Dakikalar ne kadar ilerlediyse de mücadele ‘gerçek oyun’ ambiyansına bürünemedi. Bunda kuşkusuz karşılaşmanın oynandığı stadın fiziki şartlarının da rolü vardı. Kapasitesi sınırlı tribünler sahadan kopuk. Dinoma Minsk taraftarının tezahüratı cılız. Sizin anlayacağınız tam bir hazırlık maçı havası var çimlerin üzerinde.Ev sahibi takım daha istekli ama aradaki kalite farkı bu heyecanı aşağı çekiyor. Trabzonspor’un tecrübe, özgüven ve hüner kokan ayakları “Biz bu işi nasılsa hallederiz” rahatlığıyla topu tıngır mıngır döndürüyor orta sahada. Acemi işçilikler ise arada kaynıyor.Adrian nedense çok fazla ortalarda gözükmüyor. Tam bir idarei maslahat hallerinde. Colman, her şeyi en ekonomik cihetinden kotarıyor. Kısa, kolay ve dengeli paslarla farkını ortaya koyuyor. Daha fazlasına hiç ama hiç ihtiyaç duymuyor. Top Volkan’ın koşu yoluna atıldığı zamanlarda bu oyuncunun nefesinin yeterince açılmadığı kadraja giriyor. Olcan ise pasif oyunda olmasa bile aktif oyunda varlığını hissettiriyor. İnceldikçe futbolu normalleşmeye başlayan Henrique, Trabzonspor’un ilk 45 dakikayı mutlu bir şekilde tamamlamasını sağlayan isim oluyor. Şayet bu oyuncunun performansı ve golleri meltem rüzgarı mesabesinde kalmazsa Bordo-Mavili takım, maliyetsiz, eziyetsiz bir golcü transfer etmiş olur. Temsilcimiz devreyi önde kapamanın rahatlığıyla ikinci yarıda da aynı oyun formasyonunu sürdürmeye çalıştı. Ancak zaman zaman zorlandı. Ev sahibi takım, önemli gol pozisyonlarına girdi. Onur, savunma ve direklerle el ele verince korkulu anlar aşıldı. Sonrasında Trabzonspor, daha rahat ve ritimli bir şekilde kendi şarkısını söylemeye başladı. Son yarım saate doğru sahne alan Malouda, kendini fazla zorlamadan kalite ve tecrübesinden kesitler sundu. Alanzinho’nun girişi topa dokunan becerikli ayak sayısını artırdı.Trabzonspor, deplasmanda tur için çok avantajlı bir skor elde etti. Bordo-Mavili takımın daha önceki yıllarda kolay diyebileceğimiz rakipler karşısında yaşadığı şokları, kaybedişleri ve elenişleri hatırladığımızda bugünkü galibiyetin ne denli kıymetli olduğunu daha iyi anlıyoruz. Temsilcimizin üç maçın üçünden de gülerek ayrılması ülke puanı açısından da çok kıymetli. Umarız bu güzel başlangıcın devamı gelir. h.beser@zaman.com.tr
Dakikalar ne kadar ilerlediyse de mücadele ‘gerçek oyun’ ambiyansına bürünemedi. Bunda kuşkusuz karşılaşmanın oynandığı stadın fiziki şartlarının da rolü vardı. Kapasitesi sınırlı tribünler sahadan kopuk. Dinoma Minsk taraftarının tezahüratı cılız. Sizin anlayacağınız tam bir hazırlık maçı havası var çimlerin üzerinde.Ev sahibi takım daha istekli ama aradaki kalite farkı bu heyecanı aşağı çekiyor. Trabzonspor’un tecrübe, özgüven ve hüner kokan ayakları “Biz bu işi nasılsa hallederiz” rahatlığıyla topu tıngır mıngır döndürüyor orta sahada. Acemi işçilikler ise arada kaynıyor.Adrian nedense çok fazla ortalarda gözükmüyor. Tam bir idarei maslahat hallerinde. Colman, her şeyi en ekonomik cihetinden kotarıyor. Kısa, kolay ve dengeli paslarla farkını ortaya koyuyor. Daha fazlasına hiç ama hiç ihtiyaç duymuyor. Top Volkan’ın koşu yoluna atıldığı zamanlarda bu oyuncunun nefesinin yeterince açılmadığı kadraja giriyor. Olcan ise pasif oyunda olmasa bile aktif oyunda varlığını hissettiriyor. İnceldikçe futbolu normalleşmeye başlayan Henrique, Trabzonspor’un ilk 45 dakikayı mutlu bir şekilde tamamlamasını sağlayan isim oluyor. Şayet bu oyuncunun performansı ve golleri meltem rüzgarı mesabesinde kalmazsa Bordo-Mavili takım, maliyetsiz, eziyetsiz bir golcü transfer etmiş olur. Temsilcimiz devreyi önde kapamanın rahatlığıyla ikinci yarıda da aynı oyun formasyonunu sürdürmeye çalıştı. Ancak zaman zaman zorlandı. Ev sahibi takım, önemli gol pozisyonlarına girdi. Onur, savunma ve direklerle el ele verince korkulu anlar aşıldı. Sonrasında Trabzonspor, daha rahat ve ritimli bir şekilde kendi şarkısını söylemeye başladı. Son yarım saate doğru sahne alan Malouda, kendini fazla zorlamadan kalite ve tecrübesinden kesitler sundu. Alanzinho’nun girişi topa dokunan becerikli ayak sayısını artırdı.Trabzonspor, deplasmanda tur için çok avantajlı bir skor elde etti. Bordo-Mavili takımın daha önceki yıllarda kolay diyebileceğimiz rakipler karşısında yaşadığı şokları, kaybedişleri ve elenişleri hatırladığımızda bugünkü galibiyetin ne denli kıymetli olduğunu daha iyi anlıyoruz. Temsilcimizin üç maçın üçünden de gülerek ayrılması ülke puanı açısından da çok kıymetli. Umarız bu güzel başlangıcın devamı gelir. h.beser@zaman.com.tr