Bir önceki yazımda söz vermiştim; bir sonraki yazım da dert, dert, dert diyecek diye. Yine dar daire; yine iki elin parmaklarını geçmeyecek sayıda insan ve yine Kırık Mızrap'ın dertli şairi elinde mızrağı ile gönüllerin bamtellerine dokunuyor; kırık dediği testisinden sızan sularla muhataplarının kalblerini yıkıyor.Aşık Ruhsati ile başladı yumuşak bir ses tonuyla. “Bir vakte erdi ki bizim günümüz, Yiğit belli değil mert belli değil; Herkes yarasına derman arıyor, Deva beli değil dert belli değil.” “Çok dert var” dedi, “çok. Dertler adeta mutasyona uğramış. Her dert ayrı bir derdi doğuruyor.»»
↧