Cumhuriyet Halk Partisi’nin, çözüm ve barış süreciyle ilgili dört ikazına aynen katılıyorum; diyorlar ki: “Hükümeti samimiyet ve dürüstlüğün asgari gereklerini yerine getirmeye, Türkiye Cumhuriyeti’ni hukuk kuralları dışına çıkartmamaya, gizli kişisel ajandası olduğuna dair toplumdaki yaygın kuşkuları ortadan kaldırmaya ve açık şeffaf olmaya, doğruları bir an önce açıklamaya davet ediyoruz.” Tamamen hemfikiriz ancak siyaset dilinin ustalıklarıyla sarıp sarmalanmış bu dört şartın, “Bunları yap, canımı ye” türünden bir kredi olmadığı da açık.CHP, “Problemi şöyle çözmeliyiz” demiyor, aksine sürecin kurallarını, yani usûl şartlarını tayin etmeye çalışarak ağır ağabey rolü kapmaya çalışıyorlar. Bir süre sonra, “Eh, usûle riayet ettiniz ama esasa dair öyle hatalar var ki, katılmamız mümkün değil” diyebilmek»»
↧