Hele kendi sahanızdaki bir maça umutsuz çıkmak asla sözkonusu değildir. Gelgelelim, bütün gözle görünür koşullar açısından Galatasaray dezavantajlı durumdadır. Hatta Sarı Kırmızılı takımın çok tehlikeli bir çözülme-dağılma süreci içinde olduğunu söylemek bile mümkündür. İyi bir sonuç için, müthiş bir sıçramaya gereksinme var.
Böyle maçlar öncesinde yaptıkları tahminlerle ne yapıp edip takımlarımızı galip getiren yorumcuların bile pek sesi çıkmadı bu karşılaşma öncesinde. Yani durum sanıldığından daha vahim. Kimse işitmek istemese de çanlar şiddetli biçimde çalıyor...