Kısaca, “Gezi Direnişi olarak tanımlanan olayların ister şartlar olgunlaştı ondan patladı, yok önceden planlandı şimdi uygulamaya kondu” diyenlerin söylediklerini unutmadan dikkate alıp tepkisini ortaya koyan bu kuşağa biraz yakından bakalım. Bakalım ki bugün olagelenleri daha iyi anlayalım. Daha önce de ayrıntılı yazmış Y kuşağının her şeyden ve herkesten beklentisi artıyor demiştim. Bunu da global iletişim ajansı Edelman’ın 2012 yılında 11 ülkede 4 bin kişiyle yaptığı 8095 araştırmasına dayanarak söylemiştim. Peki, kimdir Y kuşağı, araştırmada bizimkiler neler söylemiş? -1980 ile 1995 yılları arasında doğdular, 18-33 yaş arasındalar. Yaşları genç, kanları deli akıyor. -Dünyadaki 7 milyar nüfusun 1,8 milyarını oluşturuyorlar. Dünyadaki en geniş nesil -Tarihteki en fazla çeşitliliğe sahip ve eğitimli nesil -Daha şimdiden satın alma kararlarını biz etkiliyoruz diyorlar. -2025 yılı itibarıyla çalışan nüfusun % 70’i Y kuşağı olacak, yani ekonomik dengeleri külliyen değiştirecekler. Başta yönetenler olmak üzere herkes o günlere hazırlansın. -İnternet ve dijital teknolojiler içinde büyüyen nesil olarak Y kuşağı, kendisinden önceki nesillere göre çok daha farklı şekilde iletişim kuruyor ve etkileşim beklentileri de aynı oranda farklılık gösteriyor. Son olaylar ortada. -Trendleri genelde onlar başlatıyor ve kendilerini deneyimleme arayışına zorlayan bir kültüre aitler. -12 seçenek arasında 8 ve 9’uncu sıralara yerleşen “ihtiyacı olanlara yardım etme” ve “çevreye destek sağlama” gibi amaçlar, yabancı Y kuşağının öncelikleri arasında yer almıyor. Ancak Türkiye, Hindistan, Birleşik Arap Emirlikleri gibi dayanışma kültürünün yüksek olduğu ülkelerde bu iki amaç, ilk 5 öncelik arasında. İşte buyurun Gezi’deki olayların müsebbibi bu maddedir. -Arkadaş faktörü her şeyden daha önemli. -Yaşamdan beklentileri yüksek. -Anında yanıt almayı bekliyorlar. -Y kuşağı birbirinden farklı 3 önemli global trende liderlik ediyor. Kentleşme; Y kuşağı nüfusu toplumsal kimlikleri yaşadıkları şehirlerin özellikleriyle yakından ilişkili bir hal alacak. Bundan böyle şehirle ilgili kararlarda mutlaka kendilerine sorulmalı. Deneyim; Y kuşağı “sosyal satın alma” eğiliminin yükselmesine liderlik ediyor. Meydanların dolmasının nedeni bence budur. Y kuşağında ebeveyn rolü değişecek; erkekler geçmiştekilerin aksine ev ile ilgili kararlarda etkin olurken kadınlar çalışma hayatına girecekler. Demek ki ön saflarda daha fazla kadının olmasına şaşırmayalım. -Dünyadaki Y kuşağı daha çok Türkiye’deki Y kuşağı hepsinden daha az ülkesinin dünya arenasında etkili olduğunu düşünüyor. İşte bu nokta bugüne değin ekonomik istikrar diyen ve tavrını ortaya koymayan bizim Y’lerin canını acıtmış olabilir. Y’lerin tahammül edemediği 26 maddelik liste1- Başbakan’ın üslubu2- Topçu Kışlası Projesi3- Gezi Parkı’na AVM projesi4- Reyhanlı katliamı5- Kişisel yaşam alanına giren yasaların tümü6- Uludere7- Tabiatı ve Biyolojik Çeşitliliği Koruma Kanunu8- 16 9 Plaza Zeytinburnu9- Emek Sineması’nın yıkımı10- Demirören AVM11- İnci Pastanesi12- Alkolik tanımı13- Çapulcu söylemi14- Sanat eserine “ucube” yakıştırması15- AKM’nin yıkılması16- Medya sansürü17- Anayasayı “2 ayyaş yaptı” söylemi18- Sıfır sorun politikasından sapma19- AK Parti’nin güç sarhoşluğu20- Hopa olaylarında eşkıya tanımlaması21- Yaşama müdahale endişesi22- Yüzde 50’yi zor tutuyoruz söylemi23- Kürtaj Yasası24-Şike sürecinde Federasyon’a müdahale ve Spor Yasası’nın 1 günde değiştirilmesi25-Eğitim politikaları26-Yaptım oldu söylemiY’ler için zamanın ruhu nedir?“Siyasiler zamanın ruhunu yakalayamadı ki bizi yakalasın diyor Y’ler.” İşte Y’leri anlamak isteyenlere “şimdinin ruhu”…1. Yeni medya2. Bireyin yükselişi3. Sosyal medya ile bireyin sesini daha fazla duyurması4. Daha fazla özgürlük isteği5. Faydacılık6. Çevre duyarlılığı7. Hayata bakışın yeniden politize olması8. Anlık yaşama dürtüsü9. Daha fazla eğlence10. Yeni teknolojiler11. Yaratıcılığın hayatın her alanına sirayet etmesi12. Manevi duyguların azalması13. Tüketim çılgınlığıY’lerin potansiyel enerjisi kinetiğe dönüştü…Fizik kanunudur. Durağanın her zaman harekete geçme potansiyeli vardır. Yani bir gölde sessiz sakin bekleyen su kendine mecra bulduğunda harekete geçer ve potansiyel enerji kinetiğe dönüşür. Kinetik enerji de elektrik enerjisine. Barajlarda bekletilen suların türbinlerden akıtılması bu nedenledir. Ancak 1-Potansiyel enerji birikip de kontrollü bırakılmadığında barajın bentlerini yıkar. 2-Hızla bırakılan su kontrolden çıkıp sele neden olur. 3- Debisi yüksek suyun önünde durursanız akıp gidersiniz. Bu potansiyelden kinetiğe dönüşerek fayda üreten enerji metaforunu severim. Daha fazla açıklamama gerek yok sanırım.
↧