Image may be NSFW.
Clik here to view.
Bu hazırlık filan değil rezalet! Tarihteki ilk karşılaşmamızda Slovenya’ya da yenilerek utandırıcı diziyi sürdürdük. Sahaya ay yıldızlı formayla çıkan bir takımın bu durumda olmaya hakkı yok.Her maçta yeni bir utanılacak durum yaşamak kader değil. Kağıt üzerindeki değerleri inanılmaz rakamlarla ifade edilen oyuncuların böylesine kayboluşları bize 30 yıl öncesinin acıklı durumlarını hatırlatıyor. Tabii at sahibine göre kişniyor. Teknik direktörümüz takıma maç kazandırma ve bunu alışkanlık haline getirme gibi bir görevinin olduğunu düşünmüyor, sürekli kayıplara mazeret üretiyor. Şu anda Süper Lig’de 9 takımın teknik direktörünün bulunmayışı sanki onun üzerine vazifeymiş gibi bu konuda açıklama yapıyor! Sevgili kardeşim, sen önce kendi işini iyi yap! Sonra öteki işlere bakarsın.Avcı yönetiminde Milli Takım her geçen gün biraz daha dağılıyor. Artık bu takıma şu oyuncu girer bu yıldızımız oynar da ayağa kalkar gibi hayaller kurmayalım, böyle bir imkan yok. Hesapça bu iki maçı kazanıp hem biraz morallenecek hem de dünya sıralamasındaki yerimizi düzeltir gibi olacaktık. Letonya’dan sonra Slovenya karşısında yaşadığımız fiyasko için söylenecek söz kalmadı. Rakibimiz dünya sıralamasında 56.lıkta. 2014 elemelerinde grubunda sonuncu. Son 4 maçta galibiyeti yok. Böyle bir rakip bizi inanılmaz kolaylıkla yenebiliyor... Daha ilk 15 dakikada rakiple başedemeyeceğimiz ortaya çıktı. Alman hakemin de sertliğe prim veren yorumu işimizi zorlaştırdı. Oyuncularımız da hakem ve rakiple didişmeye başladı...Yediğimiz gollerin ikisi de tam bir rezaletti. İlkinde soldan orta yapan adamın yanındaki oyuncumuz ‘refakatçi’ durumundaydı. Daha vahimi, içerideki üç adamın toplu uyku haliydi. Novakoviç herhangi bir idmanda yan top çalışmasında bile bulamayacağı kadar rahat durumda golü attı. Gol yedikten sonra birkaç dakika oynuyormuş gibi yapmak bir Milli Takım klasiği. Yakaladığımız fırsatları asla değerlendirememek de öyle. Bu arada rakip ikinciyi buluyordu ki Serdar’ın sarı kart pahasına bunu önlemesi mümkün olabildi. Ancak ikinci yarıda Matavz’ın girmesinden sonra golü atması sadece birkaç dakika sürdü. Sonrasında da hiçbirşey yapamayacağımızı biliyorduk. Hocamız da durumun farkında olduğundan sanki değişiklikler nedeniyle yeterince etkili olamıyormuşuz mazeretine zemin oluşturacak işlere girişti. Kalan dakikaları da azap çekerek izledik. Bu iş artık çok vahim bir hal aldı. Acil çözüm gerekiyor.NOT: Maçı anlatan Ersin Düzen kardeşimize biraz ciddiyet tavsiyesinde bulunmak gerekiyor. TRT’nin ilgili yöneticilerine de... Ersin Düzen ısrarla Milli Takım’ın son 5 maçta galip gelemediğini söylemeyi sürdürdü. Oysa arada Andorra galibiyeti var... İkinci golü yememizden sonra Oğuzhan ya da Nuri Şahin’in oyuna alınabileceğini söyledi. Nuri’nin kamptan ayrılıp burun ameliyatı olduğunun farkında bile değildi. Demek ki hazırlık maçlarını TRT spikerleri de ciddiye almıyor! Ayıp oluyor.
Clik here to view.
Bu hazırlık filan değil rezalet! Tarihteki ilk karşılaşmamızda Slovenya’ya da yenilerek utandırıcı diziyi sürdürdük. Sahaya ay yıldızlı formayla çıkan bir takımın bu durumda olmaya hakkı yok.Her maçta yeni bir utanılacak durum yaşamak kader değil. Kağıt üzerindeki değerleri inanılmaz rakamlarla ifade edilen oyuncuların böylesine kayboluşları bize 30 yıl öncesinin acıklı durumlarını hatırlatıyor. Tabii at sahibine göre kişniyor. Teknik direktörümüz takıma maç kazandırma ve bunu alışkanlık haline getirme gibi bir görevinin olduğunu düşünmüyor, sürekli kayıplara mazeret üretiyor. Şu anda Süper Lig’de 9 takımın teknik direktörünün bulunmayışı sanki onun üzerine vazifeymiş gibi bu konuda açıklama yapıyor! Sevgili kardeşim, sen önce kendi işini iyi yap! Sonra öteki işlere bakarsın.Avcı yönetiminde Milli Takım her geçen gün biraz daha dağılıyor. Artık bu takıma şu oyuncu girer bu yıldızımız oynar da ayağa kalkar gibi hayaller kurmayalım, böyle bir imkan yok. Hesapça bu iki maçı kazanıp hem biraz morallenecek hem de dünya sıralamasındaki yerimizi düzeltir gibi olacaktık. Letonya’dan sonra Slovenya karşısında yaşadığımız fiyasko için söylenecek söz kalmadı. Rakibimiz dünya sıralamasında 56.lıkta. 2014 elemelerinde grubunda sonuncu. Son 4 maçta galibiyeti yok. Böyle bir rakip bizi inanılmaz kolaylıkla yenebiliyor... Daha ilk 15 dakikada rakiple başedemeyeceğimiz ortaya çıktı. Alman hakemin de sertliğe prim veren yorumu işimizi zorlaştırdı. Oyuncularımız da hakem ve rakiple didişmeye başladı...Yediğimiz gollerin ikisi de tam bir rezaletti. İlkinde soldan orta yapan adamın yanındaki oyuncumuz ‘refakatçi’ durumundaydı. Daha vahimi, içerideki üç adamın toplu uyku haliydi. Novakoviç herhangi bir idmanda yan top çalışmasında bile bulamayacağı kadar rahat durumda golü attı. Gol yedikten sonra birkaç dakika oynuyormuş gibi yapmak bir Milli Takım klasiği. Yakaladığımız fırsatları asla değerlendirememek de öyle. Bu arada rakip ikinciyi buluyordu ki Serdar’ın sarı kart pahasına bunu önlemesi mümkün olabildi. Ancak ikinci yarıda Matavz’ın girmesinden sonra golü atması sadece birkaç dakika sürdü. Sonrasında da hiçbirşey yapamayacağımızı biliyorduk. Hocamız da durumun farkında olduğundan sanki değişiklikler nedeniyle yeterince etkili olamıyormuşuz mazeretine zemin oluşturacak işlere girişti. Kalan dakikaları da azap çekerek izledik. Bu iş artık çok vahim bir hal aldı. Acil çözüm gerekiyor.NOT: Maçı anlatan Ersin Düzen kardeşimize biraz ciddiyet tavsiyesinde bulunmak gerekiyor. TRT’nin ilgili yöneticilerine de... Ersin Düzen ısrarla Milli Takım’ın son 5 maçta galip gelemediğini söylemeyi sürdürdü. Oysa arada Andorra galibiyeti var... İkinci golü yememizden sonra Oğuzhan ya da Nuri Şahin’in oyuna alınabileceğini söyledi. Nuri’nin kamptan ayrılıp burun ameliyatı olduğunun farkında bile değildi. Demek ki hazırlık maçlarını TRT spikerleri de ciddiye almıyor! Ayıp oluyor.
