Etiyopya parlamentosu dün, Mısır ve Sudan’ın Nil suları üzerindeki mevcut haklarını kısıtlayacağına kesin gözüyle bakılan bir uluslararası anlaşmayı tanıdı.Etiyopya bir müddettir Büyük Etiyopya Rönesansı Barajı için Nil suyunun yönünü değiştirmeye başlamış ve Mısır ile muhtemel bir su savaşının ilk gongunu çalmıştı. Mısır Devlet Başkanı Mursî daha hafta başında ülkesi için Nil suyunun her bir damlasının, Mısırlıların kanları kadar değerli olduğunu söyleyerek, Rönesans Barajı projesinin askıya alınmaması durumunda Afrika’yı bekleyen kara günlerin haberini vermişti.Mısır ve Sudan’a Nil’in sularından aslan payını veren düzenleme Afrika’nın ekser kısmının Avrupa sömürgesi olduğu bir dönemde yapıldı. O dönemde Nil, bütün bölge ülkeleri için sadece içme ve sulama suyu kaynağı olarak anlamlıydı. O zamanlar Etiyopya kendi topraklarından geçen Nil’in sularını depolayacak veya yönünü değiştirecek imkanlara da sahip değildi. Bu sebeple gerek 1929’da, gerekse 1959’da yapılan düzenlemelerde Mısır ve Sudan, Nil sularının yüzde 85’inden fazlasına sahip olacaktı.Ancak bugün hızla büyüyen Etiyopya ekonomisi Nil’e enerji kaynağı olarak bakıyor ve artık büyük barajlar yapabilecek teknik altyapıyı edinmiş durumda. Rönesans Barajı, 4,2 milyar dolarlık bir proje. Etiyopya bu projeyle artık kronikleşmiş enerji sorununa kalıcı bir çözüm üretmeye çalışıyor. Zira ülkede sıklıkla yaşanan elektrik kesintileri ve enerji konusundaki dışa bağımlılık kalkınmanın önündeki en büyük engel olarak görülüyor.Etiyopya’nın iddiasına göre baraj projesi Sudan ve Mısır’a “kabul edilemez” bir su kaybı yaşatmayacak. Afrika Birliği’nin tavsiyesi üzerine kurulan bir ortak Mısır-Sudan-Etiyopya heyeti de Etiyopya’nın iddialarını destekler mahiyette. Bu heyetin raporu üzerine o güne kadar Etiyopya’ya karşı Mısır’la birlikte hareket eden Sudan, Etiyopya’nın baraj projesini destekleyeceği açıklamasında bulundu. Yalnız kalan Mısır için mesele sadece Nil sularından tavizde bulunmak anlamına gelmiyor. Yeni yönetim, önümüzdeki on yıl boyunca yaşanabilecek her türlü kuraklıktan Rönesans Barajı’nın, dolayısıyla bu baraja engel olamayan Mısır yönetiminin sorumlu tutulacağını biliyor. Ve kuraklık Afrika’da hiç de sürpriz bir gelişme değil…Mısır’ı Rönesans Barajı konusunda kızdıran arkaplan gelişmesi Etiyopya’nın dün parlamentosunda tanıdığı Nil Nehri İşbirliği Çerçeve Anlaşması. Anlaşmada halihazırda Etiyopya, Ruanda, Tanzanya, Uganda, Kenya ve Burundi’nin imzası var. Güney Sudan ve Kongo da anlaşmayı kabul edebileceklerini ilan etmiş durumda. Bu çerçeve anlaşması on ülkenin katılacağı bir Nil Havzası İnisiyatifi kurmak ve bu havzadaki her türlü su ve enerji projesinin ortak yönetimini sağlamak istiyor. Bu yönüyle anlaşma Mısır’ın da kabul edebileceği bir anlaşma. Ancak anlaşmanın bir maddesi, üye ülkelerin Nil’e komşu ülkelerin su güvenliğine zarar vermeme kararlılığına referansta bulunuyor. Mısır’ın bakışıyla “su güvenliği” ifadesi muğlak bir ifade. Bunun yerine “mevcut hakların korunması” ifadesini koymak istiyor Mısır. Böylelikle 1929’dan beri koruduğu haklarını kaybetmeyeceğini garanti etmek istiyor.Nil Havzası İnisiyatifi örnek bir proje. Fırat ve Dicle Havzası için benzer bir inisiyatif kurgulanabilir gelecekte. Bu sebeple Nil Havzası İnisiyatifi’nin karşılaştığı zorlukları iyi gözlemlemek lazım.
↧