![]()
Gündem rahatladı ben köşemin gündemine, güvenli sularına döneyim istiyorum. Olmuyor! Yakından tanıyanlar bu köşede kendi alanım dışında ahkâm kesmekten hoşlanmadığımı bilir. Ama konu “biz” olunca kaygılarım beni de aşıyor. Kaldı ki mesele sonuçtan kaynağa, davranıştan düşünceye giden süreçte insanı anlamak olunca Gezi ile başlayan olaylar bütünü doğrudan ilgi alanıma giriyor.İçinde yaşadığımız döneme farklı açılardan bakanlar değişik tanımlar yapsa da üstünde hemfikir olunan tek şey topyekûn bir “değişimden” geçtiğimiz.Peki, nedir bu değişim?İlginçtir ki farklı kültürlerde farklı çağrışım ve önermelere sahip.Değişim; gelişmiş ülkelerde yenilik ve heyecan, gelişmekte olanlarda endişe ve bıkkınlık, gelişmemişlerde ise kaos ve kâbus.Pozitiften negatife, aktan karaya onlarca hissedişi de bir arada çağrıştırıyor.Bizdeki rengine gelince; toz duman arasında henüz görülmüyor ama umutluyuz.Tamam değişmek zor ama bizden önce bu yoldan geçenler işi nasıl yönetti?Bu kez de guruların gurusu yönetim bilimci Chip R. Bell’den feyz alalım, “Bir kültürü yönetmek havada top çevirmeye benzer. Aynı anda birkaç topu havada tutmak yoğun dikkat, eller arasında çok iyi iletişim, enerjik bir çaba ve resmin tamamı konusunda keskin bir kavrayış gerektirir çünkü hareket eden topların görüntüsü bir süre sonra bulanıklaşır.”Bakınız Türkiye gündemi. Ben sayamadım okurlar saysın…Kültürel değişim ilk bizim başımıza gelmedi ya, nasıl geçeceğiz bu köprüden?“Kültürel değişimlerde lider duruma odaklanmalı, muhataplarıyla iletişim kurmalı, parçanın değil bütünün duygusunu anlamalı. Toplumlar giderek daha karmaşık yapılara dönüşürken topların sayısı da artacak.”Sayı artınca düşme riski de artar mı? Elbette artar. Umalım ve hep birlikte dua edelim ki hiçbirisi düşmesin…Elimizde şablon bir çözüm var onu uygulasak olmaz mı?“Hayır, asla, katiyen! Her top diğerinden farklı ve zor olabilir. Basit top çevirmeden karmaşık top çevirmeye geçişte ise ısınma süresi gerekir. ”Lütfen ısınma süresini kısaltalım, toplum kaynıyor.Değişimi yöneten lider durumu kendi adına faydaya dönüştürür mü, nasıl?“Kültürel değişim liderliği sanattır. Zarafet ve estetik gerektirir.”Lider topları çevirirken;1-En çok etrafındaki değişime dikkat kesilmeli; otomatik pilota bağlanmış, aklı karışık birisi iyi top çeviremez. Sorunlara bilgi, alçakgönüllülük ve merak duygusuyla yaklaşmalı.2- Eller yardımlaşırken iletişim ve koordinasyon kusursuz olmalı; yalan yanlış bilginin zehrine karşı en iyi panzehir iletişimdir.3- Liderin özellikle bu dönemde performansı pozitif yansımalı; değişim söz konusu olduğunda gözlem, konuşmadan çok daha önemlidir. Liderler öğreterek değil, öğrenerek çevreleri için daha iyi bir örnek olur.4- Topların sayısı arttığında bulanıklığın başladığını hissetmeli, tedbir almalı; liderler birbirinden farklı nesneleri benzerliklerini bulur birleştirir, havaya her fırlattığı topu tutmak için ise önceden sıkı bir plan yapar.Bizde eller değil daha çok ayaklar…Değişim herkesi korkutur. Hele uzun yıllar aynı uygulamalarla alanlarını koruyanlar düştükleri rahatlık tuzağından bir türlü çıkamazlar. Rehavet aymazlığı, aymazlık hatayı getirir. Sonrası ise faciayı…Havada top çevirmek bizim için neden zor?Feyiz aldığımız Chip R. Bell, insanların sadakatini sağlamaya yönelik onlarca kitap yazmış yani müşteriden partiliye, Y’sinden Z’sine kadar her türlüsünün sadakatini tartışıyor, danışmanlık da yapıyor. Son kitabının adı ise çok manidar: Wired and Dangerous/Bağlantılı ve Tehlikeli. Her şeyin birbirine bağlı, bir kıvılcımın yangına dönüştüğü günümüz dünyasında olan biteni adeta bir maçı izler gibi naklen gözlerken Chip Bell’in metaforunu düşünüyorum. Değişim yönetimini havada top çevirmeye benzeten Bell’in bu yaklaşımının bizde halen neden tutmadığına, uygulanamadığına takılıyor aklım. Buluyorum da! Elle yapılan potalı, fileli sporlar bile bizde henüz hak ettiği yere gelmemişken, havada 5-10 top çevirmeye yeni alışıyoruz. Yani demem o ki biz futbolcuyuz futbolcu…Alâmetifarika’dan açıklama geldiGezi’ye destek verdiği iddia edilen reklamcılar, reklamverenler ve yayınlar haberi gündeme bomba gibi düştü. Reklamcılar Derneği bir tekzip hazırlığındayken destekçi listesinde adı geçen Alametifarika’dan bir açıklama geldi. Açıklamada pek çok büyük markanın yanı sıra Türk Hava Yolları’nın da ajansı olan Alametifarika’nın kreatif bir ajans olduğuna da dikkat çekiliyor. Medya ajansı ile kreatif ajansın işlevleri açısından karıştırıldığı, reklamların yayınlanması ya da yayınlanmaması konusunda hiçbir yetkilerinin olmadığı açıklanıyor. Taksim Gezi Parkı olayları için ise, “Olayların ne yanında, ne karşısındayız. Gerilimin çok yoğun olduğu 1 Haziran gecesi, insanlar sığınmak için Alametifarika’nın da kapısını çalmış, bekçimiz de insaniyet namına kapımızı açmıştır. Aynı gece Alametifarika’nın kurumsal Twitter hesabından kapılarımızın insani yardım amaçlı açık olduğunu bildiren bir de mesaj yayınlanmıştır. Nitekim genç bir hamile hanım o gece Alametifarika’ya sığınarak bebeğini ve kendini korumaya almıştır. Alametifarika’nın Taksim Gezi olaylarıyla kurumsal ilgisi bundan ibarettir.” deniliyor.