Image may be NSFW.
Clik here to view.
Usûlsüz vüsûl olmaz, deriz. Ne var ki üslûpsuz da usûl olmaz. Hep vurguluyoruz ama bazılarına pek fayda sağlamıyor.Sigaranın zararını en çok onu içen bilir. İçkinin de öyledir. Burada yapılacak şey, bırakma gücünü ve iradesini artırmanın psikolojik (fikrî) yardımlarını sunabilmektir. “Öldürür, bitirir!” ilanlarının hiçbir faydası yoktur. Doktorların çoğu sigara içer; onlar da mı zararlarını bilmiyor?Obez meselesi de öyle. Hangi kadın şişmanlayıp da çirkinleşmeyi ister, güzelleşme ve güzel görünme arzuları o kadar güçlü olduğu halde? Ne kadar kolay ve ucuz bir çirkinleşme yoludur, şişmanlamak. Kim bilir ne kadar üzülüyordur ama, çözemediği bir şeyler var işte.Bir ortaokul öğrencisi bir başka ortaokul öğrencisini (14), silahla vurup öldürüyor. Kriminoloji tarihimizde böyle bir şey var mı? Silah taşımaya 10 yıl, 15 yıl ceza koy. Burada tedahül ve karışıklığa hiç elverişli taraf yok. Her şey net: taşımasın. Sadece silaha değil, bıçağa da koy. Ama diziler ve Türksat filmleri “kabadayılık, sık kafasına, uçur havaya” muhabbetiyle dolu kan-revan gösterimleriyle dolu. “İnsan” merkezli bir tek oyun yok. Sigara içmesin yeter! Adam birinin gırtlağını kesiyor, ağzındaki sigarada (buzlanma-karartma) var! Tabancalar, bıçaklar, pırıl pırıl, şıkır şıkır! Ne yaptığımızı bilmiyoruz.Kapitalizm, istese uyuşturucu trafiğini keser. İstemediği için kesmiyor. Silah trafiğini de keser, onu da istemediği için kesmiyor. Göstermelik tedbir oyunları bu gerçeği değiştirmez. Çünkü insanlık âlemi uyuşmaya ve teröre ihtiyaç hissediyor. Fuhuş da öyle... Ama mesela ille de sigaraya takmışız; evde, açık havada bile yasaklayacağız neredeyse. Bu alternatif bir duyarlılık gösterisi tatmininden öteye geçmez.Büyük anneler, büyük babalar torun bakmaktan bitap düşüyorlar. Ne yapsınlar? Çocukları ancak karı-koca çalışırsa geçinebiliyorlar. Bu şartlarda “3 çocuk” nasıl olacak? Hele kendi evleri de yoksa, 3 çocuğu büyütmek, yetiştirmek, okutmak için ayda 10 bin lira yetmez. Kira, aidat, elektrik-su, telefon-cep telefonu, doğalgaz, internet, kablolu TV, yemek-içmek, giyim-kuşam, yol parası, ders parası, say babam say. Doğurup sokağa havale edeceksen, bol bol tinerci yetişir.... Derli toplu, ihatalı bir yaklaşım, üslup, tavır lazım. Resmin bütününe, meselelerin birbiriyle ilişkili olan bütünlüğüne bakmak ve hassas ayrıntıları bu bütüncül ışığın aydınlığında görmek ihtiyacındayız. İçte de dışta da, dün, bugün ve yarın için de.Biz etkili savaş silahlarını henüz kendi sanayimizle yapabilen bir ülke değiliz. Yani savunmada dışa bağımlılığımız var. Bakın Patriotlar gelince rahatladık bir ölçüde. Sadece bu faktör bile “Ortadoğu’yu biz dizayn edeceğiz” yaklaşımını anlamsız ve tanımsız bırakır. Amerika’yı, Rusya’yı geçin, savunma sanayiinde bir İngiltere, Almanya, Fransa, İtalya falan da değiliz. Dış politikadaki stratejilerimizde bu gerçeğin dikkate alınması lüzumu izahtan varestedir. Osmanlı başlarda kazanıyordu. Batı’nın pozitif gelişmesi sanayi devriminin seyri, silah üstünlüğünü onlara kazandırınca, savaşları da kazanmaya başladılar. Sadece iman gücüyle olmaz, akıl gücü de gerekli. Filistin cephesinde bizim tabur komutanlarında çarık giyenler vardı, 20 bin asker açlıktan öldü. Nasıl kazanacaksın? Akıl, ilimdir, stratejidir, dengedir, itidaldir; kavramlar ağının ışığını gönlümüzün ışığıyla, akıl, akl-ı selim buluşturur.... Bütün’e bakalım, özü görelim. Özü görüp toparlanalım. Buradaki incelik, özün ancak bütüne bakarak görülebilmesidir.Resmin bütününü ve özündeki mesajları görmek, dağınıklığı toparlamanın kaçınılmaz şartıdır.
Clik here to view.
