Quantcast
Channel: ZAMAN-YAZARLAR
Viewing all articles
Browse latest Browse all 11844

Şahin Alpay - 'Hayat tarzı' kaygısı niye?

$
0
0
Ben bireyin siyasi tercihlerden hayat tarzı tercihlerine kadar her alanda seçme özgürlüğüne değer veren, liberal, yani özgürlükçü bir bakış açısına sahibim.Ancak benim liberalliğim, bedeninin bireye ait olduğu, dolayısıyla bedeni ile ne isterse yapabileceğini, yasamanın buna hiçbir şekilde karışmaması gerektiğini savunan türden liberteryenlik (köktenci liberallik) değil. Ben sosyal liberal yaklaşımı kendime yakın buluyorum. Yani negatif değil – pozitif özgürlüğü benimsiyorum. Parlamentonun, özgürlükten yararlanabilmeleri için bireylere gerekli donanımı sağlamak yanında, çevreyi ve insan sağlığını koruyucu önlemler alması gerektiğine inanıyorum. Bütün bunları, tahmin edeceğiniz gibi, TBMM’den AKP ve MHP oylarıyla çıkan, alkollü içeceklerin satış ve tüketiminin sınırlandırılmasıyla ilgili yasa dolayısıyla yazıyorum. Yukarıda yazdıklarımdan da anlaşılacağı üzere, hepsi değişik ölçülerde insan sağlığına aykırı olan, sadece kullananın kendisine değil topluma da zarar veren uyuşturucuların pazarlanmasına kesin yasak getiren, sigara ve alkol kullanımını da sınırlandıran yasal düzenlemelere ilke olarak olumlu bakıyorum. Son yasayla getirilen sınırlamaları da genelde makul buluyorum.Ne var ki, sınırlamaların giderek genişletilerek “Evinde iç!” ile sınırlanacağına; alkollü içkileri sorumlu bir şekilde tüketen, bundan keyif alan kimselerin “hayat tarzları”na müdahale edileceğine dair kaygıları tümüyle yersiz görmüyorum. Başbakan’ın bu sınırlamaları savunurken ileri sürdüğü kimi gerekçelerin, bu kaygıları beslediği çok açık. “Ufacık çocukların şarıbül leyli ven nehar olmasını istemiyoruz. Yani gece gündüz içen, gece gündüz sekir halinde kafa kıyak dolaşan bir nesil istemiyoruz…” derken, alkol tüketiminin Türkiye’de çok yaygın, çok büyük bir sorun olduğunu ima ediyor. Oysa bu gerçeklerle bağdaşmıyor. Bahçeşehir Üniversitesi Ekonomik ve Sosyal Araştırmalar Merkezi BETAM’ın bulgularına göre 2003’te alkol tüketilen hanelerin oranı yüzde 8 idi; artan vergiler sonucunda bu oran 2008’de yüzde 6’ya indi. Öte yandan alkollü içki tüketiminin ancak makul sınırları aştığı zaman kişiye ve çevresine zararlı bir hal aldığı bir gerçek. Zaten bunun için hiçbir demokratik ülkede tümden yasaklanmıyor.Başbakan “İki tane ayyaşın yaptığı yasa muteber oluyor da, dinin emrettiği bir yasanın sizin için neden reddedilmesi gerekiyor…” derken, bu yasanın dini gerekçelerle çıkarıldığına dair eleştirilere haklılık payı veriyor. Kanunların dini (İslami) gerekçelere dayandırılması laiklikle hiçbir şekilde bağdaşmaz. Türkiye’nin hemen her dinden, inanan ve inanmayan yurttaşları vardır; hepsinin bir dinin kurallarına göre davranmak zorunda bırakılması, muhakkak ki laikliğin de demokrasinin de sonu demektir.Alkollü içki ve sigara tüketimiyle ilgili sınırlandırmaları artıran yasanın niçin şimdi kabul edildiği sorulduğunda, “Uludere faciasından sonra kürtajın, sezaryen doğumların yasaklanması gündeme getirilmişti, şimdi Reyhanlı faciasından sonra da alkole ve sigaraya yasaklar gündeme getirilerek dikkatler başka yöne çekilmeye çalışılıyor” diyenlerin tümüyle haksız oldukları söylenemez.Başbakan’ın ve partisinin bu yasa ile, üç seçimli yıla doğru siyasi bir amaç güttüğü de akıllara geliyor: İktidarın otoriterleşme eğilimlerinden rahatsız olan dindar kesimleri, ağızlarına bir parmak bal çalarak yeniden saflara kazanma arayışı. Başbakan, alkollü içki kullanan herkesi “ayyaş… şarıbül leyli ven nehar…” olarak aşağılayarak neden olduğu kutuplaştırmanın getireceği kayıpları hiç hesaba katmıyor anlaşılan.

Viewing all articles
Browse latest Browse all 11844

Trending Articles


Mide ağrısı için


Alessandra Torre - Karanlık Yalanlar


Şekilli süslü hazır floodlar


Flatcast Güneş ve Ay Flood Şekilleri


Gone Are the Days (2018) (ENG) (1080p)


Istediginiz bir saatte uyanabilirsiniz


yc82


!!!!!!!!!! Amın !!!!!!!!!


Celp At Nalı (Sahih Tılsım)


SCCM 2012 Client Installation issue