Giresun'da güzel sanatlar lisesinde edebiyat öğretmeni Arif Bey anlatıyor:2008 yılında bir öğrencim vardı, adı Hasîbe… Sınıfın en çalışkanı ve en sessiziydi…Ama baktım bir gün göz halkaları siyah siyah olmuş… Daha sonraki günler de kendisini sınıftan tecrit ettiğini ve derin acıların içinde olduğunu fark ettim… Neler olup bittiğini öğrenmek istedim, sordum ama bir cevap alamadım. Çok ketum duruyordu; sır vermeye niyeti yoktu. Öğrenci kız olunca da fazla deşelemek istemedim…Arkadaşlarından, Hasîbe'nin babası tarafından şiddete maruz kaldığını öğrendim. Velisini okula çağırdım ama gelmedi. Kendisi için çırpındığımı fark eden Hasîbe, günler sonra gözyaşlarıyla içler acısı halini anlattı.Babası evde annesine şiddet uyguluyormuş. Annesine yapılanlar için, babasının karşısında durunca gecenin bir yarısında babası tutup evden sokağa atıyormuş… “Peki dedim, baban evden atınca nerede kalıyordun?” dedi ki: “Evimizin ilerisindeki inşaatta!” Bu cevap beni ürpertti…Hasîbe, çaresizdi, intihar psikolojisi üzerine hâkimdi… Babası evden onu attığında gece nerede kaldığını da merak etmiyordu. Bu on yedi yaşındaki kız çocuğunun başına her türlü hal gelebilirdi. Bu öğrencimin başına kötü bir hâl gelmesi, elbette babasını mesul kıldığı gibi beni de mesul kılardı…Bir dostumdan Hasîbe için yurtlarda kalacak yer olup olmadığını sordum. Aldığım olumlu cevap beni rahatlatmıştı. Hasîbe yurda çıkmadan önce babasını okula çağırdım ama yine gelmedi.Hasîbe yurtta iki yıl kaldı. Sanat lisesinde piyano, gitar ve keman öğrenmişti. İki yıl sonra yurttaki belletmeni Uzakdoğu'daki bir ülkede açılan Türk Koleji'ne öğretmen olarak gidince, Hasîbe'yi de belletmen olarak yanına almak istedi. Orada herhangi bir enstrüman çalmak artı değermiş. Kolej, öğrencilerine keman, piyano öğretecek birini arıyormuş. Hasîbe, Kamboçya'daki Türk Koleji'nde çocuklara belletmenlik yapıp enstrüman öğretecek, kazandığı para ile de üniversite okuyacaktı.Mezun olduktan sonra yanıma geldi: “Öğretmenim, dedi beni Kamboçya'dan istiyor ablam. Ayrıca, ‘Bir referans bul' diyor. Siz bana referans olur musunuz?”Bu teklifi geri çevirmek ne mümkün? Hasîbe'nin hem velisi hem de referansı oldum…Hasîbe şimdi Uzakdoğu'da Kamboçya'da açılan Türk Koleji'nde öğrencilere piyano, gitar, keman öğretiyor, kazandığı parayla da üniversitede tahsiline devam ediyor. Okuduğu ülkenin diliyle beraber şimdi üç dil konuşuyor.Hasîbe'den bir e-mail geldi. Şöyle diyordu: “Hocam, Kamboçya'dan Türkçe Olimpiyatları için yarışan öğrenciyi ben yetiştirdim.”İçimden bir şeyler kopuverdi o an…Bu sene Olimpiyatlara Hasîbe, öğrenciler hazırlamış. Öğrencileri ile erken geldi. Öğrencilerine “Sizi aileme götüreyim” demiş. Üç gün aile sıcaklığında misafirimiz oldular. Bizim evlatlarımız oldular… Sanki bu ellerin çocukları gibiydiler. Hep beraber bir dünya ailesiydik.Bu öğrencilerden ikisi, bu sene ikinci oldular. Biri konuşma dalında, biri de şiir dalında…Hasîbe yepyeni bir insan olmuş!.. Yaşatma ideali, ona yaşama ve iyi işler yapma gücü de aşılamış…
↧