Yönetim bir yandan ‘öze dönüş’ projesini sahneye sürdü. Bir yandan da kariyeri, kalitesi tartışılmayacak isimlerle kadroyu zenginleştirmeye koyuldu. Malouda ve Bosingwa, herkesin saygı duyacağı ve gıpta edeceği transferler. Bu durum en azından girilen yolun çıkmaz sokak olmadığının fotoğrafıdır.Bazen büyük ve hırçın dalgalara ihtiyaç duyarsınız. Çünkü tortular ancak böyle temizlenir. Birikmiş devasa sıkıntılar ancak böyle aşılır. Kim bilir belki biraz da bu yüzden Trabzon, kendi tabiatına uygun olanı yaptı. Melankolik kaybedişlere isyan edercesine “Ben sesi gür çıkan mücadele istiyorum.” dedi. İbrahim Hacıosmanoğlu’nu başkan seçti. Yeni başkan, içteki isyanın lisanı hal bulmuş remzi gibi. Kendisinden beklenen ve istenene bütün hücreleri fazlasıyla istidatlı, iştiyaklı. Onun diploması açısından ‘hak getire’ denilecek hali, bordo-mavi öfkenin aradığı diplomasi. Bayrağı eline alır almaz “Mustafa Reşit Akçay.” diye seslendi. Sözün özü olayın ‘teknik ayağı’ da tamamdı. Yani açıp pencereyi bakınca 70’lerin renklerini, yapraklarını, dallarını, çalılarını görmek mümkün. Nostaljik, öfkeli ama bir o kadar da felsefik bir arayışın kompozisyonu belki de karşımızda duran. Neler olacak? Hepimizin merakı. Korkunç borç sarmalı, elde kalmış yabancı enflasyonu nasıl aşılacak? Soru işareti. Dengesini, keyfiyetini kaybetmiş bu kadro ne gibi hünerlerle kıvamını bulacak? Bilmece… Peki ilk işaretler nasıl? El cevap: Hiç de fena değil. Önce 1461’in parlayan yeteneklerine kapı açıldı. Bu oyuncular potansiyel itibarıyla yeterli olmayabilir. Ancak mutlaka beslenilmesi gereken bir kaynağın merkeze alınması açısından önemli. Bir ya da ikisinin Avni Aker’in çimlerinde istikrarla volta atması bile başlı başına olaydır. En azından girilen yolun çıkmaz sokak olmadığının fotoğrafıdır. Yönetim bence akıllıca hareket ediyor. Bir yandan ‘öze dönüş’ projesini sahneye sürdü. Bir yandan da kariyeri, kalitesi tartışılmayacak isimlerle kadroyu zenginleştirmeye koyuldu. Malouda ve Bosingwa herkesin saygı duyacağı ve gıpta edeceği transferler. Elbette bu iki oyuncudan fazlasını bekliyor taraftar. Ancak bir önceki yönetim döneminde uzun dönemli ve garanti sözleşmelerle forma giydirilen yabancıları elden çıkarmak kolay olmuyor. Bu yüzden Sapara ve Celustka belli tazminatlar ödenerek yolcu edildi. (Celustka’nın İngiliz kulübü Sunderland’le anlaşması dikkat çekici bir gelişme). Sırada Emerson, Bamba ve Zokora var. Onları göndermek maliyeti yüksek bir transfer kadar zor.Mustafa hocayı neler bekliyor?Mevcut kadroyu ele aldığımızda transfer edilen yerli oyuncuların önemli bir kısmının takıma girmekte zorlanacağını görüyoruz. Taraftara en büyük ferahlığı veren mevki bu sezon da kale. Ancak Onur’un sakatlanması ya da formsuzluk yaşaması durumunda Tolga gibi mükemmel bir alternatif yok artık. Savunma: Bence hoca en büyük sıkıntıyı burada yaşayacak. Üst düzey bir takım, oyun zekası ve teknik kapasitesi yüksek defans oyuncuları ile rakip sahaya doğru yürür. Maalesef Trabzonspor böyle bir lükse sahip değil. Bosingwa, önemli kazanım. Ofansif anlamda da takıma büyük katkı sağlar. Ancak savunmanın merkezindeki sıkıntı olduğu yerde duruyor. En az üst düzey yabancı bir stoperin transfer edilmesi gerektiğini düşünüyorum. Yabancı diyorum çünkü o kıvamdaki tek yerli stoper Egemen. Celustka’nın gidişinden sonra sol beke Yusuf’un kaydırılabileceği konuşuluyor. Tutmazsa transfer kaçınılmaz olabilir. Orta saha: Colman’ın bir standardı var. Teknik, kaliteli ve oyun zekası yüksek bir futbolcu. Yine de Trabzonspor’un Arjantinli’den çok daha iyisini hak ettiğini düşünüyorum. Bordo-Mavili takımın hünerli bir orta sahaya sahip olduğunu söyleyebiliriz. Tabii Adrian’ın istikrar ve form yakalaması önemli. Polonyalı oyuncu, önceki sezonlarda kalitesiyle doğru orantılı bir performans sergileyemedi. Kalırsa aynı ifadeleri Alanzinho için de kullanabiliriz. Şayet Aykut, futbolunu yukarıya taşınabilirse orta sahanın güldüren yüzü olabilir. Soner’in güç ve tempo takviyesine ihtiyacı var. Olcan ve bilhassa Volkan’ın da istikrar ve derli toplu oynama becerisine… Malouda, takımın sol içte gol bağlantılarını yapan ismi olacak. Kilit bir oyuncu.Gündemdeki golcü…Forvet: Sadece Trabzonspor’daki ilk maçında beğendiğim sonra bir an önce gönderilmesi gerektiğini düşündüğüm ama her teknik direktörün kalmasından yana irade koyduğu (sanırım yeteneklerinin albenisine vuruluyorlar) Henrique, hazırlık ve Avrupa maçlarında hiç de fena değildi. Ben yine de Brezilyalı’nın takımın gol yükünü taşıyabileceğine inanmıyorum. Çünkü Henrique’de yetenekle oyun zekası yeterince el ele vermiş görünmüyor. Emre Güral, ideal fiziğine ve göz okşayan stiline karşılık sahici bir gol adamı çizgisine ulaşamadı. Batuhan’a gelince… Bağışlayın ama bu transferin mantığını çözemedim. Ondan verim almak çok zor, umarım teknik heyet, zoru başarır. Ve gündemdeki golcü Didier Ya Konan. Hannover 96’dan transfer edilmeye çalışılan siyahî oyuncu, Mustafa hocanın istediği forvet tipi. Fildişili, 29 yaşında. Parlak bir kariyere sahip, golle arası son derece iyi. Hislerim, tribünleri çok mutlu edeceğini söylüyor. Dip not: Yönetim ve teknik heyet her şeyden önce umudu ve heyecanı geri getirdi. En büyük transfer de budur. İyi teknik direktörler, ilk başta mevcut oyuncuların çıtasını yukarıya taşır. Hedefe giden yol sıradan görünenden ve sanılandan star çıkarabilmek. Başar, alkışlayalım Mustafa hocam.YARIN: BEŞİKTAŞ
↧