Oldum olası “nasıl” sorusunu sormayı severim. Çünkü bilirim ki “nasılın” içinde hareket vardır.Harekette hedef, hedefte de ona giden bir yol. “Nasıl” stratejidir. Birden fazla cevaptır. Hayallerin bir yol bulup gerçeğe dönüşmesidir. Cevap nasıldadır. Ben sonuçların adamıyım, yolda eğleşmeyi sevmem. Bilirim ki günümüzün en değerlisi zamandır. Strateji yolu çizer ama inovasyon, hedefe giden en kestirme yoldur. Bu nedenle yenilikçiliğe açılan tüm yollara girer, desteklerim. Bilirim ki gelişmiş ekonomiler otoyolunda tek ve en son çıkış inovasyondadır. Bundan sonra ekonomiler inovasyonla gelişir söylemim TİM tarafından bu yıl 2. kez takdir edildi. Teşekkür ederim. Ekonomi Bakanlığı ve TİM’den tarafından 2’incisi düzenlenen İnovasyon Haftası’nın 2. gününde karşılaştım Başkan Mehmet Büyükekşi ile yüzü gülüyordu, “Geçtiğimiz yıl 3 gün toplamda 15 kişi ağırlamıştık. Bu yıl ilk gün 12 bin kişi girmiş içeri.” Aslında nicelikten çok nitelik önemliyse de Büyükekşi’nin memnuniyetine katılmamak mümkün değil. Bütün bu çabalar bardağı dolduran damlalar misali birikecek. Yenilikçi bir kültür uygun iklimi bekler. Durmak yok yola devam, bardak bir gün taşacak elbet.Dikkat, Davranış Çağına girdik!“Davranışlar ürünleri, ürünler de davranışları etkiliyor. Bir zamanlar bavul taşımak erkek işiydi. Kadınlar bavul taşımaya başladığında hayatlarını kolaylaştırmak için bavullara tekerlek takıldı. Erkekler hala kol kuvvetiyle bavulu taşımakta ısrar ettiler ama uzun sürmedi onlar da tekerlekli bavul kullanmaya başladılar. Sonra tüm bavullara bir çift tekerlek takıldı.” diyor, İnovasyon Haftası konuşmacılarından ve How: Why How We Do Anything Means Everything kitabının yazarı Dov Seidman ve ekliyor, “Artık Davranış Çağındayız.” Seidman, “Günümüzde bilgi sel olup akıyor, bugüne değin olmadığı kadar şeffaf ve bir o kadar da diğerleriyle etkileşim içinde. Dünyanın her yerinde iş dünyası ve hayatlar farklılaşarak yeniden şekilleniyor ve de bundan herkesin hemen haberi oluyor. Bu da oyunun kurallarını temelden değiştiriyor. Bundan böyle ne yaptığınızla değil nasıl yaptığınızla diğerlerinden ayrışacaksınız.” derken değişen oyunun kurallarına ayak uydurmak için kitabında 4 önemli noktayı işaret ediyor;1- İşin yeni odağı her aşamada sorulan “nasıl” sorusu olmalı2- “Nasılın” cevabı işe, süreçlere ve vizyona hızlıca uygulanmalı3- İş yapış biçimi ve geleceğe ilişkin kararlar “nasıl”a uygun ve daha da önemlisi özgün olmalı.4- “Nasıl” odağında şekillenen yeni vizyon takım tarafından anlaşılır kılınmalı ve düşünceye liderlik edilmeli.Zaman’ın reklamı beğenildi mi?Kampanya da, araştırma da ilginç zamanlardan geçerken yapıldı. Soruları DORinsight* tarafından soruldu. Mesajı, toplumdaki saflaşmanın ne denli tehlikeli ve gereksiz olduğuna dikkat çekmek olan kampanyanın toplumda yarattığı etkiye ilişkin nabız tutuldu.İşte sorular ve cevapları;Soru; Zaman reklamını beğendiniz mi?Evet beğendim diyenlerin toplamı yüzde 62’si.Soru; Kardeşlik sloganı ilginizi çekti mi?Evet çekti yüzde 72.Soru; Reklamı izledikten sonra neler hissettiniz?Yüzde 34, gazeteyi okumak ve gazete hakkında daha çok şey öğrenmek istedim.Yüzde 33, reklamı izledikten sonra satın almak istedim.Yüzde 31, reklamı daha sonra da izlemek istedim.Yüzde 31, reklam ilginç geldi ve başkalarına da söz etmeyi istedim. Gazetemizin tirajı 1 milyonu bir kez daha geçerken kampanyanın sonuçlara yansıdığı rakamlarda gözüküyor. “Kardeşlik” mesajının anlaşıldığı belli ama toplumsal haletiruhiyemize ne kadar yansıdığı ise meçhul. İşte bu durum sahiden endişe verici…Cem Yılmaz’ın 15 yıllık reklam karnesiKarne şöyle;15 yılda 7 markanın yüzü oldu. 20 milyon dolar kazandığı tahmin ediliyor.Sırasıyla Panasonic cep telefonu, Mavi, Telsim, Opet, Doritos, Avea, Türk Telekom ve İş Bankası’nın reklamlarında oynadı. “Tamamen duygusal” dilimize Telsim reklamlarıyla onunla girdi. Opet reklamında “Asfalt Ağladı” ve “Sizi pistlerde görmek isteriz” takılmaları ise hala onunla anılıyor. Elbet bu başarıda reklam senaryosunun Cem Yılmaz’a uygun yazılmış olmasının da etkisi var. Cem Yılmaz’lı reklamların beğeni sıralaması,İş Bankası 43Türk Telekom 18Doritos 17Opet 13Telsim 5Mavi Jeans 3Avea 2 Sonuç hiç de sürpriz değil. Asıl sürpriz, şimdilerde uzun uzun geleceği okuyan açıkgöz olarak ekranda dönen İş Bankası reklamlarının ilk sırada çıkmaması olurdu. Peki, reklam gerçekten derdini anlatıyor mu? Anlatım oldukça dolaylı ve uzun. Cem Yılmaz’ı izlemek ise keyifli. Pahalı ve sevilen ünlüler, büyük prodüksiyonlar ve eğlenceli senaryo mesajı vermek için kolay ve kestirme yol. Cem Yılmaz’lı reklamlar da Hülya Avşar’lı Odeabank reklamları gibi banka reklamlarından beklenmeyecek kadar eğlenceli. Bankalar giderek halkın gözünde daha antipatik gözüküyorken vatandaşa şirin gözükmek için başka ne yapılabilir ki dediğinizi duyar gibiyim. Eh, siz de haklısınız.
↧