Dünya bitti bitiyor, gitti gidiyor! Haydin kardeşler kendimize başka dünyalar arayalım!Bu çılgın olduğu kadar da hüzünlü fikri ilk kim dillendirdi bilmiyorum ama Hollandalı girişimci Bas Lansdorp’ın kurucu ortak olduğu “Mars One” adlı örgüt, 2025’e kadar Mars’ta kalıcı bir insan kolonisi kurmak için var gücüyle çalışıyor. Hemen her ülke, meslek ve yaş grubundan 200 bini aşkın adayın “önce beni gönderin” diye başvurduğu projeye 6 Türk’ün de gönüllü olduğu açıklandı. İlk grup, Dünya’yı 2022’de terk ederek 2023’te taşı toprağı kırmızı olan bu gizemli gezegene varacak. Tabii ki öncesinde insanların hayatlarını sürdürebilmeleri için gerekli malzemeler gönderilmiş olacak. Ardından ikinci grup 2024’te Mars’a ayak basacak. Bir daha da sevgili Dünya’mıza geri dönmeyecek. Bu insanlar Mars’ta üreyip çoğalarak, yeni vatanlarını imar edip, bilimsel keşiflerde bulunarak insanlık tarihinde yepyeni bir sayfa açacaklar. Teori bu. Pratiğe uyup uymayacağını bugünden söyleyemeyiz. Bazılarımızın ömrü bunu görmeye yetmeyecek zaten. Kesin olan bir şey var: Mars’a gidenler, kendi dünyalarını da yanlarında götürecekler. Dünya dediğimiz kavramı bizim dışımızda sanmak en büyük yanılgımız. Dünya; bizim gördüğümüz, dokunduğumuz, tattığımız, işittiğimiz, kokladığımız kadardır. Dünya; fikirlerimiz, anılarımız, hayallerimiz ve değerlerimizden ibarettir. Dolayısıyla bir tane değildir. İnsan sayısı kadar çoktur. Haliyle kiminki büyük, kiminki küçüktür.Kendi dünyasının dışına çıkıp âlemleri kucaklayabilenlerin sayısı ise pek azdır. Herhalde onlardan biri, Mars’a giden uzay araçlarına binmeyecek, ki böyleleri kendi manevî donanımları nedeniyle zaten buna ihtiyaç duymazlar.Dolayısıyla Mars’ta kurulacak hayat, oraya giden öncülerin dünyalarına göre biçimlenecek. O dünyaların modelleri de bu dünyada edinildiğine göre, uzun vadede kızıl gezegenin, mavi gezegenden pek farkı olmayacak. Daha asil, daha vefalı, daha akıllı, daha derin bir hayat kuramayacaklar; yine ego merkezli bakacaklar hayata. Kendi çıkarlarını, kendi zaferlerini önceleyecekler. Buldukları her kaynağı kirletip tüketecekler. Yine kardeş kardeşi vuracak. Akıllarına fazla güvendikleri için yine huzur bulamayacaklar.Mars gönüllülerine uğurlar olsun. Ben şahsen oturduğum yerde koşmak, ağzım kapalıyken konuşmak, kulaklarım tıkalıyken duymak, gözlerim kapalıyken görmek, dokunmadan teşhis etmek isterim. Bedenimin görünmeyen parmaklıklarından ara sıra süzülüp önce içimin içine ve sonra o için de içine ulaşabilmek... Böylesine yüksek bir teknoloji, çalışarak çabalayarak değil, ancak lütfa mazhar olursan elde edilebiliyor. Elimdeki tek araç ise arzu.Arzumun ateşine odun atarken gazeteleri okumaya, televizyonları seyretmeye, insanlarla sohbete devam ediyorum. Bu eski moda teknolojimle bir bakıyorum, Mars deyince aklıma tavlada yenilmek geliyor. Bilirsiniz, bu oyunun temel bir kaidesi vardır:Önce düşün, sonra oyna. Yoksa mars olursun.Bu o kadar önemli bir kural ki, farklı kombinasyonlarla yeniden ifade etmek isterim:Önce oynayıp sonra düşünürsen mars olursun.Önce düşünüp sonra oynamazsan mars olursun.Bu altın kural sadece tavla oynarken rakibimize karşı bizi uyanık tutmuyor. Hayatın taşlı tozlu yollarında yolumuzu aydınlatacak bir el feneri gibi geliyor bana.Güvenilen dağlara kar yağmış. Dostlar ihanet etmiş!Önce düşün sonra oyna...Emniyet, işgalci polislerden temizleniyormuş!Önce düşün sonra oyna...Orduya kumpas kurulmuş! Askerlerin yeniden yargılanmasının önü açılıyormuş.Önce düşün sonra oyna...Muhalifler susturuluyor, işlerine pardon inlerine baskın yapılıyormuş.Önce düşün sonra oyna...“Yürütme yargıya müdahale edemez” diyen HSYK dağıtılacakmış, Hakimler Kurulu ve Savcılar Kurulu adıyla ikiye bölünüp üyelerini TBMM seçsin noktasına gelinmiş.Önce düşün. Sonra oyna...Danıştay hükümete taş koymuş! İptal edilen adli kolluk yönetmeliğindeki hükümleri CMK’ya taşınıyormuş.Önce düşün sonra oyna...AB’den vazgeçilmiş. Rota Şangay’a çevrilmiş.Önce düşün sonra oyna...Herkesten kayıtsız şartsız bağlılık yemini bekleniyormuş. Önce düşün sonra oyna...Ülke hainler ve maşalar diyarı olmuş.Önce düşün. Sonra oyna...Üniversite sınavı kalkmasa da vatandaşlar çocuklarını dershaneye göndermesinmiş!Önce düşün sonra oyna...Listeyi fazla uzatmaya gerek yok. Mars olmak istemeyenlere bir teklifim var:Beğenmedikleri insanların elebaşılarını Mars’a gönderip huzura ersinler. Ama yine de düşünmeden karar vermesinler.
↧