Quantcast
Channel: ZAMAN-YAZARLAR
Viewing all articles
Browse latest Browse all 11844

Selim Işıklar - 2008 krizinin farklı versiyonu sunuluyor

$
0
0
2008 yılında yaşanan kriz ABD’nin saygın banka ve şirketleri başta olmak üzere süper güç imajını çok kısa bir sürede sekteye uğratmıştı.Dev şirketler birbiri ardına iflas etmeye başlamış, otomotiv devleri son anda kurtarılarak daha büyük bir itibarsızlığın önüne geçilmişti. Onlarca büyük bankanın ve sigorta şirketinin batmasının yanı sıra 613 milyar dolarlık Lehman Brothers iflası krizin en büyük simgesi olmuştu. Kriz sonrasında Avrupa’ya sıçramış ve bankaların yanı sıra ülkelerin iflası gündeme damgasını vurmuştu. ABD borsaları tarihinde iki kez gördüğü kara günlerine dönerek yüzde 60 gerileyerek hisse senetleri 13 trilyon dolardan 7.8 trilyon dolara gerilemişti. Türkiye ise 2008 ve 2009 yılında krizden etkilense de bankacılık sisteminin güçlü olması ve siyasi istikrarın devamı ile şoku atlatmıştı.2007 yılında yüzde 47 oy alan iktidar partisinin 2008 yılında kapatılma ile karşı karşıya kalması büyümeyi tehdit etmiş, işsizlik oranının yüzde 16,7’ye kadar yükselmesine yol açsa da paranın doğu eksenine doğru yönelmesi ve ABD ile Avrupa’ya duyulan güvensizlik Türkiye’yi tercih etmelerinde başrolü oynamıştı. Geçen süre içinde ABD ekonomisi yavaş büyüme göstermiş ve işsizlik başta olmak üzere neredeyse FED’in sıfır faiz politikasına ve likidite bolluğuna rağmen ancak 2013’ten itibaren toparlanma sinyalleri politika değişikliği konusunda bir adım atma ihtimalini güçlendirmişti. ABD borsaları krizden sonraki en yüksek zirveye tırmanarak 15 bin puanı aşmış durumda. Avrupa’da dikkat ederseniz kriz artık bitti denilerek hatta Yunanistan hükümetinin bile güçlü olduğu algısı oluşturularak pozisyonlar alınmış durumda. Türkiye, Mısır, Rusya, Brezilya ve daha birçok gelişmekte olan piyasalarda ise (Türkiye’de mayıs sonundan itibaren) çeşitli bahanelerle ilginç gelişmeler oluyor. Son birkaç hafta da özellikle ABD ve Avrupalı dev yatırım bankaları raporlarında Merkez Bankası kararları eleştirilerek Türkiye’de pozisyonların azaltılması tavsiyeleri yer aldı. Açıkçası özellikle 11 Eylül 2001 yılında başlayan ve yine Eylül 2008’de zirveye ulaşan ABD krizi belki de Eylül 2013 yılında sona erdiği ilan edilerek paranın anavatanına dönme çağrıları yenilenecek. Açıkçası düşen emtia fiyatları, çökmeye başlayan gelişmekte olan borsalar ve bu ülkelerde yapılan siyasi iradeyi zayıflatma çabaları dikkatlerden kaçmamalı. Sonuç olarak belki de FED 2013 yılının Eylül ayında ekonominin yükselişe geçtiğini öne sürerek önce tahvil alımlarını azaltma kararı verecek, sonrasında ise Ben Bernanke’nin ağzından kaçırdığı gibi 2014 yılında tamamen son verecek. Halen faiz oranlarını sıfıra yakın tutmalarına rağmen tahvil fiyatlarındaki sıçrama ve yukarı gitme isteği 2014’te göreve gelecek yeni FED başkanının belki de faiz artırmak zorunda kalmasına yol açabilir. 23 Temmuz’da Merkez Bankası’nın faiz koridorunun üst bandını 75 baz puan artırmasının piyasa beklentisini tatmin etmediği (100 baz puanda olsa tatmin etmezdi) gerek tahvil piyasasındaki çıkışlardan gerekse döviz kuru ve borsa hareketlerinden anlaşılıyor. Tahvil fiyatları bir anda yüzde 8’lerden yüzde 9,4 seviyesine yükselirken Merkez Bankası’nın rezervleri 120 milyar dolara kadar düştü. Merkez’in rezervleri nisan sonunda rekor 135 milyar 245 milyon dolara ulaşmıştı. Gerçi rezervler önceki yıllara göre kıyaslandığında halen oldukça yüksek ama sonuçta mayıs ayından bu yana belirgin bir düşüş yaşandığı da bir gerçek. Önümüzdeki hafta çarşamba günü FED toplantısı var öncesinde açıklanacak büyüme rakamları ve özel sektör istihdam verisi FED kararlarında etkili olabilir. Dikkatli bir şekilde Bernanke’nin ne diyeceği takip edilecektir. Piyasalarımızda perşembe gününden itibaren yine ilgi çekici gelişmeler olabilir.Gümüş artık parıldamıyorUluslararası piyasalarda emtialarda 2008 krizinden bu yana en büyük düşüş yaşanıyor. Altın fiyatları malumunuz, 1900 dolardan 1200 dolara kadar geriledikten sonra 1300 dolar civarında hareketini sürdürüyor. Birkaç yıl önce neredeyse altının tahtını sallamaya gider gibi yükselen gümüş fiyatları ise 50 dolardan 19 dolara kadar gerileyerek parıltısını kaybetti. Bakır ve pamuk fiyatlarında durum farklı değil. Bakır fiyatları yüzde 30 gerilerken pamuk fiyatlarında yüzde 61’lik bir kayıp söz konusu. Altın fiyatlarındaki yüzde 30’luk kayba rağmen petrolde ise kayıp yüzde 15 seviyesinde kaldı. Gümüş fiyatlarında zirve noktasından bu yana yüzde 62’lik düşüş ve bakırdaki kayıplar ekonomilerin zayıfladığı, daha doğrusu gelişmekte olan piyasaların artık eskisi kadar iştahlı olmadığını gösteriyor. FED politikalarında dönüş hazırlıkları, Çin etkisinin eskisi kadar güçlü talep oluşturmayışı bu gelişmelere yol açtı. 2008 yılında ABD krizi ile gerileyen emtialar 2013 yılında ABD’nin ekonomisinde suni de olsa zirve yapmaya başladığı yıl çöktü. Bu noktadan tırmanış başlar mı yoksa bir süre daha zayıf bir seyir mi izlenir soru işareti. Muhtemelen 2014 yılında ABD’nin daha fazla büyüyeceği bir süreçte emtialar yükselişe geçebilir.

Viewing all articles
Browse latest Browse all 11844

Trending Articles


Mide ağrısı için


Alessandra Torre - Karanlık Yalanlar


Şekilli süslü hazır floodlar


Flatcast Güneş ve Ay Flood Şekilleri


Gone Are the Days (2018) (ENG) (1080p)


Istediginiz bir saatte uyanabilirsiniz


yc82


!!!!!!!!!! Amın !!!!!!!!!


Celp At Nalı (Sahih Tılsım)


SCCM 2012 Client Installation issue