Quantcast
Channel: ZAMAN-YAZARLAR
Viewing all articles
Browse latest Browse all 11844

Mümtaz'er Türköne - 'Sessiz çoğunluk, azgın azınlık'

$
0
0
AK Parti’nin Kazlıçeşme mitingi, bir sessiz çoğunluk eylemiydi. Üçüncü haftasına giren Taksim eylemlerine karşı olduğu açık değil mi?“Millî iradeye saygı” mitingleri, kitleleri karşı karşıya getirerek gerginliği tırmandırma potansiyeli taşıyordu. Gördüğüm ve anladığım farklı oldu. Mitingi başından sonuna kadar izledim. Katılanlarla konuştum. Bu mitinglerin iki amacı olduğunu anladım. Birincisi, meydanların ve sokakların gücünü dengelemek. Kitleleri devreye sokunca bir denge noktası oluşuyor. Devletten gelen ses her zaman soğuk ve fazla ürkütücü; ama halkın sesi caydırıcı. İkincisi meydanlar sadece göstericiler ve eylemciler için değil, mitinge gelen kitleler yani sessiz çoğunluklar için de kendini ifade aracı. Sessiz çoğunluk, sessizce polis kordonu altında ve güven içinde liderlerini dinliyorlar. Tezahüratta bulunup kendiliğinden gelişen sloganlar atıyorlar. Böylelikle tavırlarını göstermiş oluyorlar. Sonunda bir görevi yerine getirmenin rahatlığı ile evlerine tatmin olmuş vaziyette geri dönüyorlar.Sıkı örgütlenmiş, hareketli ve uygun araçlara sahip küçük bir azınlık her zaman örgütsüz çoğunluğa galebe çalar. İnsanlık tarihi bu kurala göre oluştu. Modern çağlarda azınlık diktaları, hatta demokratik toplumlarda yönetici seçkinlerin ağırlıklı konumları bu kuralın devam ettiğini gösterdi. Demokrasiler hep sessiz çoğunluğun hakkını, hukukunu azınlıklara karşı koruyacak prensiplere dayandı. Demokrasiler bunun için iktidarı çoğunluğa teslim etti. Böylece sessiz çoğunluk iktidarda ve iktidarla örgütlenme ayrıca sesin ötesine geçerek hükmünü yürütme imkânına kavuştu. Sonrası demokrasiler, azınlığı çoğunluğun tahakkümünden koruyacak araçların geliştirilmesine emek harcadılar. Anayasalar, her türlü azınlıkları korumak için icat edildi.Türkiye’nin Taksim eylemleri ile birlikte derinleşerek yaşadığı sıkıntı özünde çoğunluk-azınlık denklemine dair çözülememiş problemlere dayanıyor. Azınlıklar hareketli, tek tek her biri örgütlü ve verdikleri mesajlar etkili. İçlerinde pervasızca şiddet kullanan azgın azınlıklar da var. Eksikleri, sorunlarını politik bir düzeye taşıyıp demokratik bir hak arayışına dönüştürememeleri. Duygusal direnişin çokluğu, kolayca şiddete başvurmaları bu yüzden.Çoğunluk ise sessiz, sakin ve sabırla beklemek zorunda. İşin başa düştüğüne kanaat getirirlerse, yani kitleler sokaklarda karşı karşıya gelirse, işte o zaman Türkiye her şeyini kaybeder. Kazlıçeşme’de Başbakan’ın verdiği “her şey kontrolümüz altında” mesajı, bu yüzden çok gerekli ve önemli idi. Başbakan, hadiseyi, “seçkin azınlığın tahakküm ayrıcalığına geri dönüş çabası” olarak tanımlarken, çoğunluğu iktidarlarına sahip çıkmaya çağırmış oldu.İnsanlar tepkili. Taksim’deki eylemcilerin çoğunluk üzerinde bir öfke yüklemesine yol açtıklarını fark etmeleri lazım. Bu öfkeyi kontrol eden ve bastıran ana faktör paradoksal olarak Başbakan’ın sertliği. Başbakan, bu öfkeyi temsil ederek bastırmış oluyor. Ve öfke duyanlar sadece AK Partililer değiller; MHP’li, BBP’li ve Saadet Partililerin alanda bayrakları ve kimliklerini gösteren el işaretleri, tıpkı Taksim’deki gibi burada da bir koalisyonun oluştuğunu gösteriyor.Taksim’deki eylemcileri de gördüm. Kıyafetlerine, aksesuarlarına kadar bir karşılaştırma yapabilirim. Sadece hayat biçimlerine dayalı değil, sınıfsal olarak da keskin bir uçurum var. Taksim’dekilerin üzerinde yıldız gibi parlayan markaların bir benzerine Kazlıçeşme’deki gençlerde rastlamak mümkün değil. Sınıf farkı bas bas bağırıyor.Başbakan, Taksim eylemlerinin bir uluslararası komplo olduğu konusunda ısrarlı. Çoğunluğun beklentisi: Bugün artık duruma hakim olmak, kamu düzenini sağlamak, cini, çıktığı şişeye tekrar tıkmak zorunda.Kazlıçeşme’de kontrollü gerginlik stratejisinin, aynı zamanda bir kriz çözme yöntemi olduğu daha âşikâr oldu. Meydanda toplanan kalabalıklar iki kişiye sahip çıktılar: Başbakan’a ve polise. Polis, onlar adına vazgeçilmez kamu düzenini ve güveni temsil ediyor; Başbakan ise çoğunluğun hukukunu. Demokrasinin sürdürülebilmesi için azınlığın hak ve özgürlüklerinin korunması, çoğunluğun ise yönetmeye devam etmesi lazım. m.turkone@zaman.com.tr

Viewing all articles
Browse latest Browse all 11844

Trending Articles


Mide ağrısı için


Alessandra Torre - Karanlık Yalanlar


Şekilli süslü hazır floodlar


Flatcast Güneş ve Ay Flood Şekilleri


Gone Are the Days (2018) (ENG) (1080p)


Yildiz yükseltme


yc82


!!!!!!!!!! Amın !!!!!!!!!


Celp At Nalı (Sahih Tılsım)


SCCM 2012 Client Installation issue