Ersun Yanal, bir gün önceki basın toplantısında üzerine basa basa ‘kazanacağız’ diyor ve müthiş bir özgüveni sergiliyordu.Ancak gelin görün ki, takımı, bırakın kazanabilecek bir aksiyonu üretmeyi, 80. dakikaya dek rakibi rahatsız edebilecek en ufak bir hücum girişiminde bile bulunamadı.Aksine silik, ezik, mahkum oynadı. Salzburg’un temposuna ayak uyduramadı. Baskısını kıramadı. Etkisini azaltamadı. Oyunu bir türlü tutamadı. Uzun süre Volkan’ın kritik müdahaleleriyle skorda dengeyi korudu. Fakat 68. dakikada Alan’ın attığı şık gole Volkan da bir şey yapamadı.Peki Fenerbahçe neden kötü oynadı?Bir kere oyun planını hiç oturtamadı. Webo atılan uzun toplarda ileri istasyon olarak seçilmişti. Hele ilk yarı görevini çok da iyi yaptı. Ancak onun indirdiği ikinci toplara ne Alper, ne Meireles, ne de Emre’den gerekli hamleler geldi. Bir kere Alper pozisyonunu çok yadırgadı. Arkadan Mehmet Topuz’un destek vermesi gereken sağ kanat, Fenerbahçe’nin hücum planındaki etkinlik kulvarıydı. İkisi de kötü oynayınca hiç çalışmadı. Sol tarafta Kuyt etkisiz kaldı. Şu ana kadar vasatın ötesine geçemeyen Kadlec’ten de o bölgeye gerekli destek sağlanamadı. Emre’nin oyunda varlığı yokluğu tartışılırdı. Hücumda da, savunmada da bilindik görüntüsünün çeyreğini bile sahaya aktaramadı. Mehmet Topuz, takımın önemli handikaplarından biriydi. Orta alandaki Kevin Campell ile birlikte Salzburg’un temposunu arttıran Sadıo Nane, Topuz’un savunduğu sağ tarafı adeta koridor gibi kullandı.İlk yarıyı üç önemli pozisyon vermesine karşın hatasız atlatan Fenerbahçe, ikinci yarının başlarında yediği baskı karşısında dağıldı. Üst üste önemli gol pozisyonları verdi. O sıralar Volkan başarılı, Fenerbahçe şanslıydı. Orta alan hissedilir biçimde oyundan düşmüş, Yanal, Alper ve Emre’yi kenara almakta sabırlı davranmış, doğal olarak da geç kalmıştı. 68’de Salzburg nihayet istediği, beklediği golü attı. Gol sonrası Fenerbahçe biraz olsun kıpırdadı. Verilen reaksiyon takımın yeni takviyelerle biraz daha öne çıkarak oynamasını sağladı. Ama bu reaksiyon yalnızca Sow’un kalecinin müdahalesiyle direkten dönen ilk ve tek tehlikeli şutunu getirdi.Maçın bu skorla bitmesi beklenirken 90 artıda şans bir kez daha Fenerbahçe’nin kapısını çaldı. Savunmanın elle yaptığı müdahale sonrası kazanılan penaltıyı Baroni filelere yolladı. Ve Fenerbahçe bu kötü gününü, oynanan futbola göre çok iyi sayılabilecek bir sonuçla kapadı. Dilerim bu maçta yapılan hatalardan yeterince ders çıkarılır. Yoksa rövanşta da inanın çok ciddi sıkıntılar yaşanır. z.col@zaman.com.tr
↧