Gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerde, ülkeyi yönetenler değil, paranın patronu olarak bilinen merkez bankası başkanları daha çok ilgi görüyor. Global finansal kriz sırasında başta Amerikan Merkez Bankası (FED) olmak üzere, Avrupa Merkez Bankası (EBC) ve son dönemde de aldığı radikal kararlarla dikkati çeken Japonya Merkez Bankası (BOJ) global piyasalarda yakından izleniyor.Bizde de Merkez Bankası, uyguladığı para politikasıyla para piyasaları oluşturduğu fiyat istikrarı ve enflasyonda düşüş trendini sürdürmesiyle dış ve iç finans çevrelerinden büyük takdir topluyor. Geçen hafta FED Başkanı Ben Bernanke’nin Amerikan Senatosu’ndaki sunum sonrası yaptığı açıklamada, parasal genişlemeyle ilgili kullandığı çelişkili ifadeler piyasaları tedirgin etti. FED’in bir önceki aya ait toplantı tutanaklarında yılın ikinci yarısından itibaren tahvil geri alımlarına sınırlama getirilebileceğine yer verilmesi piyasa aktörlerinin kafasını karıştırdı. Mayısın son işlem haftası olan geçen hafta vadeli piyasalarda kontrat işlemlerinin yoğunlaşması, para piyasalarını adeta salladı. Hafta başında daha temkinli hareket eden para piyasaları, haftanın sonuna yaklaştıkça agresifleşti. Hafta ortasından itibaren, Uzakdoğu ve Asya borsalarında sert fiyat hareketleri oluştu. Borsa endeksleri sert düşerken, Amerikan tahvillerine ilginin artmasıyla tahvil faizleri yükselişe geçti. Bizde de Borsa İstanbul (BIST) -100 endeksi 92 bin puan seviyesinden 85 bin seviyesine geriledi. Gösterge tahvilin bileşik faizi yüzde 5’lerden yüzde 6’nın üzerine çıktı. Merkez Bankası’nın 0,50 Euro, 0,50 dolardan oluşan sepet kurda 2,10’lardan, dün 2,17’lere tırmandı. Bu çerçevede Euro/dolar paritesi 28,20’den 30,50’ye yükselirken, dolar 1,8400 liradan 1,8935 liraya, Euro 2,3500 liradan 2,4575 liraya yükseldi. Piyasalardaki bu bozulmaların temelinde FED Başkanı’nın açıklamalarının dışında; yurtdışında vadeli piyasalarda ay sonu kontrat işlemleri, içeride de ay sonu kredili işlem yapan piyasa oyuncularının ve bankaların döviz açık pozisyonların kapatma işlemleri etkili oldu. Ayrıca, FED Başkanı’nın çelişkili açıklamalarının piyasaları parasal genişlemeyi sınırlamaya alıştırma amaçlı olduğu şeklinde algılandı. Bu sebeple de bizim gibi gelişmekte olan ülkelerdeki yabancı portföy yatırımcılarının likiditeye geçme amaçlı satışları karşılığında dolara yönelmeleri, döviz fiyatlarının tırmanmasında etkili oldu. Dolar karşısında sadece Türk Lirası değil, diğer gelişmekte olan ülke para birimleri de değer kaybetti. Bu gelişmelerden sadece altın fiyatı nemalandı. Diğer kıymetli metaller, petrol ve bakır fiyatları hafta boyunca daha dar aralıkta dalgalı seyir izledi. Altının ons fiyatı hafta içinde 1.400 doları geçmekte zorlanırken, dün 1.421 dolara kadar yükseldi. Bu seviyeden yeniden yönünü aşağıya çevirdi. İçerde de 24 ayar altının gram fiyatı 86,00 liraya yaklaştı. Gerek dışarıda, gerekse içeride para piyasalarındaki istikrarın bozulması ekonomik gelişmelerdeki olumsuzluklardan değil, piyasa oyuncularının yatırımlarında ay sonu pozisyon değişme işlemlerinden kaynaklandı. Para piyasalarında istikrar bozulunca da dışarıda gözler FED Başkanı Bernanke’ye, içeride de Merkez Bankası Başkanı Erdem Başçı’ya çevrildi. Başçı dün bir toplantı öncesi yaptığı açıklamada, Merkez Bankası’nın açıklayacağı pazartesi günkü mayıs ayı enflasyon verisi ve salı günkü Reel Efektif Kur Endeksi verisine göre döviz fiyatlarındaki oynaklığı önlemeye yönelik tedbir alacaklarını, gerekirse parasal sıkılaştırmaya gideceklerini söyledi. Sonrasında döviz fiyatlarının ateşi düştü. FED Başkanı’ndan gelecek açıklamalarla global piyasalar yeni haftaya daha iyimser başlayabilir. Yatırım araçları ve döviz fiyatları normale dönebilir.
↧