Darbelerden çok çekmiş bir ülkenin vatandaşı olarak, Ortadoğu’da demokrasi ve adalet umutlarına çok olumsuz bir etki yapan askerî darbenin taze mağduru bir ismi dinlemek, yüreğindeki isyana, yaşadığı hayal kırıklığına şahitlik etmek ne kadar acı.Kurbanın, kendini savunmak için dünya güçlerine ve özellikle demokrasi konusunda Afrika kadar bile tutarlılık sergilemeyen Batı’ya anlayış ve yardım için dil dökmek ne ağır imtihan. Mısır’daki askerî darbenin hedef aldığı Müslüman Kardeşler’in kurduğu Özgürlük ve Adalet Partisi’nin önemli isimlerinden milletvekili Dr. Abdulmawjoud Dardery’yi dinlerken, Brüksel veya Washington gibi başkentlerde, Batı’nın desteğiyle ülkemizde geçmişte yaşanmış darbelerin çirkinliğini ve ilk kez demokrasi zemininde bu feci girişimlerden hesap sorulmasını sağlayan Ergenekon davalarının önemini anlattığım toplantıları hatırladım. Vergilerinle ayakta duran kurumların hukuk ve insanlık dışı eylemlerinden başka bir ülkenin başkentinde konuşmak zorunda kalmak kolay değil. Dünyaya biraz farklı bakan kabiliyetlerini yaban illere sürgün eden, kendi ülkesinin zulmünden kaçıp yaban ellerin merhametine sığınmak zorunda bırakan bir coğrafya bizimkisi. Ortadoğu’nun ve genel olarak Asya’nın cins çocukları, çifte standartlı, tutarsız siyasetlerine sürekli kızdığımız Batı başkentlerinde. Belki dünya markası üretemiyoruz ama evlatlarını yemekte, onları itibarsızlaştırmakta, umudunu tüketip vatan topraklarını terke zorlamakta hepimiz inanılmaz başarılıyız. İşte Dr. Dardery, bir üniversitede öğrenim görevlisi iken 25 Ocak devrimi sonrası Luksor’dan seçime giren, 120 bin insanın oyunu almış olmasına rağmen askerî darbenin üzerini çizip attığı, bir süre ülkesine dönmesi sakıncalı hale gelen böyle isimlerden biri. Daha siz sormadan Mursi’nin ve İhvan’ın yanlışlarını sayıp bunlardan ders çıkaracaklarını söyleyecek kadar cesur ve özgüvenli. Bu yanlışlardan hiçbirinin askerî darbeyi haklı kılamayacağı noktasında ise son derece net, ilkeli: “Mursi’nin bir yıllık görevinde hatasız olduğunu söyleyemem. Aynı şekilde askerî darbenin hiçbir popüler desteğe sahip olmadığını iddia edemem. Ama bu iki argüman da demokraside darbeyi meşru kılmaz.”Tahrir’de Mübarek’i deviren insanların bir kısmının neden darbeye destek verdiği sorusuna cevaben şunları söylüyordu: Mursi, gençleri kapsamakta zorlanmıştı. Reformlarda yavaş kalmıştı. Özellikle polis, asker ve istihbarattan oluşan eski rejim kalıntısı güvenlik unsurlarıyla hızlı değişim yerine tedrici değişime öncelik veren bir ilişkiye girdi. Mübarek’e karşı Tahrir’e çıkan bazı muhalif unsurlar İslami seçeneğe soğuktu.Bizim darbeler tarihimizi bilenler için anlattıkları hiç şaşırtıcı değildi. Sandıktan yüzde 50’lere varan destekle bile iktidara gelseler siyasi liderler nasıl darbeden namlular evinin önüne geldiğinde haberdar oluyordu ise Mısır’da da öyle olmuş. Devletin derinlerine dair pek az bilgisi olan Mursi’nin, istihbarattan sorumlu en genç general diye ordunun başına getirdiği Sisi’nin 6 ay önce başladığı darbe hazırlığından hiç haberi olmamış. İstihbarattan güvenlik bürokrasisine her yer eski rejimin elinde. “İhvan devlette kadrolaşıyor” diye suçlanıyor, ama 6,5 milyonluk toplam memur kadrosu içinde İhvan’ın getirdiği yüz isim bile yok. Darbe olduğunda kabinedeki 36 bakandan sadece 10’u İhvan kökenli. Aralık 2012’de Üst Meclis’e Mursi’nin yaptığı atamaların yüzde 75’i İslamcı diye bilinmeyen isimlerden. Mursi, tarihte ilk kez buraya 12 Kıpti seçmiş. “Halkın, Tahrir’i doldurmasını demokratik hakkı olarak görüyorduk. Askerin müdahalesini, Batı’nın destekleyeceğini ummuyorduk.” diyen Dr. Dardery, Mursi’nin muhalefetle diyalog kurmak için çok çabaladığını, erken seçim için gayret ettiğini ama yargının seçim kanununu defalarca reddedip bunu zorlaştırdığını ifade ediyor. Krizi aşmak için Mursi’nin görevine dönerek seçim çağrısı yapıp 2 ay sonra istifa etmesi, önce Meclis sonra başkanlık seçiminin yapılması, Mursi’nin tekrar aday olmaması gibi uzlaşma formülleri gündemde. İhvan’ın asla şiddete başvurmayacağını ifade eden Dr. Dardery’nin Cezayir örneğini hatırlatarak yaptığı uyarı önemli. Zira radikal gruplar, aldatmadan ibaret olarak gördükleri sandık ve demokrasiye güvendiği için İhvan’la dalga geçmeye başlamış. Dileyelim, dünyanın ve Ortadoğu’nun anası Mısır, daha fazla acı yaşamadan normale dönsün. Türkiye de dün maruz kaldığı darbeleri, bugün boşa çıkaran dinamikleri asla unutmasın.
↧