Image may be NSFW.
Clik here to view.
Gezi Parkı’nda başlayan yangın tam sönmüş değil. Polis Taksim’de, Kızılay’da eylemcilere göz açtırmıyor. Ancak mahalle aralarında tencere tava eşliğinde eylemler sürüyor. Olayların tadının kaçtığı konusunda herkes hemfikir. Mesele ağaç ve park ise sonuç alındı.‘Hasar tespiti’ yapmanın zamanı da geldi. Üç haftalık olaylar derin yaralar açtı. Şüphesiz ekonomik faturası ağır. Ancak siyasi ve sosyal boyutu daha önemli. Önce olayı doğru tanımlamak gerekiyor. Doğru teşhis, doğru çözüm için şart. Yaşananların basit olay olmadığı kesin.AK Parti yaşananları ‘darbe girişimi’ olarak gördü. Pek haksız sayılmaz. AK Parti’nin üzerine oturduğu siyasi gelenek darbelerin, müdahalelerin hedefi olageldi. 28 Şubat peş peşe iki partiyi kapattı. AK Parti o iklimin üzerinde filizlendi ve büyük bir ağaca dönüştü.11 yıllık başbakanlığı döneminde Erdoğan’a çok sık ‘karanlık senaryolar’ anlatıldı. Darbe teşebbüsleri, müdahale senaryoları, suikast planları... Bunlar hayal ürünü değildi kuşkusuz, doğruydu. Bir kısmı yargıya da taşındı zaten. Ergenekon ve Balyoz belgeleri ortada. Gezi Parkı ‘park ve ağaç’ protestosu olarak başladı ancak kısa sürede boyut değiştirdi. Önce Taksim’e taştı sonra Kızılay’a ve diğer şehirlere. Mahalle aralarına kadar yayıldı. Yaşananları 27 Mayıs öncesine benzetenler oldu. 60 yıl önce kulaktan kulağa aktarılan dedikodu, fısıltı vardı, bugün ise ‘sosyal medya’ ağı yalan yanlış haberler. Levent Kırca ağzından baklayı çıkarıverdi. Kırca olayları yönlendiren bir kanalın yönetim kurulu başkanı. Kırca önce ‘Devrim çok yakın’ dedi, ardından kendini tutamadı ve şunları söyledi: ‘Karşımızda bir Kurtuluş Savaşı var. Erdoğan ve yandaşları bu vebalin altından çıkamazlar. Kendini Adnan Menderes’e benzeten Erdoğan’ın neredeyse finali de Adnan Menderes gibi olacaktır. Tayyip Erdoğan akıbetine koşuyor...’.Erdoğan’a Menderes’in akıbetini ilk hatırlatan Kırca değil elbette. Meydanlarda Kırca gibi düşünen ve içinde bulunduğu kitlenin psikolojisiyle ‘devrim hayallerine’ kapılan çok kişi var. Oradan ‘devrim’ diye atılan sloganlar karşı taraftan ‘darbe’ diye okunur. Nitekim de öyle oldu. AK Parti, sokak gösterilerine çok daha kalabalık mitinglerle karşılık verdi. Devamı da gelecek. Yarın Mersin, ardından Samsun... Sırada 30 büyük il var.11 yıl boyunca sürekli darbe, müdahale ve suikast girişimlerine hedef olmuş bir siyaset adamının kaos eylemlerini ‘darbe teşebbüsü’ olarak yorumlamasından daha doğal ne olabilir. Askerî vesayetin çok gerilediği doğru. Yoksa şimdi çoktan durumdan vazife çıkarılmış, Türkiye tehlikeli maceralara sürüklenmişti. Eskinin tam ölmediği, sadece uyuduğu bu son olaylarda açıkça görüldü. AK Parti de bu gerçeğin farkına vardı.Yangın tam sönmedi. Belli ki sönmeyecek de... Siyasi tansiyonun yüksek seyredeceği 2014’e de yayılacak. Protestoları polis engeline takılanlar şimdi de ‘duran adam’ eylemi başlattı. Başka yöntemlerle de karşılaşacağız. Oyun büyük, aktörler bu kez çok kurnaz.AK Parti’nin yapması gereken önce ‘doğru teşhis’, sonra ‘hasar tespiti’ ve ‘tamir süreci’. Karamsar değilim, ben iyimserim. Erdoğan dün grup konuşmasında ‘Bu olayları tüm boyutlarıyla analiz etmeye, tüm katmanları ortaya çıkarıp sorunları çözmeye devam edeceğiz’ dedi. Mesaj açık. Umutlu olmak için çok sebep var. Cumhurbaşkanı Gül’ün söyledikleri de anlamlıydı. ‘Herkes mesajı aldı. Artık toparlanmamız lazım’ dedi. Bu sözler hem siyaset kurumuna hem de sokaktaki eylemciye.Artık toparlanma zamanı. Daha gidecek çok yolumuz var...
Clik here to view.
