Beğenimizi söylemeyiz ama beğenmediğimize veryansın etmeden duramayız. Hele konu akıl ürünü, kreatif bir alanda ise eleştirinin dozu bazen aşar. Beğenmek de beğenmemek de duygusaldır.Bu nedenle birisinin beğendiğini bir diğeri rahatlıkla yerden yere vurabilir. Oysaki konu reklamsa, ‘mihenk noktası reklamın ne kadar iş yaptığı olmalıdır’ der bazıları. Bazıları da ‘reklamın iyisi kötüsü olmaz’ diye diretir. Biz iki görüşü de aklımızda tutup Marketing Türkiye ve Alametifarika’nın en beğenilen reklamlar arayışlarına bakalım. Alametifarika’nın dönemsel olarak hazırladığı 1- Dikkati çeken, 2- Tüketicinin ilk aklına gelen ve 3- En çok beğenilen reklamlar araştırması Reklamabak’ta 10 Haziran–7 Temmuz 2013 dönemi IPSOS Kmg Ad*Watch tarafından irdelenmiş. Araştırmaya göre sonuçlar şöyle:1- Dikkati çekenler:Molfix ‘‘15 Yaşında’’, Çaykur ‘‘Didi Soğuk Çay’’ ve Panda ‘‘Bitmeyen Stix-Gülben Ergen’’ tüketicinin ilk aklına gelen reklamlar.2- Hatırlanmada:Çaykur ‘‘Didi Soğuk Çay’’ lider. Panda ‘‘Bitmeyen Stix-Gülben Ergen’’ “Molfix 15 Yaşında’’ ise ardından sıralanıyor. 3- Dönemin hem hatırlanıp hem beğenilen reklamları ise şöyle sıralanıyor:Çaykur ‘‘Didi Soğuk Çay’’, “Molfix ‘‘15 Yaşında’’ ve Panda ‘‘Bitmeyen Stix-Gülben Ergen’’ dönemin en beğenilen reklamları.Marketing Türkiye’nin araştırmasında temel alınan kriter ise farklı. Derginin kampanyalar sayfasında işin yayınlanıyor olması. Bu nedenle de sonuçlar epey farklı. 1-15 Temmuz tarihleri arasında en beğenilen reklamlar1-Bosch2-Carte d’Or3- Media Markt olarak sıralanıyor.Reklamabak’ta pazarlama sektörü profesyonellerinin temsilcilerinin en beğendiği reklam sıralaması ise daha da farklı:AygazEti Balık KrakerAnadolu Hayat EmeklilikGörüldüğü üzere üç ayrı kaynaktan üç ayrı sonuca ulaşmak mümkün. Peki, hangisi doğru? Hiçbiri ya da hepsi demek kolay. Bana göre en doğrusu iş sonuçlarına en çok yansıyan biçiminde olmalı. Sırası gelmişken bir kez daha tekrarlayayım, reklam bir sanat değil satış sonuçlarını ve algıyı doğrudan etkileyen ticari bir faaliyettir.Reklamlarla ufuk turuEpeydir yeni reklamlara bakamamıştık. Kısa bir ufuk turu yapalım:Dacia, Yalan Dünya’nın sempatik karakteri Nurhayat’lı reklam filmlerine devam ediliyor. “Kaliteyi ucuza” ana mesajıyla yapılan kampanyada bu defa Dacia’nın 4 modeli bir araya getirilerek bir taşla 4 kuş vurulmuş. Gönlü zengin Nurhayat, ucuzluk fikrini de fiyatı uçup giden cumhuriyet altını yerine 4 otomobil hediye ederek anlatmış. Akıllı iş.Profilo reklam kampanyalarıyla epeydir dikkat çekiyor. Sanırım bunda reklam ajansının alışmaları etkili olduğu kadar Pazarlama Müdürü Bahriye Bayraklı Tavukçuoğlu’nun da toplumun nabzını tutan brieflerinin önemi var. Bu kez de satın almaya doyamayan evin hanımına hayır diyemeyen evin erkeği üzerinden BlackStar serisi buzdolaplarına kampanya hazırlanmış. Giderek her evde 2 buzdolabı yetmez üstüne bir de dondurucu olmalı diyen söylemlerin aksine “bir başına yeter” diyen Profilo kampanyası şu sıcak yaz günlerinde zamanlama açısından da çok doğru olmuş.Lipton Ice Tea marka yüzü futbolcu Sneijder ve eşi ile iletişimine devam ediyor. “Gez Göz Sneijder” isimli yeni online oyunla Sneijder’in harareti dindirilmeye çalışılıyor. Hararetini en yaratıcı şekilde dile getiren 30 yarışmacıya Lipton Ice Tea dolu özel buzdolabı hediye edilecek. Görüldüğü üzere sadece bildik mecralardan tüketicilerine ulaşmak yerine pazarlama disiplinin her nimetinden faydalanılıyor. Küresel markaların neyi nasıl yaptığını izlemek gerek.Dimes Limonata mesajını, “Ev usulü limonatayız” üzerinden veriyor. Lezzet ve sağlık açısından epey iddialı bir söylemi olan marka mesajını “taze sıkma ve koruyucu katkısız” vurgusuyla vererek farkını ortaya koymaya çalışıyor. Tüketicilerine cam şişe ve teneke kutu seçeneğini de sunan marka sağlıklı pet ambalaj kullanımı da dikkat çekiyor. Organik yeme, içmenin hızla büyüdüğü günümüzde mesaj akıl çelici.Uludağ Limonata’ya gelince, ‘Her bi’ şeyin yanında Uludağ Limonata’ diyen firma, ürünü ilk kez pazara sunduğunda arkasından bu kadar çok takip edenin olacağını tahmin etmiş miydi acaba! Unutulmaya yüz tutmuş geleneksel içeceğimiz limonatayı yeni bir bakış açısıyla pazara sunan Uludağ, tüketimini artırmak üzere her yemeğe yakıştığı mesajını veriyor. Her yemeğe yakışır mı bilmem ama tüm menülere limonata girdi bile. Limonata ürün olarak belki inovatif değil ama onu ticaretleştiren zeka epey inovatif. Sütaş, Türkiye’nin sütçüsü olunca Ramazan reklamlarında ürün yerine kurumsal algı reklamı yapmış. Topçu, pideci, davulcu gibi Ramazan’la özdeşleşen karakterlerin yaşamlarından karelerin yer aldığı kampanya, belgesel tadında hazırlanmış. Hayallerini gerçekleştiren topçu ise izleyenleri yeni bir hamle için motive ediyor. Sahi hayal kurarken nerede kalmıştık?İki logo pişti oldu.Son dönemde birbirine benzeyen logolar, kampanyalar, senaryolar silsilesine bir yenisi daha eklendi. İstikbal geçtiğimiz günlerde yeni logosunun tanıtımını geniş bir gazeteci topluluğuna yaparken aslında Erdem Holding’in kurumsal logosunu sadece renk farkıyla kullandığının farkında bile değildi. İstikbal logosu New York merkezli Chermayeff&Gesimar&Haviv tasarım ajansına hazırlatılmış. Durum Erdem Holding yöneticileri tarafından Boydak Holding’e bildirilmiş. Cevap Boydak Holding CEO’su Memduh Boydak imzalı bir mektupla gelmiş. Birbirinden farklı iş alanlarında faaliyet gösteren iki kurum için benzer logoların sorun olmayacağına kanaat getirilerek iş tatlıya bağlanmış. Elbette bu türden çakışmalar çok sık oluyor ve her defasında bu olayda olduğu gibi tatlı neticelenmiyor. İsterseniz ayrıntılar için Vahap Munyar’ın cumartesi yazısına bir göz atın.
↧