Quantcast
Channel: ZAMAN-YAZARLAR
Viewing all articles
Browse latest Browse all 11844

Mehmet Kamış - Güçle hiçbir şeyi halledemediniz

$
0
0
‘28 Şubat’ı en kısa ifadeyle anlatın’ deselerdi herhalde onu en iyi ‘Ne diyorsak o!’ cümlesiyle anlatırdık. ‘Hukuk ne diyor, yasalar, adalet ne diyor, en önemlisi de insaf ne diyor?’ diye sormanın suç sayıldığı, demir yumruğun patron olduğu, algı yöneticileri tarafından herkesin üstüne bir deli gömleği kesilip biçildiği bir dönemdi 28 Şubat… Aradan kısa sayılacak bir zaman geçti ve o süreç bugün yargılanıyor.Konjonktür değişti, bin sene sona erdi ve o kudretli, baş eğdirilmez isimler şimdi mahkeme önünde. Bizim kuşağımız için, güçle her meselenin halledileceğini düşünen bir zihniyetin yargı önüne çıkartılması ne kadar da anlamlıdır. Hukukun, hakkın, adaletin, insafın talimatla rafa kaldırılacağını, gücün bütün bunların hepsine galip geleceğini zannetmek ne büyük bir yanılgıydı oysa...O günleri hatırlayacaksınız, bütün gazeteler kontrol altına alınmıştı ve bütün televizyon yayınları neredeyse aynı kalemden çıkmış haber bültenlerini okuyordu. Her şey onların istediği gibi olmak zorundaydı. Herhangi bir televizyonda olumsuz sayılan bir haber görülse anında kanalın patronları aranıp, anladıkları dilden tehdit ediliyor, talimatlarla yola getiriliyordu. İstihbarat servisleri tehdit olma potansiyeli taşıyan herkesi ama herkesi fişliyor, dosyalarını tutuyor, kendilerine göre sakıncalı gördüklerini ya memurluktan atıyor ya da tasfiye ediyordu. Güçlendikçe daha çok kontrol etme isteği duyuyorlar, kontrol ettikçe de daha çok güce sahip olma ihtiyacı hissediyorlardı.Başta Çevik Paşa olmak üzere bütün generaller sonsuza kadar sürecek (!) bir iktidar sarhoşluğuna düşmüşlerdi. Bir daha devir değişmeyecek, hayat sonsuza kadar bu güç ve bu iktidarla devam edecekti onlar için... ‘Ne diyorlarsa oydu’. En küçük bir mızırdanma yok edilmeyi hak etmekten başka bir anlam taşımıyordu.Ama her şeyi kontrol altına alabilme kudretlerinin olmadığını geç de olsa anladılar. Zaman, her şeyin en güzel müfessiri olduğunu bize bir kere daha gösterdi. Bu kudret simsarı isimlerin, apoletlerinin söküldüğü an yeryüzündeki herkes gibi ölümlü bir faniye dönüştüğüne hep birlikte şahit olduk.Bugün artık yargılanıyorlar. MGK tutanaklarının hâlâ mahkemeye gönderilmemesi bir hayli garip olsa da bu durum hesap sorulmasının güzelliğini gölgelemiyor.Ancak bütün iyimserliğimize rağmen inşallah bu dava da 12 Eylül davası gibi göstermelik bir yargılamaya dönüşmez. Çünkü 12 Eylül, 28 Şubat, Balyoz ve Ergenekon davaları vesayetçi bir rejimin değişmesi anlamına geldiğinden bu yargılamaları ya yaparsınız ya da yapmazsınız. En sakıncalı, en sıkıntılı iş yargılıyormuş gibi, vesayetçi rejimle hesaplaşıyormuş gibi yapmaktır. Bu işin azı, birazı olmaz. Mesela 12 Eylül gibi yakın tarihimizin en büyük travmasının tek suçlusu Kenan Evren ve Tahsin Şahinkaya mıdır? Nerede bunun şartları olgunlaştıranları? Nerede yüzlerce faili meçhulün müsebbipleri? Nerede on binlerce kişiyi işkence hanelerden geçirenler? Nerede insanları yargısız ya da haksız yere infaz edenler? Dolayısıyla 28 Şubat sürecinin adil ve hakkaniyetli bir şekilde yargılanması şarttır. Bunun için de MGK tutanaklarını en azından mahkemenin görmesi sağlanmalıdır. m.kamis@zaman.com.tr

Viewing all articles
Browse latest Browse all 11844

Trending Articles


Mide ağrısı için


Alessandra Torre - Karanlık Yalanlar


Şekilli süslü hazır floodlar


Flatcast Güneş ve Ay Flood Şekilleri


Gone Are the Days (2018) (ENG) (1080p)


Istediginiz bir saatte uyanabilirsiniz


yc82


!!!!!!!!!! Amın !!!!!!!!!


Celp At Nalı (Sahih Tılsım)


SCCM 2012 Client Installation issue