Bünye sağlam ise her belayı daha da güçlenerek atlatırız. Bu yüzden merak ettiğimiz, kaderimizi bağladığımız soruların birçoğunun cevabı kendimizde? Cevabı başkaları değil, biz vereceğiz.Yakın coğrafyamız mezhep çatışması bataklığına sürüklendi. Aynı kıbleye yönelen, aynı peygambere ve kitaba inanan insanlar birbirinin kanını döküyor. İsrail, bölgede güvenliğini bu çatışmaların derinleşmesine bağlıyor. Çözümü İsrail’in bu hesaplardan vazgeçmesinde mi arayacağız? Dışarıdan müdahale eden yabancı güçleri mi ikna edeceğiz? Hayır. Birbirimize bakacağız ve mezhep ihtilaflarının üzerine çıkacak bir gönül gücüne ulaşacağız. Farklı inanana, güzeli farklı sevene saygı göstereceğiz. Aramıza nifak tohumları ekilmesine fırsat vermeyeceğiz. Birileri mesafe koymak için uğraştıkça, biz daha fazla yaklaşacağız. Bugün düşmanı dışarılarda, yabancı ellerin komplolarında arayanlar Alevî’ye kem gözle bakanlara, Sünni’yi düşman belleyenlere gözlerini diksin. Onların vereceği zararı bu ülkeye hiç kimse veremez. Düşman arayanlar, düşmanlık üretenler bu toprakların gerçek düşmanlarıdır. Düşmandan korunmak için bünyeyi sağlamlaştıracak, aramızdaki sorunları empati kurarak, saygıyı esas alarak, gönülleri kazanarak çözeceğiz.Türkiye’nin Güneydoğu’sunda Kürt devletini ne PKK, ne Batılı güçler kurabilir. Barış Süreci’nde neler olursa olsun, sonunda varacağımız yeri biz belirleyeceğiz. Kürt devletini kuracak olan güç, Kürtlerden nefret edenlerin, kardeşliği tahrip edenlerin başarısına bağlı. Devlet dediğiniz birlikte yaşama formudur. Bir canlı türünün bir koloniye yerleşmesi gibi bu topraklarda birlikte yaşıyoruz. Eğer Kürtlere birlikte yaşayacak bir yer bırakmıyorsanız, nefes almalarına izin vermiyorsanız siz elinizden geleni ardınıza koymayın, o da gidecek kendi devletini kuracaktır. Birlikte, rızasını alarak yaşamak için çareler buluyorsanız neden ayrılsın? Bir insanı, koskoca Türkiye’de yaşamaktan vazgeçirip, küçücük bir Kürdistan’a razı etmek için kim bilir ne kötülüklerin olması gerek.Komploları, tezgahları, senaryoları bir kenara bırakın; aynaya bakın. Ne kadarına gücünüz yeter? Kendinizle yüzleşin. Sizin sağlayamadığınız şeyi, başkalarının niyetlerine, hesaplarına nasıl bağlayacaksınız? Irak’ta Şiilerle Sünnileri düşman etmek için ABD işgali yetti. Barıştırmaya yetecek güç kimin elinde? Suriye’deki katliamların arkasında hangi yabancı güç var?Bu toprakların kaderi çok değil, bir asır önce değişti. Bir asırdır çok uzun bir parantezin içinde yaşıyoruz. Fail biz değiliz. Kaderimize biz hükmetmiyoruz. Birbiriyle rekabet eden güçler oyunu kuruyor ve rolleri dağıtıyor. Çünkü birbirimizi yiyip tüketmekten, başımızı kaldırmaya fırsat bulamıyoruz. Uzaktan gelenler dün olduğu gibi bugün de ihtilaf konularımızı yakalayıp, derin çatlakların arasına yerleşiyor. Birbirimizle temasımıza engel oluyor. İlk defa Türkiye-Mısır ekseni ile, bölge için huzur ve barış ihtimali doğdu. Suudi Arabistan dururken, Mısır halkını İsrail’e mahkûm etmek için ABD’ye ihtiyaç var mı?Türkiye, bölgeden bir asır ara ile ikinci defa geri çekiliyor. Proaktif politikası ve oluşturduğu model, Müslüman halklar için bir barış ve huzur kapısı idi. Şimdi ateş kapımıza kadar dayandı. Umutlar başka bir bahara kaldı. Bünyeyi sağlam tutmamız, bu yeni bahara bir an önce ulaşmak için şart. Gerçekleşen bir kere daha gerçekleşecek, Müslüman halkların başka alternatifi yok.Gündeme giren her olaya ah-vah edip, Türkiye bölünüyor feryadına düşenler mevcut bünyenin gücünü gözden kaçırmamalı. Bölünmeden fayda umanların, her köşe başında bekleyen kurtlara yem olmaktan başka şansları yok. Yüz yıl önce ihanet edenler, bir türlü felah bulamadı. Onca yaşanandan sonra, dün kaya gibi duranlar bugün neden bu ülkeyi bölmeye kalksınlar?Siyaset konuşmak bizi yoruyor. Başkalarının komplolarını bir kenara bırakıp, dönüp birbirimize, gözlerimizdeki ışığa bakalım. Bünye sağlam. Daha da sağlam olacak.
↧