![]()
Endüstriyel futbolun ilk büyük müessesesi 1992’de İngiltere Premier Ligi’nin kurulması, hemen ardından Şampiyon Kulüpler Kupası’nın Şampiyonlar Ligi’ne dönüşmesidir.Öncesinde burada hayat yarı amatör yarışmacı dinginliğinde, genellikle gelenek sahibi kulüplerin üstünlüğündedir. Gücü bir süre ele geçirmenin formülü paralı bir adamın çocukken tuttuğu bir kulübü cebinden büyük para vererek diriltmesidir.Kısa süreli olmaktan öte gitmeyen başarılar gelir.Kabul edelim düzenli TV geliri ile ilk devrim tamamlanır. Devrimin yeniliğe ihtiyacı vardır ve sıcak para talebi zirve yapar.İkinci büyük devrim, 2000’lerin başında TV gelirleriyle yetinmeyen kulüplerin halka açılma aşamasıdır. İngiltere her alanda olduğu gibi bu mevzuda da öncülük yaptı. İngiliz kulüpleri TV’nin büyük para verdiği ligiyle birlikte inanılmaz bir ivmeyle evriliyordu. Bu furyada Avrupa’da yüzlerce kulüp şirketleşip Borsa kanalıyla taze paraya kavuştular.Mesela bu devrimin en ilginç takımı Lazio’dur. Lazio halka açılarak topladığı parayla büyük transferler yapıp şampiyon olur ama sürekliliği elde edemeden eski rutinine döner.Parayı dengeli, bütçeyi idareli kullananlar ise sürdürülebilir büyüme sağlar.Üçüncü büyük devrim, stadyumların yenilenip izleyici kompozisyonunun değişmesi, kombine alışkanlığıyla öngörülebilir bütçe yapma elinin güçlenmesiyle olur.İngiltere yine öndedir ve önce TV, sonra halka açılma paralarına ek olarak sistematik büyüyen kapı gelirleri eklenir.Devrimin en güçlü silahlarından birisi ise tekstil işindeki büyümedir. Milyonlarca dolar mağaza geliriyle devrimin son ayağına girilir.Futbol endüstriyelleşmiştir artık!Devrim’in sözlük anlamıyla yola çıkarsanız bu kadar kısa sürede arka arkaya büyük değişimler olmaz argümanı ile haklı olabilirsiniz. Ne var ki bu üç ayaklı yolculukta tüm dengeler altüst olup futbolun kimyası hep değişmiştir.Misal siz bu yazıyı okurken Çin’deki bir fabrikadan yola çıkan bir İngiliz kulübünün 7 numaralı forması Yeni Zelanda’daki sahibine ulaşmak üzere.Kulübün internet sitesine yapılan 10 tıklamayla forma Çin’den bile yola çıkabiliyor!Yeni Zelandalı taraftarın parası ile Afrikalı bir oyuncu muhtemelen Paris’te portakal suyunu yudumluyor. O kadar genişliyor para hali!Devrim değil de nedir?Türkiye son 10 yıldır televizyondan kazanıyor, halka açılmadan kazanıyor.Avrupa’dan zaman zaman para getiriyor ama hiçbir zaman kapı gelirlerini diğerlerinin seviyesine çekemiyordu.Türkiye ne kadar ayak uyduruyor?Önce Fenerbahçe, sonra Galatasaray bunu başardılar. TV gelirlerinin yanında büyük kombine, büyük tekstil geliriyle hızla büyüyorlar. Halka açılma paraları genellikle geçmiş kaynaklı gedikleri kapatmaya gitti. Bir Lazio etkisi olmadı. Zaten geleneksel güçleri yüksek olduğundan sorun yoktu.Beşiktaş bugün yapacağı seçimle büyük yarışta önemli bir adım atacak. Yeni başkan yeniden seçilirse 15 ay içerisinde kulübe kapı gelirlerini 5’e katlayacak bir stadyum kazandıracak. Vodafone ile tarihi bir imza atmış olması çalıştığının kanıtı. Beko şansını kullanamayan Beşiktaş için yeni bir dönem açılabilir.Beşiktaş’ın en büyük eksikliği Sarac-oğlu’nun ardından TT Arena’nın da açılmasıyla belirginleşen stadyum finansmanıydı. Yeni başkan seçime girerken geçmiş dönemin borçlarını eritme adına sermaye artırımı yaparak 76 milyon para yarattıklarını söyledi. Bir bakıma endüstriyel devrimin argümünlarından birini kullanmıştı. Yeni stat yeni bir kimlik, yeni bir seyirci topluluğu, yeni mağaza müşterisi demek. Yeni başkan bu yıl 11 milyon olan tekstil gelirini 30 milyon yaptıklarını da söylemişti. Yine bir son 20 yıl futbol’da büyüyen gelir yaratma fırsatlarından birini geliştirdiklerini ima ediyordu.Beşiktaş, Fenerbahçe, Galatasaray Avru-pa’nın en büyük kalabalıklarının desteğini alıyor. Gelir kalemleri yarıştaki diğer rakipleriyle eşitlenmeye doğru hızla ilerliyor. Temel sorun bu yazıda sürekli anlatılan ekonomik devrim’in yanında sportif tutarlılığın burada enfarktüs halinde olması.Beşiktaş’ın tarihî günü En zor zamanda elini taşın altına soktuğu için Beşiktaş bugün yeni başkana bir şans daha vermeli. Göstergeler sistemin çalışması için doğru adımlar atıldığını gösteriyor. Mazbata yenileyecek yönetimin de devrimin içindeki esas ruhu asla ıskalamaması gerekiyor. Kısa vadede ezeli rakiplerinin gelirlerini yakalamaları zor. Stadyumun yapılması, borçların eritilip, tekstil gelirlerinin aşama kaydetmesi için en az iki sene gerekiyor. Ayrıca Galatasaray’ın Avrupa’dan getireceği ekstra para da cabası.. Burada rakiplerinin giderlerinin daha yüksek olduğu gerçeği Beşiktaş için avantaj gibi görünse de yapılması gereken sporcu yetiştirip, teknik adamlık kurumunu istikrarlı bir devamlılıkla örgütleyen bir aklın farkı kapatacağı gerçeğidir.Devrimin esas ruhu istikrarla üretmek üzerine kurulu.. Beşiktaş devrimi geriden takip etmek zorunda bıraktırılmış olabilir, ama öne geçmek için de kimsede olmayan fırsata sahip... Bugün Beşiktaş seçmeni sandığa giderken Dünya futbolunu da iyi okuyabilmelidir.Mevcut yönetim karşısındaki liste de çok değerlidir, ufuk ve vizyon sahibidir şüphesiz ve bu dönemde muhalefet’in güçlü olması da bir hizmet yarışıdır.Yeni başkana eskime şansı tanımak Beşiktaş’ın devrimi olur.İyi pazarlar.