Bir anda çığ gibi patlayan gerilim yüzünden morallerin sarsıldığı, dünya medyasının ülkemizden 7 gün 24 saat olumsuz görüntüler yansıttığı, en küçük olumlu haberin mumla arandığı günlerde, onlar barış ve kardeşlik mesajlarıyla umut oldular.Türkçe Olimpiyatları için 140 ülkeden ülkemize gelerek 55 şehirde ve onlarca televizyon kanalında milyonların gönlünü hoplatan iki bin gencin dilleri, dinleri, renkleri, ülkeleri, bayrakları farklıydı. Ama sevgi dolu yeni bir dünya kurma idealleri ortaktı.Sanki onlar, “Ne yapayım acele ettim, kışta geldim. Sizler cennet-asa bir baharda geleceksiniz. Şimdi ekilen nur tohumları, zemininizde çiçek açacaktır.” diyen çilekeş dava adamının gerçekleşen müjdesiydi. Gönülde yaşatma ideali, dilde selam ile dünyanın dört bir yanına Yunusça gidenlerin derlediği rengârenk çiçeklerdi.Sade insanından cumhurbaşkanına, sanatçısından aydınına, sağcısından solcusuna hepimiz onları çok sevdik. Onlar da çiçeği burnunda Türkçeleri ile Aksiyon Dergisi’ne yazdıkları mektuplarda, hem ideallerini hem bizimle ilgili duygularını şöyle paylaştılar:“Adım Abdullah, soyadım Bakari. Tanzanyalıyım. 11. Türkçe Olimpiyatları’na konuşma dalında katıldım ve gümüş madalya aldım. Öncelikle, bu olimpiyatlar çok güzel geçti ama gelmeden önce çok merak ettim. Mesela bazen kendi kendime sorular sordum, nasıl olacak? Bazen uykum gelmedi. Gelince çok şaşırdım çünkü daha iyi, daha güzel oldu. Altı kıta, 140 ülkeden 2 bin öğrenci, Türkiye’de aynı dili konuşuyoruz. Beraber kaldık. Bizim renklerimizi, kültürlerimizi her şey unuttuk! Birlikte yaşadık. Ben çok sevdim vallah. Böyle bir organizasyonla “yeni bir dünya” kutlayacağız.Türkiye’de 3 ilde gezdim İstanbul, İzmir sonra da Ankara. İnsanlar ve her şey güzeldi. Türkiye tarihi bir ülke ve insanlar bizi çok seviyor. Mesela İzmir’de bana göre en az 1,5 milyon insan bizim (ülke tanıtım) standına geldi ve en az bir günde o insanlarla 200 ya da 500 fotoğraf çekildim.Türkler misafirler perver. Yemekleri de ne güzel. Türk yemeklerini ben çok sevdim mesela kebap, döner, lahmacul, durum, çorba, tatlılar (baklava, aşura) ben çok hoşlanıyor.Olimpiyatlarda çok arkadaşla tanıştım mesela Somali’den, Brezilya’dan, Moldova’dan, Mali’den, Tacikistan’dan, Türkmenistan’dan, Kenya, Romanya, Mozambik, Moğolistan’dan. Genellikle herkes benim arkadaşım. Ama en fazla Kenya, Mozambik ve Somali’den arkadaşlarla tanıştık, şimdi kardeşler gibi olduk.Bu yarışmayı çok beğendim ve ülkeme dönünce herkesi çok özleyeceğim. Bunda ağlamak istiyorum. Herkes çok sevimli ve sıcakkanlı. Olimpiyatlara katılmak için bizi Türkiye’ye davet eden herkese çok teşekkür ediyorum. Bir gün evrensel barışa doğru yeni bir dünya kutlayacağız.”“Merhabalar benim adım Ahmet Harun, soyadım Sultani. Afganistan’dan geldim. Herat Afgan Türk Lisesi 3. sınıftayım… Zamanımız kin, nefret, bağnazlık zamanı derler ama bence Türkçe olimpiyatları bütün bunları arındırır. Olimpiyatların amacı, sevgiyle dolu bir hayatı yaşamak ve yaşatmaktır. Kendi o güzel şiarıyla “Evrensel barışa doğru”. Ben önce Allah’a şükrediyorum ve sonra o adanmış insanlara çok teşekkür ediyorum. Allah onlardan razı olsun ki bu gönül işini gönülden yapmışlar… Türkçe olimpiyatları bana Evrensel barışın tadına vardırdı, yeni bir dünyanın güzelliklerini öğretti… ““Adım Rafigue Namutuga. Mozambik’ten Geldim. Uluslararası Söğüt Köoleji’nde okuyorum… Dünyadan ve özellikle Moldova, Makedonya, ve Güney Afrika’dan çok güzel insanlarla tanıştım… Biz de inşallah büyüyünce böyle başka gençler yetiştireceğiz ve bu gençler inşallah dünyaya yeni bir gün getirecek. Ve bu yeni dünya inşallah Türkçe Olimpiyatları gibi çok barışlı bir dünya olacak…”“Adım Senan. Soyadım Abdullayev. Azerbaycan Nahçıvan Ö.C’den dil bilgisi dalında katıldım ve gümüş madalya aldım… Çok mutluyum çünkü 140 farklı ülkeden gelen renkleri farklı, dilleri farklı, dinleri farklı çocukların kardeşliğini gördüm. Burada çok iyi anlaşıyoruz. Herkes Türkçe konuşuyor. Herkes Türkçe olimpiyatlarındaki çocuklar gibi olsa tüm dünya barış içinde olur… İnşallah barışın, kardeşliğin olduğu yeni bir dünya kurarız!..”
Bir anda çığ gibi patlayan gerilim yüzünden morallerin sarsıldığı, dünya medyasının ülkemizden 7 gün 24 saat olumsuz görüntüler yansıttığı, en küçük olumlu haberin mumla arandığı günlerde, onlar barış ve kardeşlik mesajlarıyla umut oldular.Türkçe Olimpiyatları için 140 ülkeden ülkemize gelerek 55 şehirde ve onlarca televizyon kanalında milyonların gönlünü hoplatan iki bin gencin dilleri, dinleri, renkleri, ülkeleri, bayrakları farklıydı. Ama sevgi dolu yeni bir dünya kurma idealleri ortaktı.Sanki onlar, “Ne yapayım acele ettim, kışta geldim. Sizler cennet-asa bir baharda geleceksiniz. Şimdi ekilen nur tohumları, zemininizde çiçek açacaktır.” diyen çilekeş dava adamının gerçekleşen müjdesiydi. Gönülde yaşatma ideali, dilde selam ile dünyanın dört bir yanına Yunusça gidenlerin derlediği rengârenk çiçeklerdi.Sade insanından cumhurbaşkanına, sanatçısından aydınına, sağcısından solcusuna hepimiz onları çok sevdik. Onlar da çiçeği burnunda Türkçeleri ile Aksiyon Dergisi’ne yazdıkları mektuplarda, hem ideallerini hem bizimle ilgili duygularını şöyle paylaştılar:“Adım Abdullah, soyadım Bakari. Tanzanyalıyım. 11. Türkçe Olimpiyatları’na konuşma dalında katıldım ve gümüş madalya aldım. Öncelikle, bu olimpiyatlar çok güzel geçti ama gelmeden önce çok merak ettim. Mesela bazen kendi kendime sorular sordum, nasıl olacak? Bazen uykum gelmedi. Gelince çok şaşırdım çünkü daha iyi, daha güzel oldu. Altı kıta, 140 ülkeden 2 bin öğrenci, Türkiye’de aynı dili konuşuyoruz. Beraber kaldık. Bizim renklerimizi, kültürlerimizi her şey unuttuk! Birlikte yaşadık. Ben çok sevdim vallah. Böyle bir organizasyonla “yeni bir dünya” kutlayacağız.Türkiye’de 3 ilde gezdim İstanbul, İzmir sonra da Ankara. İnsanlar ve her şey güzeldi. Türkiye tarihi bir ülke ve insanlar bizi çok seviyor. Mesela İzmir’de bana göre en az 1,5 milyon insan bizim (ülke tanıtım) standına geldi ve en az bir günde o insanlarla 200 ya da 500 fotoğraf çekildim.Türkler misafirler perver. Yemekleri de ne güzel. Türk yemeklerini ben çok sevdim mesela kebap, döner, lahmacul, durum, çorba, tatlılar (baklava, aşura) ben çok hoşlanıyor.Olimpiyatlarda çok arkadaşla tanıştım mesela Somali’den, Brezilya’dan, Moldova’dan, Mali’den, Tacikistan’dan, Türkmenistan’dan, Kenya, Romanya, Mozambik, Moğolistan’dan. Genellikle herkes benim arkadaşım. Ama en fazla Kenya, Mozambik ve Somali’den arkadaşlarla tanıştık, şimdi kardeşler gibi olduk.Bu yarışmayı çok beğendim ve ülkeme dönünce herkesi çok özleyeceğim. Bunda ağlamak istiyorum. Herkes çok sevimli ve sıcakkanlı. Olimpiyatlara katılmak için bizi Türkiye’ye davet eden herkese çok teşekkür ediyorum. Bir gün evrensel barışa doğru yeni bir dünya kutlayacağız.”“Merhabalar benim adım Ahmet Harun, soyadım Sultani. Afganistan’dan geldim. Herat Afgan Türk Lisesi 3. sınıftayım… Zamanımız kin, nefret, bağnazlık zamanı derler ama bence Türkçe olimpiyatları bütün bunları arındırır. Olimpiyatların amacı, sevgiyle dolu bir hayatı yaşamak ve yaşatmaktır. Kendi o güzel şiarıyla “Evrensel barışa doğru”. Ben önce Allah’a şükrediyorum ve sonra o adanmış insanlara çok teşekkür ediyorum. Allah onlardan razı olsun ki bu gönül işini gönülden yapmışlar… Türkçe olimpiyatları bana Evrensel barışın tadına vardırdı, yeni bir dünyanın güzelliklerini öğretti… ““Adım Rafigue Namutuga. Mozambik’ten Geldim. Uluslararası Söğüt Köoleji’nde okuyorum… Dünyadan ve özellikle Moldova, Makedonya, ve Güney Afrika’dan çok güzel insanlarla tanıştım… Biz de inşallah büyüyünce böyle başka gençler yetiştireceğiz ve bu gençler inşallah dünyaya yeni bir gün getirecek. Ve bu yeni dünya inşallah Türkçe Olimpiyatları gibi çok barışlı bir dünya olacak…”“Adım Senan. Soyadım Abdullayev. Azerbaycan Nahçıvan Ö.C’den dil bilgisi dalında katıldım ve gümüş madalya aldım… Çok mutluyum çünkü 140 farklı ülkeden gelen renkleri farklı, dilleri farklı, dinleri farklı çocukların kardeşliğini gördüm. Burada çok iyi anlaşıyoruz. Herkes Türkçe konuşuyor. Herkes Türkçe olimpiyatlarındaki çocuklar gibi olsa tüm dünya barış içinde olur… İnşallah barışın, kardeşliğin olduğu yeni bir dünya kurarız!..”