Yazının başlığı ‘savunma alarmı’ olurdu ama o bilinmeyen birşey değil. Takımınızın gerçekten ne durumda olduğunu bilmeye gereksinmeniz varsa güçlü bir İtalyan takımından daha iyisini bulamazsınız. Gerçi yaşanan üzücü olay nedeniyle maçın tadı kaçmış, şenlik olarak planlanan karşılaşma yasa dönüşmüştü ama zorluk derecesi değişmemişti.Terim’in sahaya sürdüğü takım yabancı sorununu ortaya koymayı amaçlıyordu sanki. 8 yabancılı takım için ideal kadro demek mümkündü ama ligde ikisinin yerini Türk oyuncuya bırakması gerekiyordu. Böyle bir kadroyu ancak Devler Ligi’nde görebileceğiz. Bununla ilgili tartışmalar da bitmek bilmeyecek.Daha ilk dakikalarda gelen gol ve Chedjou’ya İtalyan hakemin yok yere gösterdiği sarı kart, sıkıntılı bir maç olacağını gösterdi. Napoli çok önemli bir gol silahını kaybetti ama ondan gelen parayla önemli adamlar aldı. Onlar da geçen yıl kaldıkları yerden devam eder durumdaydı.Bu durum, Galatasaray’ın ilk yarıda birkaç gol daha yemesine neden olabilirdi ama o yönde Napoli yeterince becerikli değildi. Buna karşılık Cim Bom’un gol olabilecek noktalarda kazandığı serbest atışlarda topun Selçuk’a bırakılmama durumunun sürmesi, bu tür sorunları bir türlü çözemediğimizin göstergesiydi.İlk yarıda Sarı Kırmızılı takımın hücum etkinliği denilebilecek sadece iki şutun oluşu, en zayıf tarafıydı. Bu noktada Burak’ın durumu da göze batıyor. 45 dakika boyunca neredeyse topa ayağı değmedi. Yerine giren Amrabat’la hücumdaki etkinlik arttı. Birkaç dakika içinde bütün bir ilk yarıdakinden daha çok rakip kale önüne indi Galatasaray. Faslı oyuncu golünü de atıp işi yarım bırakmamış oldu. Onunla birlikte oyuna giren Sabri de kontenjan sorunu düşünüldüğünde Eboue’yi sık sık tribüne çıkarabilir gibi göründü.Savunmanın göbeğindeki sorunun Chedjou ile halledilmeyi bırakın daha da büyümüş gibi görünmesi Galatasaray adına en tatsız durumdu. Sneijder’in formu, Selçuk ve Drogba’nın kalitesi, Melo’nun kafasına göre takılması gibi bilinen durumların yanında sıkı durun, hoş bir sürpriz vardı: belki de Cim Bom’un en iyisi Riera idi. Hem savunmada top sektirmedi hem de öne doğru topları hep olumlu kullandı. İkinci sarıyı görüp oyun dışı kalabileceği savunma sertliği de ilginçti.Hazırlık maçlarının en sıkıcı tarafı olan sürekli oyuncu değişimi içinde Galatasaray’ın beraberliği bulması elbette ki önemliydi. Ancak savunmanın göbeğindeki sorun hazırlık maçlarındaki ilk yenilgiyi kaçınılmaz hale getirdi. İki golde de Muslera’nın kurtarmak için kendini kapasitesince zorlamayışı dikkat çekti. Genel bir bakışla o ana kadar pek üzerinde durulacak birşey yoktu ama neredeyse maç bittikten sonra gelen penaltı ve sonrasında yaşananlar gelecek için endişe verici tatsızlıklardı.
↧