Gerçekleştirmekte olduğu demokratik ve ekonomik dönüşüm, İslam ve modernite arasında kurduğu dengeli ilişki, Batı ile İslam dünyası arasında izlediği uyumlu politika ve dış politikadaki dinamizmiyle bir süredir Ortadoğu’da gözler Türkiye’ye çevrilmişti.Sadece televizyonların birbiriyle yarışırcasına yayınladığı dizilerimiz değil, ticaretten diplomasiye, kültürel ilişkilerden turizme her alanda bu yeni havanın etkisi aşikardı. Uzun yıllar derin dondurucuda bulunan ilişkiler birden öyle kanatlandı ki, sadece Araplar ve Türklerin değil yabancılar bile bu işin sırrına kafa yormaya başladı. Arap başkentlerindeki Batılı diplomatlar, muhataplarından o kadar çok Türkiye’yi duymaya başladı ki, bazıları bu etkileyici gelişmeleri bizzat görmek için ülkemize geldi. Arap medyası, Türkiye’yi Ankara ve İstanbul’daki kendi muhabirleri aracılığıyla doğrudan ve çok yakından izlemeye başlamıştı.Farklı Arap ülkelerini ziyaretimde hâlâ bu ilgiyi görüyorum ama özellikle Suriye krizi, Irak’la ilişkilerin zora girmesi, Batı ile ilişkilerin teklemesi ve özellikle Taksim Gezi olaylarından yansıyan Türkiye fotoğrafı kafaları karıştırmış durumda.Osmanlı tecrübesine de olumlu bakan dindar çevreler, bölgenin tek pozitif haber üreten Müslüman kardeş ülkesi Türkiye’de yaşananlardan dolayı üzgün. Bölgede daha fazla rol almasını bekledikleri Türkiye’nin Suriye krizine, iç sorunlarına gömülmesi onlar için hayal kırıcı.Önceleri Türkiye’ye pek ilgi göstermeyen Suudi Arabistan, Kuveyt, Katar, BAE gibi Körfez ülkelerinin yönetimleri ilişkileri güçlendirme gayretinde. Gezi yüzünden bazılarının seyahatlerini iptal etmesi üzerine Suud Büyükelçisinin ülkesindeki bir gazeteye, ‘İstanbul’un hâlâ güvenli olduğu’ yönünde açıklama yapması bunun işareti. Yıllardır Hicaz bölgesinde yaşayan Türkler de Suud devletinin kendilerine yaklaşımında bu olumlu havayı hissettiğini söylüyor.Kendi ülkelerinde de ‘İslami siyasete’ soğuk bakan ve dolayısıyla AK Parti’den hazzetmeyen çevreler ise Türkiye’de işler ters gittikçe epey zamandır boşa çıkan öngörülerinin bu kez gerçekleştiğini görmekten içten içe mutlu.Türk siyasetçilerin üst perdeden konuşan ve aşırı özgüvenli tavrından rahatsız olup bunu açıktan ifade etmeyen elitler, Ankara’nın mecburen daha realist bir çizgiye kayışını olumlu görmekte.Düne kadar medyalarında Türkiye’deki dönüşümü ve izlediği dış politikayı öven İran ve Hizbullah etkisindeki çevreler, ağız birliği etmişçesine Ankara’nın Sünnici siyaset izlediği ve Batılı güçlerin izinden gittiği propagandasını yapmakla meşgul.Bizim açımızdan üzücü olan, sadece ülkeden ülkeye değil, her bir ülke içinde değişen Türkiye’ye bakışın, ne kadar farklı, değişken ve nüanslı olduğunu fark edememek. Objektif analizlerden çok, duygusal, romantik bir bakışla hareket etmek. Bunun doğal sonucu, eleştirel bir bakış açısıyla karşılaşınca ya şaşırmak ya yok saymak ya da marjinalliğine hükmedip hiç ders çıkarmamak.Bu objektif yaklaşım eksikliğinde, kendi tarihimize eksik bakışımız kadar, bölgedeki varlığımızın ve uzmanlığımızın zayıflığı da etkili. Arap medyası Türkiye’yi, bizim onları takip ettiğimizden çok daha iyi takip ediyor. İstisnalar sayılmazsa medya olarak bölgede yokuz.Bu kadar yokluk içinde Ortadoğu’da, halk, elit ve yönetimlerin hakkımızda ne düşündüğüne dair objektif çalışmalara ihtiyaç büyük. Bu açıdan Fatih Üniversitesi’nin Doç. Savaş Genç öncülüğünde, 7 ülkede 439 aydınla görüşerek bölgenin ülkemize bakışını ortaya koyması mühim. Araştırmada, yukarıdaki farklı bakış açılarının dikkate alınarak bir örneklem oluşturulması ise özellikle kayda değer.Elitlere göre Türkiye bölgede ve dünyada etkinliğini artırdı. İslam coğrafyasına yakınlaşırken Batı’dan uzaklaşmadı. Bu olumlu görüşü tartışmalı kılan veri ise Türkiye’nin İslam ülkelerine lider olmak için dış politika ürettiğini düşünenlerin oranı. Elitlerin yüzde 60’ı Türkiye’nin Neo-Osmanlıcılık yaptığı görüşünde.Elitlerin çoğunluğu Türkiye’nin Suriye politikasını doğru ama kapasitesinin üzerinde olduğunu düşünüyor. Çoğu üniter, demokratik ve Esed’siz Suriye’den yana. Bölünmüş Suriye hayali kuran tek aydın grubu İsrail’de.Ortadoğu’da üniter Kürt devleti kurulmalı mı sorumuza yüzde 55 hayır derken böyle bir devletin kurulmasını İsraillilerin Kürtlerden bile daha çok istemesi ilginç. Bu konuda Filistinlilerin desteği de yüksek. Mutlaka dikkate alınması gereken sonuçlardan biri ise elitlerin yüzde 50’den fazlasının, Türkiye’nin bölgede Sünni/mezhepçi bir dış politika izlediğini düşünmesi. Bu sonuçların her biri üzerine düşünmeliyiz.
↧