Gezi Parkı olayları başladığında İstanbul’daydım, şimdi sakin ve güller içindeki Konya’dayım.Allah cümleye akıl fikir ihsan etsin, ülkemizin yurdumuzun üzerindeki sıkıntıları uzaklaştırsın. Şehit haberleri gelmiyor derken bir anda birbirimize giriyoruz, etrafı kırıp döküyoruz, güzelim İstanbul ne halde… İnşaallah en kısa zamanda, eskisi gibi mutlu, huzurlu, güvenli bir ülke haline geliriz, insanlar yok yere hayatlarını kaybetmez ve sakat kalmazlar. Hepimiz kara bulutların üzerimizden kalkması için dua edelim.Konya’ya gelmeden Ankara’da gerçekleştirilen Konya Günleri programındaydım. Konya ve ilçeleri stantlarında tanıtımlarını yapıyorlardı. Kültürel ve ticari tanıtımlar dışında en ilgi çekici bölümler şüphesiz yemek sunumlarıydı. Kadınhanı pidesinden Ereğli elmasına, Konya’nın etli ekmeğinden peynir türlerine kadar her şeyi görebilirdiniz. Büyükşehir Belediyesi, Konya’nın nefis höşmerim helvasını konuklara ikram ediyordu. Ama asıl güzel olan Konya Ticaret ve Sanayi Odası’nın sunduğu hedik adıyla da anılan, üzerine tuz ekerseniz tuzlu, şeker ekerseniz tatlı yiyebileceğiniz bulgurdu. Bulgur diyorsam bulgur değil, halk dilinde “Gundulu buğday” denilen sert buğdaylardan kaynatılarak hazırlanan, “Bir bulgur vuralım (pişirelim) da yiyelim.” denilen çerez türü bir yiyecek. Üzerine kenevir veya kavrulup ezilen haşhaş da konulabilir ki tadı iki misline katlanır. Çocukluğumun Konya’sında kış gezmelerinde bağ ve bahçelerden kurutulan üzümler, bademler, kayısı-erik kuruları, her türlü çerez bulgurun etrafına tabaklarla dizilir; fındık, fıstık gibi çerezler de konabilirdi. Çocuk ilk dişini çıkardığı zaman bulgur özel bir anlam taşır, ziyafet gibi konuklar çağrılarak özel bir merasimle sunulurdu. Bir de “Gölle vuralım” denirdi; o zaman da buğday değil mısırın haşlanması ve çerezlerle sunumu akla gelirdi.Konya Ticaret ve Sanayi Odası’nı gundulu buğdaydan yapılan bulguru ortaya çıkarmasından ötürü kutlamak gerek… Bardaklarda üzerine haşhaş ve dövülmüş fındık, fıstık, kenevir de koyarak sunuyorlardı. Yetkililere bu işi önce Konya’da sonra Türkiye geneline yayarak “Gundulu” adını da vererek sunmalarını tavsiye ettim. Tanıtım programlarında sunduklarını söylediler. Amerika’nın mısırlarını ithal ederek bardaklarda satma yerine kendi buğdayımızdan yapılan ve çok daha lezzetli olan bulgurumuzu tatlı isteyene toz şeker serperek, tuzlu isteyene tuz serperek sunmak ne güzel olur. Ticaret ve Sanayi Odası böyle bir uygulamayı hayata geçirse Türkiye’nin her ilinde Amerikan mısırları yerine bulgur satışları yapsa, halkın sağlıklı beslenmesine de katkıda bulunmuş olur.Mutfağımızın ne güzellikleri var ama değerlerimizi tanımıyor ve önemsemiyoruz. İnşaallah genç kuşaklar arasında yemek kültürüne önem veren kişiler olur ve her ilde bilinçli çalışmalarla Anadolu yemekleri teorik ve pratik yönde ortaya çıkarılır.Sevgili okuyucularım, inşaallah güzel günler yakındadır dileğiyle bu hafta Konya tabiriyle gundulu buğdaydan bir bulgur vuralım, etrafını çerezlerle donatarak tadına varalım, diyorum. Ağız tadı ve mutlulukla kalın.Hedik (Diş Bulguru)MALZEMELER:4 kişiden fazlaPişme süresi: 1,5 saat50 gr nohut500 gr buğday (hediklik gundulu buğday)4 litre suBeraberinde:İstenilen ölçülerde:Kavrulmuş sürtülmüş haşhaşKayısı pestiliKayısı kurusuCeviz içiBadem içiFındık içiLeblebiLeblebi şekeriÜzümİğdeToz şekerTuzYapılışı: Nohudu ayıkla, yıka, akşamdan içme suyunda ıslat. Buğdayı ayıkla, yıka, bir tencereye koy; ıslatılmış nohudu yıka, ilave et. Suyu dök, kapak ört, kaynamaya başlayınca hafif ateşe al, nohut ve buğdaylar iyice yumuşayıncaya kadar pişir. (Buğday taze ise çabuk, bayatsa geç pişer.) Suyunu süzdür. (Pilav gibi suyu çektirilirse lezzeti içinde kalır.)Servis tabağına buğdayı kubbe şeklinde yerleştir. Üzerini yarıya kadar haşhaşla kapla. Büyük divan sinisinin ortasına koy. Etrafına küçük tabaklara konulmuş çerezleri, toz şekeri, tuzu yerleştir, ikram et.
↧