Quantcast
Channel: ZAMAN-YAZARLAR
Viewing all articles
Browse latest Browse all 11844

Okay Karacan - Bana sevinci göster

$
0
0
Bizim kuşağın çocukluğuna giderseniz travma nedir görürsünüz! Yok yok bugün amacım bir sosyal saptama yapmak değil. Zaten bu işi bırakalım sosyologlar, siyaset bilimcileri yapsın ve hatta psikoloji dalının araştırmacıları üzerine konuşsun.Tahmin edersiniz ki bu sütunun yazarı; spor yazar, spor konuşur ve kendince saptamalarla zaman zaman mevzuya açılım arar.Travmadan kastım futbol...Televizyon ile büyüyen bir kuşağız. 1976’dan itibaren TRT, içerik zenginliği çağını yaşamaya başladı. Ülke dışında staj yapan personel, 1974 Kıbrıs Harekatı ile yalnızlaşan Türkiye’ye dünyanın kapılarını açan ilk altın dönemin kahramanları oldular. Yayıncılık tekniği gelişti. Stüdyolar çeşitlendi, Amerikan endüstrisinin ürünü diziler hızla giriş yaptı. Yerli formatlar oluşturulmaya başlanıyordu ve Türk halkının gazete dışındaki en büyük sosyal değişimine TRT imza atıyordu.İşte o dönem izlediğimiz birbirinden güzel dizi çizgi filmler sayesinde bizden önceki nesle oranla daha dolu bir çocukluk yaşıyorduk. Öğlenciysen okuldan çıkar çıkmaz arsada futbol, 19.00 civarı çizgi film ve sonra erken yatma sorunun yoksa televizyon..Maç olduğu akşamlar ise gün hat-trick yapardı. Maç yap, çizgi film izle, maç izle...İzlediğimiz maçların duygu dünyamızda harika kıvrımlar bırakmadığını tahmin edebilirsiniz. Ülkenin en iyi futbolcularından oluşan milli takım farklı mağlubiyetler alır, daha ilk dakikalarda yediğimiz goller yıkardı bizi. Orta sahaya çıkamaz, üç pas yapıp şut bile atamazdık. Oysa gazeteler bizim ligi anlatırken oyuncularımızın ne kadar muazzam işler yaptığını yazar, inanırdık.Aradan onca yıl geçti. Konfederasyon Kupası maçlarını izliyoruz. Takımlar gelecek yıl Brezilya’da Dünya Kupası oynayacaklar. Malumunuz hezimet derecesinde sonuçlar aldığımız için biz yokuz oralarda. Oysa ligimizde muazzam oyuncular yok mu?Tahiti’yi izlerken ben!Konfederasyon Kupası maçları esnasında Okyanusya şampiyonu Tahiti, İspanya, Uruguay ve Nijerya’dan toplam 23 gol yedi. Sadece bir gol attılar. O gol, yıllar önce K. İrlanda’ya Dobi Hasan’ın deplasmanda attığı gol bizi nasıl sevinçten çılgına çevirmişse Tahiti’yi o kadar coşturdu. Tahiti maçlarını izlerken o kâbus 70’lere gitmedim değil, içim ürperdi ve karanlığı hissettim sanki. Mutlaka onlarla aramızda dağlar kadar fark var ama biz büyük travmalar yaşamış olduğumuzdan ister istemez daha hızlı attı kalbimiz ve çocukluğumuzda zihnimize kazınan hezimet kıvrımları renk verdi.1993 yılındaki Akdeniz Oyunları ile başlamıştım mikrofon tutmaya, ilk stüdyo programım Ümit Milli Takım Teknik Direktörü Fatih Terim’le olmuştu. Silivri’deki yazlığından kalkıp Ulus’taki A Stüdyosu’nu teşrif eden Terim, ertesi gün Milli Takım Teknik Direktörü oldu. Başka bir çağı yaşadık. Televizyon teknolojisi hızında futbol gelişimimiz başladı. Artık fark yemiyor, takımlarımızla Avrupa’da haysiyetli işler yapıyorduk.Hikâyenin sonrası malumunuz uzatmayalım. Akdeniz Oyunları finalinde Fas’a kaybedince ister istemez yeniden geçmişe döndük. Üstelik U-20 seyircisiz devam eder, futbol bu şanslı kuşağı tribüne çekemezken kıvrımların içinden bir güzel sayfa çıkıverdi.1980’de İzmir’de İslam Oyunları düzenlenmişti. Milli Takım ülkenin en iyi oyuncularından oluşuyordu ve o turnuvanın finalinde Libya’ya 2-1 kaybetmiştik. Mersin’deki Fas mağlubiyeti ile bir benzerlik kuruyor insan belki ama o yılın en güzel tarafı, o gün çocuk aklımızla gerçekten büyük bir futbol ülkesi sandığımız Kuzey Kıbrıs’ı 5-0 yenmemizdi. İlk kez milli takımın 5-0 kazandığına şahit olmuştuk. Serdar Bali, 30 metreden harika bir gol atmıştı. 1993’te Akdeniz Oyunları şampiyonu olan Terim Hoca da o kadrodaydı.Yıllarca o galibiyetle avunan çok sayıda çocuktan biriydim galiba..2013 Akdeniz Oyunları, Konfederasyon Kupası’ndaki Tahiti maçları ve Brezilya’ya gidemeyecek olmanın verdiği hayal kırıklığı travmayı ortaya çıkardı.Bizim ülke geriye mi gidiyordu? Çocukluğumuza ne kadar da çabuk inmiştik!..Bir sevinci yaşamak için bu kadar ızdırap nedendi?Neyse çok karamsar gittik, 1980 İslam Oyunları’nı tebessümlerle anlatan bir hikâye ile noktalayalım.Sevinç nerede?1980’de İzmir’de Libya ile oynayacağız. TRT spikeri Ümit Aktan, maçı anlatmak için Atatürk Stadı’na giderken yanında Spiker Sevinç Yemişçi de vardır. Rahmetli Okan Uysaler’in yönetmenliğini yaptığı maçın ilginç yanı Trabzonsporlu Turgay Semercioğlu’nun 22’nci milli maçına çıkıyor olmasıdır. Semercioğlu, Kadri Aytaç’a ait olan en çok milli olma rekorunu kıracaktır.Milli Takım ilk golü bulur. Golün sahibi Turgay Semercioğlu’dur. Ümit Aktan, kulağında bir çığlık duyar! Yönetmen Uysaler kameramanlara talimat veriyordur.-Sevinci gösterin bana, sevinci gösterin!..Kameralar genel bir seyirci coşku görüntüsü yerine tribünlerde spiker Sevinç Yemişçi’yi aramaktadır!Hikâye, dinlediğimiz efsane TRT anıları içinde en iyiler arasındadır. Ne kadar abartı vardır, ne kadar doğrudur Ümit Aktan’a sormak lazım ama gerçek olan bir şey var ki bugünlerde görmek istediğimiz tek şey sevinci görebilmek. Geçen hafta zayıf Tahiti, Nijerya’ya golü attığı anda bu hikâye aklıma gelmişti, paylaşmak istedim..UEFA kararları, Milli Takım hüsranı, U-20 maçlarına ilgi göstermeyen seyirci, Akdeniz Oyunları doping skandalları yeniden geçmişin travmatik günlerine götürüyor bizi..Bize sevinci ne zaman göstereceksiniz?İyi pazarlar...

Viewing all articles
Browse latest Browse all 11844

Trending Articles


Mide ağrısı için


Alessandra Torre - Karanlık Yalanlar


Şekilli süslü hazır floodlar


Flatcast Güneş ve Ay Flood Şekilleri


Gone Are the Days (2018) (ENG) (1080p)


Yildiz yükseltme


yc82


!!!!!!!!!! Amın !!!!!!!!!


Celp At Nalı (Sahih Tılsım)


SCCM 2012 Client Installation issue