Eh, yeni sezona en hazır takım görünümündeki Galatasaraylıların da endişelenecekleri bir durum ortaya çıktı.Bu, aslında taraftarı en çok mutlu eden konu. Çünkü bizim memlekette taraftar takımıyla ilgili keyif verici durumlardan çok endişe etmekten hoşlanır ve bununla ilgili çözümler önermeyi sever.Sarı Kırmızılı takımın Napoli karşısındaki ciddi sınavında bilinmeyen birşey ortaya çıkmış değil. Zaten tek değişim Chedjou. Onun da sadece bu maçtaki değil öteki karşılaşmalarda ortaya koyduğu oyun henüz tatmin edici değil. Fransa’da iki kez yılın savunma oyuncusu seçilmiş bir adamın bu olamayacağı da ortada.Chedjou’nun durumuyla ilgili olarak geçmişteki Popescu olayını hatırlamamak elde değil. Rumen yıldız da Barcelona kaptanı olarak geldiği Sarı Kırmızılı takımdaki ilk maçlarında insanı şaşkına çevirecek kadar kötü bir performans ortaya koymuş, üstelik bu durum epeyce sürmüştü.Bir sohbetimiz sırasında Fatih Terim, onu Florya’daki odasına çağırıp “Sen gerçekten Popescu musun?” gibilerden bir espri yapmak zorunda kaldığını aktarmıştı. Sonrasında neler olduğunu hepimiz biliyoruz. Popescu da Hagi kadar olmasa bile Sarı Kırmızılı takımda iz bırakan oyuncular arasında yer aldı.Aslında sadece Galatasaray’ın değil öteki büyük takımların da en büyük yanlışı, her sorunun çözümünü transferde görmeleri. Neyse ki Cim Bom bu konuda gerçeği bulmuş gibi. Napoli maçında bana göre takımın en iyisinin Riera olması, çözümün transferde değil takım içinde aranmasının çok daha mantıklı olduğunu gösteriyor.Büyük takımlarda çok fazla oyuncunun bulunması asla bir avantaj değil, tam tersine çok ciddi bir sorun. Cim Bom, Nott’s County hazırlık maçına şöyle bir ortaalan ile çıktı: Erman Kılıç, Engin Baytar, Yekta Kurtuluş, Emre Çolak. Napoli maçına çıkan 11 nedeniyle gördük ki bunların hiçbiri takımın banko oyuncusu değil.Daha bu ortaalanın Kazım, Ceyhun gibi iyi durumda görünen ek alternatifleri var. Tamam 3 kupada birden mücadele edeceksiniz ama bunları ne zaman nerede oynatıp da tam randıman alacaksınız? Aynı durum Fenerbahçe ortaalanında daha ağır biçimde sözkonusu. Beşiktaş ve Trabzonspor’da da durum farklı değil. Ancak herkes hâlâ transfer derdinde. Ne diyelim, hayırlı olsun.Galatasaray’da Dany’nin hem İzmir’deki maçta hem Napoli karşısında kırmızı kart görmesi, sadece oyunla ilgili değil mental bir sorununun bulunduğunu gösterir gibi. Gönderilme endişesi sanki onun dengesini bozdu. Ayrıca Burak Yılmaz’ın durgunluğu ve Muslera’nın maç sonundaki anlamsız hırçınlığıyla kendini attırması pek alışılmış durumlar değil. Terim’in takımlarında böyle şeyler pek olmaz diye biliyoruz. Yanılıyor muyuz? a.cakir@zaman.com.tr
Eh, yeni sezona en hazır takım görünümündeki Galatasaraylıların da endişelenecekleri bir durum ortaya çıktı.Bu, aslında taraftarı en çok mutlu eden konu. Çünkü bizim memlekette taraftar takımıyla ilgili keyif verici durumlardan çok endişe etmekten hoşlanır ve bununla ilgili çözümler önermeyi sever.Sarı Kırmızılı takımın Napoli karşısındaki ciddi sınavında bilinmeyen birşey ortaya çıkmış değil. Zaten tek değişim Chedjou. Onun da sadece bu maçtaki değil öteki karşılaşmalarda ortaya koyduğu oyun henüz tatmin edici değil. Fransa’da iki kez yılın savunma oyuncusu seçilmiş bir adamın bu olamayacağı da ortada.Chedjou’nun durumuyla ilgili olarak geçmişteki Popescu olayını hatırlamamak elde değil. Rumen yıldız da Barcelona kaptanı olarak geldiği Sarı Kırmızılı takımdaki ilk maçlarında insanı şaşkına çevirecek kadar kötü bir performans ortaya koymuş, üstelik bu durum epeyce sürmüştü.Bir sohbetimiz sırasında Fatih Terim, onu Florya’daki odasına çağırıp “Sen gerçekten Popescu musun?” gibilerden bir espri yapmak zorunda kaldığını aktarmıştı. Sonrasında neler olduğunu hepimiz biliyoruz. Popescu da Hagi kadar olmasa bile Sarı Kırmızılı takımda iz bırakan oyuncular arasında yer aldı.Aslında sadece Galatasaray’ın değil öteki büyük takımların da en büyük yanlışı, her sorunun çözümünü transferde görmeleri. Neyse ki Cim Bom bu konuda gerçeği bulmuş gibi. Napoli maçında bana göre takımın en iyisinin Riera olması, çözümün transferde değil takım içinde aranmasının çok daha mantıklı olduğunu gösteriyor.Büyük takımlarda çok fazla oyuncunun bulunması asla bir avantaj değil, tam tersine çok ciddi bir sorun. Cim Bom, Nott’s County hazırlık maçına şöyle bir ortaalan ile çıktı: Erman Kılıç, Engin Baytar, Yekta Kurtuluş, Emre Çolak. Napoli maçına çıkan 11 nedeniyle gördük ki bunların hiçbiri takımın banko oyuncusu değil.Daha bu ortaalanın Kazım, Ceyhun gibi iyi durumda görünen ek alternatifleri var. Tamam 3 kupada birden mücadele edeceksiniz ama bunları ne zaman nerede oynatıp da tam randıman alacaksınız? Aynı durum Fenerbahçe ortaalanında daha ağır biçimde sözkonusu. Beşiktaş ve Trabzonspor’da da durum farklı değil. Ancak herkes hâlâ transfer derdinde. Ne diyelim, hayırlı olsun.Galatasaray’da Dany’nin hem İzmir’deki maçta hem Napoli karşısında kırmızı kart görmesi, sadece oyunla ilgili değil mental bir sorununun bulunduğunu gösterir gibi. Gönderilme endişesi sanki onun dengesini bozdu. Ayrıca Burak Yılmaz’ın durgunluğu ve Muslera’nın maç sonundaki anlamsız hırçınlığıyla kendini attırması pek alışılmış durumlar değil. Terim’in takımlarında böyle şeyler pek olmaz diye biliyoruz. Yanılıyor muyuz? a.cakir@zaman.com.tr