İç ve dış gelişmeler sebebiyle döviz kurlarında yaşanan yükselişin mal ve hizmet fiyatlarına yansıyıp enflasyonu yukarı taşıyacağı bekleniyordu. Maalesef korkulan fazlasıyla oldu, enflasyon haziran ayında sıçrama kaydetti. Önceki gün Türkiye İstatistik Kurumu’nun açıkladığına göre, Tüketici Fiyatları Endeksi’ndeki (TÜFE) aylık artış yüzde 0,76, Üretici Fiyatları Endeksi’ndeki (ÜFE) artışsa yüzde 1,46 olarak gerçekleşti. Bu durum yıllık enflasyonu da yukarı taşıyarak hedeften biraz daha uzaklaştırdı. Yıllık TÜFE artışı yüzde 8,30, ÜFE artışı ise yüzde 5,23 oldu. Hemen söyleyelim, Türk Lirası haziranda dolar karşısında yüzde 3,3, avro karşısında yüzde 3,7 oranında değer kaybetmişti. Bu kayıp, hem tüketici hem de üretici fiyatlarında kendini gösterdi. Çünkü pek çok üründe ithalat bağımlısıyız. Bunun yanında gıda fiyatlarında dünyadan kaynaklanan yükselişler söz konusu. Oysa mevsim etkisi sebebiyle her yıl haziranda gıda fiyatları düşer, enflasyonu da aşağı çekerdi. Bu kez tam tersi görüldü. Son on yılın haziran dönemlerinde negatif gelen gıda grubu fiyatlarındaki artış yüzde 1,82 olarak gerçekleşti. Ve ortalama TÜFE artışı, yüzde 0,76’ya (Geçen yıl aynı ayda yüzde -0,90 idi) yükseldi. Buna bir de baz etkisi de eklenince, mayısta yüzde 6,51 seviyesinde olan yıllık TÜFE artışı yüzde 8,30’a çıktı. Oran, son dokuz ayın en yükseği. Şu an yüzde 5’lik hedeften büyük ölçüde uzaklaşılmış bulunuyoruz. Döviz kurlarındaki yükseliş, başta ulaştırma fiyatları olmak üzere bazı mal ve hizmetlere yansımaya başlamış. Enflasyonu aşağı çeken en önemli kalemse giyim ve ayakkabı. Haziran ayında bu kalemdeki fiyat artışı yüzde -1,74. ÜFE’de ise döviz kurlarındaki artışın etkisi daha çarpıcı. Tarım fiyatlarında aylık yüzde 3,38, ham petrolde yüzde 3,24, petrol ürünlerinde yüzde 4,76 ve ana metal ürünlerinde yüzde 1,84’lük artış söz konusu. Bu da, hazirandaki ÜFE artışını yüzde 1,46’ya taşımış. Mayıs ayında yüzde 2,17 seviyesinde gerçekleşen yıllık artış, böylece yüzde 5,23’e yükselmiş. Bu oran son 12 ayın en yükseği. Bilindiği üzere, gıda grubu fiyatları endekste en yüksek ağırlığa sahip: Yüzde 24. Bu yüzden, önceki yıllarda negatif artış görülürken bu yıl pozitif ve yüksek oranda artış kaydedilmesi TÜFE’de ciddi bir yükselişe yol açmış. İşin daha sıkıntılı yanı, ÜFE’de de tarım fiyatlarında sert yükseliş görülmesi. Hem dünya fiyatlarındaki artış, hem döviz kurlarındaki yükseliş bunu tetiklemiş bulunuyor. Önümüzdeki aylarda tüketici fiyatlarına yeni yansımalar görülebilir. Bununla birlikte, çekirdek enflasyonda endişe verici bir durum gözlenmiyor. Ayrıca iç talepte zayıf bir seyir söz konusu. Kurdaki yükselişler tüketiciye biraz daha fren yaptırabilir. Ancak ne olursa olsun özel sektörün içinde bulunduğu aşırı döviz yükümlülüğü, kurlarda gevşemeyi ve geri dönüşü zorlaştıracağa benziyor. Bunun istisnası, gelişmekte olan ülkelerden başlayan para çıkışının yeniden tersine dönmesi olacak. Eğer bu olmaz ise her halükarda döviz kurlarıyla imtihan olacağız. Ve ne yazık ki, bu durumda, olan sabit gelirliye ve gelirinin büyük bölümünü temel ihtiyaçlara harcamak zorunda olanlara olacak. Yükselen enflasyon bu kesimin cebinden daha fazla para çekecek, fakirleştirecek. Tabloya bir bakın, yıllık enflasyon gıdada yüzde 12,88, ulaştırmada yüzde 7,72, konutta yüzde 6,73. k.dikbas@zaman.com.tr
↧