![]()
Topkapı Sarayı'nda “Enderun Konuşmaları” başlığı altında yapılan etkinliklerin en sonuncusunda “Topkapı Sarayı'nda Mirâciye Geleneği” konusunda uygulamalı bir konferans verildi.Müze Başkanı Doç. Dr. A.Haluk Dursun'un hazırladığı sunumda, kültür tarihi açısından Mirâciye okunmasının önemi, geleneği ve Topkapı Sarayı'ndaki uygulaması anlatıldı. Enderun Avlusu'nda havuz başında buluşan davetliler, ilk bilgileri orada aldıktan sonra Has Oda önünde, revaklar altında genel anlatım ve program akışı hakkında bilgilendirildi. Has Oda Şadırvanlı Sofası'nda 200 yıl sonra, Mirâciye tekrar, makamla ve cumhur olarak okundu. Program sonunda da Saray teşkilatındaki tatbikata uygun olarak Enderun Avlusu'ndaki Ağalar Camii'nin Hünkâr Mahfili'nde Saray'da yaşamış, nesli kesilmiş, nesebi olmayan Ak veya Kara bütün ağalar ve Harem'de yaşayan, çoluğu çocuğu olmayan bütün Harem kadınları için Fatiha okundu.Doç. Dr. A.Haluk Dursun, yaptığı konuşmada, Topkapı Sarayı Enderun Avlusu'nda en son Mirâciye'nin 1813'te okunduğunu, daha sonra diğer saraylarda devam edildiğini hatırlattı. Saray'da Mevlid ve Mirâciye geleneğinin çok köklü bir geçmişi bulunduğunu belirtirken; bir kültür tarihçisi olarak Topkapı Sarayı'nın bu kültürel geri planının zaman zaman akademik etkinliklerle anılmasını ve hatırlatılmasını önemsediklerini anlattı.Topkapı Sarayı Müzesi Arşivi ve Yazma Eser Kütüphanesi kaynaklarının tarandığını, döneme ait vakayinamelerin gözden geçirildiğini ve özellikle vakıfnamelerden önemli bilgiler elde ettiklerini ifade etti.Enderun Avlusu'ndaki Ağalar Camii'nde yapılan ihtifallere padişah III. Selim'in de 1804 ve 1805 yıllarında ve Sultan II. Mahmud'un da 1813'te katıldığını gösteren belgelere ulaşıldığını zikreden Dursun, Mirâciye okunmasının akşam ve yatsı arasında devam ettiğini, Meşayıh tarafından dervişlerle tevhid zikirleri yapıldığını ve sonra Hırka-i Saadet'in ziyaret edildiğini söyledi.Mirâciye, Hz. Muhammed Aleyhisselâm'ın göğe yükselişini konu alan edebî bir eserdir. Güftesi Üsküdarlı Şeyh Muhammed Nasuhi'ye; bestesi Galata Mevlevihanesi'nden Nayi Osman Dede'ye aittir. Özellikle İstanbul'da Mirâç günü Saray'da, camilerde ve tekkelerde okunurdu.Halvetiyye ve Mevleviyye şeyhlerinin dönem dönem Saray'a davet edilerek o gece ayinler ifa ettiklerini, hatta sema edildiğini aktaran Dursun, Saray'da Sakal-ı Şerif ve Hırka-i Saadet ziyaretinin Ramazan dışında Mevlid gecelerinde de yapıldığını anlattı. Mirâciye ve Mevlid okunması için padişahların vakıflar kurduğunu belgelerde tespit ettiklerini bildirdi.O gece hatim ve duaların icra edilip milletin sulh ü selameti, istikameti, bereketi, mürüvveti; devletin bekası, merhameti ve muzafferiyeti; Hz. Peygamber Aleyhisselâm'ın şefaatinin temenni edildiğini; sultanlar dışında Saray'da yaşamış ve nesli kesilmiş Saray ağaları ve Saray kadınları için de Fatiha okunduğunu anlattı.Saray kültürel etkinlikleri kapsamında, Enderun Avlusu'nda yapılan programda Mirâciye geleneksel usule uygun ve makamla olmak üzere, ney eşliğinde, Serhânende Mehmet Kemiksiz, Naathan Ahmet Şahin ve Mirâciyehanlar Ahmet Uzunoğlu, Mehmet Öncel ve Neyzen Gülbal tarafından okundu. Mirâciye öncesinde Urfalı Nabî'den Sakın Terk-i Edeb'den naatı, Mirâciye aralarında da Sultan III. Murad, Sultan I. Ahmed ve III. Selim'in ilahileri okundu.Topkapı Sarayı'ndaki etkinlik sonunda yine Saray geleneğine uygun olarak gül şerbeti, güllü lokum, Mirâç dolayısıyla süt ve kandil gecesi olduğundan çay eşliğinde kandil simidi ikram edildi. Has Oda Saray Gülhanesi'nde yetiştirilen güllerle donatıldı. Saray'da buhur geleneği günümüzün buhur uzmanlarından Murat Kargılı tarafından tatbik edildi.Topkapı Sarayı Müzesi'nin kültürel etkinlikler ve Enderun konuşmaları çerçevesinde yapılmış olan “Saray'da Mirâciye Geleneği ve Uygulaması” sunumuna kültür ve sanat çevrelerinden yoğun ilgi ve katılım oldu. Özellikle kültür tarihi, edebiyat ve sanat tarihçileri 200 yıl sonra tekrar, aslına uygun olarak yapılan bu özel geceye çok ilgi gösterdiler.Geçtiğimiz Mirâç Kandili'nde gerçekleştirilen ve büyük takdir toplayan bu etkinlik gibi Ramazan-ı Şerif boyunca da benzer etkinliklerin gerçekleştirilmesini diliyor, Haluk Dursun Bey'i tebrik ediyoruz.