İran ile BM Güvenlik Konseyi’nin beş daimi üyesi artı Almanya (P5+1) arasında İran’ın nükleer programı ile ilgili müzakerelerin yeni turlarının bildik ritüellerine son günlerde bir kez daha tanık olduk.İran’ın bazı hassas nükleer faaliyetlerini askıya alması karşılığında yaptırımların mütevazı düzeyde gevşetilmesinin pazarlığı yapılıyor. Bu dondurma, her iki tarafın da gelecek altı ayda daha kapsamlı ve kalıcı bir anlaşma üzerinde çalışmasına imkân tanıyacak. Ben bu köşeyi yazarken, müzakereler başarıyla sonuçlanacak mı yoksa iki hafta önceki gibi son anda yalpalayacak mı, henüz belli değildi.Cenevre’deki müzakerelerle ilgili öngörüleri ve güncellemeleri okurken, İran’ın ‘zenginleştirme hakkının’ tanınması ısrarı, İran’ın barışçı olduğunu iddia ettiği nükleer programının bazı bölümleriyle ilgili P5+1’in şüpheleri, şimdi ve yakın gelecekte yaptırımlardan geri adım atma çapına dair alışılageldik ifadelerden baygınlık geçirmemek elde değil. Daha evvel de bu noktaya geldiğimizden ama her seferinde olası anlaşma ile ilgili zirve öncesinin iyimserliğini mahveden bir şey çıktığından, kolay yoldan alaycılığa vurmanın bastırılması icap ediyor.Yanlış anlaşılmasın, içtenlikle umuyorum ki, siz bu satırları okurken, müzakereler ilk engeli aşmış olur ve nihai anlaşma üzerinde çalışmalar başlar. İran ile ilişkilerin yumuşaması tüm bölge için iyi olacağı gibi Suriye’deki kanlı iç savaşı bitirme çabalarına da olumlu etki edebilir.Ancak hep tuhafıma giden bir şey var: Medyada nükleer müzakerelerle ilgili çıkan haberlerin neredeyse hiçbirinde, böyle bir anlaşmanın, İran’ın insan hakları durumu üzerinde yapabileceği etkiden söz edilmemesi. Uluslararası dikkat tümüyle zenginleşme düzeyine, plütonyum reaktörlerine ve silahlaşma aşamasına yaklaşan uranyuma odaklanırken, pek çok kişi el atılması gereken bir diğer ve bana göre bir o kadar acil bir sorun daha olduğunu unutmuşa benziyor: İran’daki korkunç insan hakları ihlalleri.Medyanın hemen hiç dikkatini çekmedi, ama geçen hafta New York’taki BM Genel Kurulu’nun bir komisyonu, İran hükümetine, insan hakları yükümlülüklerini tümüyle yerine getirmesi çağrısı yapan bir kararı ezici çoğunlukla kabul etti. BM, haziranda Hasan Ruhani’nin cumhurbaşkanı seçilmesinden beri insan haklarının belli alanlarında kaydedilen düzelmeyi memnuniyetle karşıladı, ama uluslararası hukuka saygı gösterilmeksizin halka açık idamların devam etmesi gibi örneklere de dikkat çekti. Geçen ay da İran’da İnsan Hakları İçin Uluslararası Kampanya, Ruhani’nin ağustosta yeminle göreve başlamasından beri, 125 kişinin idam edildiğini rapor etmişti. Artık bu sayı 200’ü geçti. Bu, Ruhani’nin seçilmesinin, daha ılımlı bir tona ve uluslararası açılım kampanyasına rağmen, İran’ın berbat insan hakları sicilinden kopmasını sağlamaya henüz yetmediğini gösteren örneklerden sadece biri.İran’ın nükleer programıyla ilgili tartışmalarda, ABD ve İsrail’deki sertlik yanlıları, bu süregiden ihlalleri, her türlü anlaşmaya muhalefet etmelerini ve İran’a daha sert yaptırımları ve hatta saldırıyı desteklemelerini haklı göstermek için kullanıyor. Dolayısıyla geçen hafta hem ABD hem de İran’daki insan hakları aktivistlerinin, Cenevre’de bir anlaşmaya varılmasından yana seslerini yükseltmeleri iyi geldi. İran’da İnsan Hakları İçin Uluslararası Kampanya’nın Direktörü Hadi Ghaemi’nin belirttiği gibi: “Başarılı müzakereler hem İran halkının çektiği ekonomik sıkıntıları hafifletecek hem de İran’ın uluslararası toplumla daha çok muhatap olmasını sağlayacak. Bu da, uluslararası toplumun, İran’ı insan hakları yükümlülüklerine dair hesap verir kılma ve Ruhani hükümetine İranlılara süregiden iç baskıları bitirmeye odaklanması için baskı yapma çabalarını güçlendirecek.’’ Bu sözleri yankılayan İranlı aktivist Emadeddin Baghi, pek çok İranlı tarafından önceki müzakere turunun başarısızlığa uğramasının müsebbibi görülen Fransa Cumhurbaşkanı François Hollande’a mektup yazdı. Baghi, şimdi anlaşmayı engellemenin, ‘istemeden de olsa, İran’daki aşırılıkçı ve otoriter güçler ile İran’ı istikrarsızlaştırmaya çalışan dış radikal güçlerin sessiz ittifakının işini kolaylaştıracağının, dolayısıyla İran’ın insan hakları aktivistlerinin işini daha da zorlaştıracağının’ altını çizdi.
↧