Quantcast
Channel: ZAMAN-YAZARLAR
Viewing all articles
Browse latest Browse all 11844

A. Ali Ural - Yapışılacak kulp

$
0
0
Adaleti gözetebilseydi, değerli madenler çıkarılan bir ocak olabilirdi ihtilaf. Dillerimizdeki ve renklerimizdeki farklılık nasıl Allah’ın kudret belgelerindense, gözlerimizdeki farklılık da O’nun ayetlerinden olacaktı, başkalarının gördüklerini yok saymadan kendi gördüklerimizi paylaşabilseydik.Akıl ve algılarımızdaki farklılıklar aynı gölü besleyen ırmaklardı, göl yaşamalı. Birbirimizin ırmaklarına göz dikerek yaşatamayacağımız bir göl bu. Derinliğini ve zenginliğini aktığımız mecralardan alan.Evreni şenlendiren varlıklar her bakımdan birbirine benzeseydi estetikten ve dengeden söz edebilir miydik? Her kuleden başka bir manzara görünüyor. Her çiçekten özge bir koku karışıyor havaya. Her salıncağın ulaştığı bir gök var. Her kayığın bağlandığı iskele ayrı. Sevmek öğrenilecek bir kavram haline geldi, doğamızda saklıydı halbuki. Sevmek hiç bu kadar zor olmamıştı, bu kadar uzağa düşmemişti kalbinden insan.Beni eleştir ama devam et sevmeye. O vakit bana haksızlık etmiş olduğunu düşünsem de, seni bu eleştiriye mecbur kılan bir hakikat arayabilirim sözlerinde. O vakit senin aynana bakarak yıkayabilirim yüzümü. O vakit yüzümü yüzüne benzetirim birden. Kendisi için değil hakikat için sesini yükseltiyor derim.“Ha’lif tu’ref/ Muhalefet et ki tanınasın” özdeyişi varlığını başkalarının yokluğunda arayanların klişe maceralarına tercüman olmaya devam ediyor. Şöhretin perde arkasındaki suflör de yakayı ele veriyor böylece. Başkalarını düzeltmek için değil, kendini sunmak için yapılan muhalefetin inandırıcılığından söz etmek ne kadar zor!İhtilaf putperestlikten daha tehlikeli olmasaydı, Sâmiri altından bir buzağı yapıp: “Bu sizin ve Musa’nın ilahıdır” (Taha, 88) diyerek kavmini buzağıya tapmaya çağırdığında Hz. Harun susmayı ve kardeşi Musa’nın dönmesini beklemeyi tercih etmezdi. Hz. Musa döndüğünde kavmini buzağıya tapar bulunca, kardeşi Harun’a kızarak tartaklamıştı. Hz. Harun ise bu durumda kendini şöyle savunmuştu: “Ey anamın oğlu, sakalımı ve saçımı tutma. Ben senin, İsrailoğulları arasında ayrılık çıkardın, sözüme bakmadın, diyeceğinden korktum.” (Taha , 94)Hz. Harun’un, Kur’ân’da yer alarak bütün zamanları aydınlatan bu sözleri, kavmiyle yeterince mücadele etmeyişinin ve karşı çıkışı fayda vermeyince onları terk etmeyişinin özrü olarak, milletinin parçalanıp ayrılığa düşmesinden duyduğu korkuyu göstermiyor mu! Ertelenen bir görevin, yerine göre daha büyük bir görev olabileceğine işaret eden bu sözlerde bozulmasından korkulan o hassas dengenin gözetilmediğini söyleyebilir miyiz!Eşit kollara asılmış eşit ağırlıklarla denge kurulabileceği, eşit olmayan ağırlıkların ise ancak eşit olmayan kollarda belli koşullar gözetildiği zaman dengede kalabileceği ilkesinden güç alan Arşimet, “Bana bir dayanak noktası verin Dünya’yı yerinden oynatayım” derken yalnız büyük bir iddianın sahibi değil, büyük bir siyasetin de öncüsü oluyordu. Kim bilir, dünyayı yerinden oynatmak, bozulmuş dengeleri yerine oturtmaktan başka bir şey değildi.Nereden tutsak elimizde kalıyor; acaba yanlış yerden mi tutuyoruz? Dayanak noktamız mı yanlış? Sağlam bir kulpa, bir “Urvetu’l-Vuska”ya mı ihtiyacımız var birbirimizin kalbine kulak verebilmek için. Değil dünyayı yerinden oynatmak, tek bir adım atmakta güçlük çekmeye başlamışsak birbirimize, ya kollar eşit değil ya ağırlıklar!Epiktetos’a göre her şeyin iki kulpu var. Biri onu taşımaya elverişli olan kulp, öteki taşımaya elverişli olmayanı. “Şu halde kardeşin sana bir kötülük ederse, ona sana kötülük yaptığı yandan yaklaşma. Bu ona ulaşıp götürmeye elverişli olmayan kulptur. Ama öbür yandan; senin kardeşin olduğunu gösteren yönden yaklaş. Böylece onu sana katlanılabilir gösteren sağlam yanından tutmuş olacaksın.” derken her şeye bir kulp takmaya çalışanlara var olan kulpu işaret ediyor bilge: Taşımaya elverişli olanı.Muhalefet et ki kendine, suretini görebilesin. İhtilafların en güzelidir belki bu. Özeleştiri de denilen bu muhalefete hangimizin ihtiyacı yok! Ancak kendimizi aşarak ulaşacağımız yerler var ve orada kıpırdıyor insanlık. Yol tıkalı. Önümüzdeki barikatlar kaldırılmayı bekliyor. Bizden başka kimsenin kaldıramayacağı barikatlar bunlar. Önümüzdeki en büyük engele yani kendimize “Yolumdan çekil!” demedikçe başkalarından şikayet etmeye ne hakkımız var! Kendine ayağı takılmadan yürüyebilen insana kim çelme takabilir!

Viewing all articles
Browse latest Browse all 11844

Trending Articles


Mide ağrısı için


Alessandra Torre - Karanlık Yalanlar


Şekilli süslü hazır floodlar


Flatcast Güneş ve Ay Flood Şekilleri


Gone Are the Days (2018) (ENG) (1080p)


Istediginiz bir saatte uyanabilirsiniz


yc82


!!!!!!!!!! Amın !!!!!!!!!


Celp At Nalı (Sahih Tılsım)


SCCM 2012 Client Installation issue