Quantcast
Channel: ZAMAN-YAZARLAR
Viewing all articles
Browse latest Browse all 11844

Murat Yülek - Kalkınmacı devlet

$
0
0
1980’li yıllarda, Chalmers Johnson isimli Amerikalı iktisatçı Japon kalkınmasını “kalkınmacı devlet” anlayış ve politikalarına dayandırarak, Ame-rika’da hüküm sürdüğünü düşündüğü “düzenleyici devlet” ile önemli farklılıkları olduğunu söylemişti. Bakalım bugünkü Türkiye için ne dersler çıkar?Johnson’a göre düzenleyici devlet, kuralları koyan ve denetleyen, bu sayede de rekabet ortamını garanti altına alan devletti. Anglosakson ekonomilerinde devlet, sanayi devriminin sonlarından itibaren halkın refahını yükseltici ve haklarını koruyucu rol oynadı. Örneğin Johnson Amerikan ekonomisinde devletin rekabetin sağlanması dışında ekonomik yapıyla ilgili alanlarda iştigal etmediğini söylüyor; devlet anti-tröst kanunlarıyla rekabeti artırmaya, şirketlerin büyüklüklerini kontrol altında tutmaya çalıştı, ancak, hangi sektörlerde üretim yapılması gerektiği gibi konularla ilgilenmedi.Oysa, Johnson’a göre, Japon kalkınmacı devleti, sosyal ve ekonomik hedefler belirledi; sanayinin yapısını değiştirerek ekonominin rekabetçi gücünü artırıcı sanayi politikalarını uyguladı. Geç kalkınan ekonomilerde (Almanya, Japonya gibi) devlet sanayileşme sürecinin önderliğini yaptı; dolayısıyla, “düzenleyici devlete” göre farklı bir rol oynadı. Kalkınmacı devlet yapısında kamu-özel sektör ilişkisi Anglosakson ekonomilerine göre farklı bir boyut kazandı.Johnson, Japon politik ekonomisinin ve kalkınmacı devlet anlayışının Alman kalkınma anlayışını takip ettiğini söylüyor. Aynı anlayışa bazıları “iktisadi milliyetçilik,” “neomerkantilizm” ya da ticaret politikası (“handelspolitik”) adını veriyor. Yine Johnson, Anglosakson ekonomilerinin bu tür kalkınmacı bir anlayışa yabancı olduğunu, bunun yerine bu gelenekte “düzenleyici devlet” anlayışının hakim olduğunu söylüyor. Oysa, başka bir görüşe göre, aradaki fark İngilizlerin korumacılık (yani ticaret politikası) dahil sanayiye olan desteklerinin Almanlardan birkaç yüzyıl öncesine dayandığı yönünde. İngilizler, kolonizasyon döneminden önce, erken tekstil sanayiini kendilerinden önce geliştiren Hollandalılara karşı çeşitli politikalar ve destekler sayesinde rekabet güçlerini artırmışlardı zaten.Ticaret politikası sanayi politikası ile ayrı şeyler mi?İngiltere ve Amerika başta olmak üzere Batılı devletler, 19. yüzyılın ikinci yarısında askeri güçlerini kullanarak Çin, Japonya ve Kore ile, bu ülkelerin bazı limanlarını “cebren” ticarete açan “eşit olmayan” ticaret anlaşmaları imzalamışlardı. İngiltere ayrıca Hong Kong’u da devralma hakkını da bu anlaşmalarla kazanmıştı. Anlaşmalara göre, İngiliz tüccarlar, bu limanlarda faaliyet gösterirken ülkenin hukukuna tabi olmayacaktı.Bu anlaşmalar Batılı tüccarlara önemli ticari avantajlar sağlamıştı. Sugiyama isimli Japon iktisatçı “Japan’s Industralization in the World Economy (1859-99)” kitabında, İngiltere’nin sanayisinin gücünü kullanarak, ekonomik olarak geri kalmış Asya ülkeleri ile ticaret yaptığında avantaj kazanacağının farkında olduğunun altını çizer. Nitekim, İngiltere cebren ticarete açtığı Asya ülkelerinden temel ham ve yarı mamulleri satın alıyor ve onlara kendi ülkesinde işlediği mamul sanayi ürünleri satıyordu.Johnson’a göre düzenleyici devlette ticaret politikası dış politikanın alt alanlarından birisiydi; belirleyici unsur ülkenin dış politikası iken ticaret politikası dış politikaya tabi kaldı. Kalkınmacı Japon devletinde ise ticaret politikası sanayi politikası ile el ele tasarlandı ve uygulandı. Japonya’nın Japonya haline geldiği 1950 ve 1960’lı yıllarda Sanayi ve Uluslararası Ticaret Bakanlığı (MITI), şirketlerin teknoloji lisanslama politikaları ile yakından ilgilendi ve hatta pazarlıklarına katıldı. O dönemde ekonomi politikalarını özetleyen bazı resmi sloganlar şunlardı: Yushutsu shinko (“ihracatı geliştir”), Obei mi oikose (“Avrupa ve Amerika’yı geç”), fukoku kyohei (“güçlü ekonomi güçlü ordu”) shokusan kogyo (“sanayi üretimini artır”), kodo seicho (“hızlı büyü”).PlanlamaJohnson’ın kullandığı bir başka ilginç ayrım ise planlama konusuyla ilgiliydi. Johnson düzenleyici devletin “piyasa bazlı rasyonaliteyi”, kalkınmacı devletin ise “plan bazlı rasyonaliteyi” takip ettiğini düşünüyordu. Weber ve Dahrendorf gibi düşünürleri temel alarak, plan bazlı rasyonel devleti, o dönemki Sovyet Sosyalizmi’nden kalın çizgilerle ayırıyordu. Johnson, SSCB’deki planlama anlayışını “rasyonalite temelli” değil “ideoloji temelli” görüyordu; bu anlayıştaki temel unsurlar (üretim araçlarının devlete ait olması, devletin ekonomik hedefler koyması) bir kalkınma hedefine götüren rasyonel araçlar değil, doğrudan değer ifadeleriydi.Bir zamanlar hepsi kalkınmacı devlettiJohnson’ın kalkınmacı devlet fikrinin bugün de rahatlıkla güncelleştirebileceğimiz zaman ötesi bir kavram olduğunu söylemek yanlış olmayabilir. Hele, Türkiye’de orta gelir tuzağı fikrinin de ekonomik tartışmaların gündeminde olduğu şu günlerde.Ancak, kategorik ayrımlara karşı olsa da Johnson’ın fikirlerinde de bir kategorik ayrım göze çarpıyor. Bir dönemin ana Anglosakson ekonomisi olan İngiltere sadece düzenleyici bir devlet miydi? İngiltere kendi içinde rekabeti sağlamaya çalıştı belki. Ancak dış dünya ekonomisine karşı aldığı tavır tekelci yapıları kurarak ticari avantaj sağlamaya çalışmak üzerine kurulmuştu. Sağlanan ticari avantajın, verilen ihracat fazlasıyla kendi ülkesine üretim, istihdam ve altın birikimi haline dönüşeceğini fark etmişti İngiltere.İngiltere bunu nasıl yapacaktı? Osmanlı İmpara-torluğu’ndan Güney ve Doğu Asya’ya kadar imtiyazlı (tekelci) şirketler kurdu. Bu şirketlerin sahipleri özel kişilerdi ancak devlet tarafından kendilerine, örneğin Hindistan’la dış ticaret yapma hakkı tekeli verilmişti. Doğu Hindistan şirketi dışında bir İngiliz şirketinin Hindistan’la ticaret yapması yasak olduğu gibi, Doğu Hindistan şirketinin İngiliz olmayan rakiplerinin ve Hindistanlıların bu tekele karşı çıkmasına karşı İngiliz ordusu şirketin emrine amadeydi.

Viewing all articles
Browse latest Browse all 11844

Trending Articles


Mide ağrısı için


Alessandra Torre - Karanlık Yalanlar


Şekilli süslü hazır floodlar


Flatcast Güneş ve Ay Flood Şekilleri


Gone Are the Days (2018) (ENG) (1080p)


Istediginiz bir saatte uyanabilirsiniz


yc82


!!!!!!!!!! Amın !!!!!!!!!


Celp At Nalı (Sahih Tılsım)


SCCM 2012 Client Installation issue