Malatyalılar birlikte zaman geçirmeyi sever. Ramazan ayında da pek çok iftarda bir araya geldiler. MEV Malatya Eğitim Vakfı Başkanı Metin Emiroğlu, MİAD Malatya İş Adamları Derneği Başkanı Yunus Akdaş ve MİAD Kadın Kolları'nın Başkanı Kadriye Yüksel'in ev sahipliği yaptığı üç iftarda ben de bulundum.Bu toplantılardan edindiğim izlenim, Rahmetli Turgut Özal döneminde en parlak günlerini yaşayan Malatya sivil toplum kuruluşlarının daha fazla fayda üretmek üzere bir arada aksiyon alacakları oldu. MİAD Başkanı Yunus Akdaş yaptığı her konuşmada geleceğe olan inancını dile getiriyor. Malatya derneklerini dolayısıyla Malatyalıları bir araya toplayacak devasa bir projenin hayata geçeceğinden söz ediyor ve “Biz bir arada olmayı hep sevdik ve başardık. Derneklerimiz ayrı olsa da ayrı gayrımız yoktur.” diyor. MEV başkanlığına seçilen eski Milli Eğitim Bakanı Metin Emiroğlu da bundan böyle daha fazla birlikte çalışma yapılacağından söz ediyor. Geleceğe dair pek çok proje konuşulurken geçmişe, Özallı günlere olan özlem dile getiriliyor. Bugüne değin duymadığım anılar paylaşılıyor. MEV iftarında Semra Özal da davetliler arasında. Bu yılki Malatya iftarlarına ilişkin bir diğer gözlemim ise geçmiş yıllara göre daha kalabalık ve katılanların çok daha heyecanlı olması. Bu heyecanın gelecek büyük projelere yansımasını diliyorum.Otel sahibi Malatyalı işadamlarının sayısı artıyorMalatyalı işadamlarını hemen her sektörde görmek mümkünse de tekstil pek çoğunun ilk göz ağrısıdır. Son dönemde tekstilin yanı sıra hizmet sektörüne de epey yatırım yaptıklarını gözlemliyorum. MİAD iftarı henüz resmi açılışı yapılmamış olan Wyndham İstanbul Petek'in ev sahipliğinde yapılıyor. MİAD Başkanı Yunus Akdaş son dönemde Malatyalı işadamlarının otel yatırımlarına değiniyor. Merak edip araştırıyorum; Ali Nahit Bozatlı - Holiday Inn İstanbul Airport, Adil Üstündağ - Greenpark Otelleri, Ahmet Akbıyık - Ela Quality Resort Otel Antalya, Malatya Girişim Grubu - Malatya Hilton Oteli, Akbulut Yaşık (Bulut Ailesi) – Sultanahmet Goldenhorn Otelleri, Mehmet Çeken – Double Tree by Hilton Laleli, İlbak Ailesi – Ramada Plaza Tekstilkent, Tuna Çelik'in patronu Turan Tuna da Eski Maksim Gazinosu'nun binasında otel çalışmaları yapıyor ancak henüz açılmadı, Mehmet Büyükgıdık (Büyükgıdık Ailesi)- Wyndham İstanbul Petek Otel şimdilik kaydıyla Malatyalı işadamlarınca yatırım yapılan oteller. Bilirim Malatyalılar girişimcidir. Kârlı görmedikleri alanlara da girmezler. Eğer şehir otelciliğinde böylesine yoğun kümeleniyorlarsa mutlaka bir bildikleri vardır. Birikimi olup da yatırım yapmak isteyen işadamlarına İstanbul'da büyük ihtiyaç olduğunu düşündüğüm şehir otelciliğine yatırım yapmalarını tavsiye ederim.Çaykur, didi’m demişti…Geçtiğimiz hafta IPSOS Kmg Ad*Wacth tarafından yapılan, “En beğenilen reklam” araştırmasında birinci sırada Çaykur’un Didi’sinin çıktığını yazmıştım. Çaykur Genel Müdürü İmdat Sütlüoğlu aradı ve “Sadece reklamlarımız değil ürünümüz de beğenildi. Talebi karşılayamıyoruz.” dedi. Satış ve talep rakamlarını görünce Sütlüoğlu’na hak vermemek mümkün değil. Didi’de son durum şöyleymiş: “Soğuk çay yüzde 85 oranında üç büyük şehirde tüketiliyor. Çaykur’un hedefi ise Türkiye genelinde pazar oluşturmak. Soğuk çayda beklentinin üzerinde bir taleple karşılaşan Çaykur, şu anda iki fabrikada üretim gerçekleştiriyor, bir üçüncüsünü de devreye sokma ihtimali mevcut. Didi soğuk çay satış adetlerine bakıldığında 20 milyon adet fiili satış ve 15 milyon adet de sipariş bekliyor. Didi’ye Avrupa ve Ortadoğu ülkelerinden yoğun talep var. Özellikle Arap ülkeleri ‘didi’yi talep ediyor. Mesela Türkmenistan’a Çaykur’un direkt bir çay satışı yok ama bu ülkeden de ‘didi’ye talep var. Bu sene ilk defa piyasaya çıkarılan Ramazan Çayı da yüksek talep gördü ve planlanan üretim iki katına çıktı. 500 ve 1000 gram paketlerde üretilen Ramazan çaylarının şu ana kadar yaklaşık 5 bin ton bayi satışı gerçekleştirildi.” Sonuçlar güçlü rakiplerin olduğu soğuk çay pazarında yeni ve yerli bir marka için sevindirici. Didi pazara sunulunca soğuk çay pazarının büyümesine katkıda bulunacak demiştim, yanılmamışım.Kaz Dağları, altın madencilerinin saldırısı altındaKaz Dağları Otelcileri Derneği (KAZOD) Başkanı Mehmet Öngen ile Edremit Körfez bölgesi üzerine uzun sohbetler ediyoruz. Öngen’in söylediklerinden düzenleyici, kanun koruyucu ve çevre duyarlılığı olanların dikkatine 3 başlık sunuyorum: 1- Kaz Dağları’nda sadece altına değil her türlü madenciliğe karşıyız. Çünkü madencilikle turizm aynı anda olmaz. 2012’de eski Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay’ın da katıldığı kongrede Kaz Dağları bir turizm destinasyonu olarak tescil edildi. Bu bölge için önemli bir adım. Kaz Dağları’nda 300-350 ton altın rezervi olduğu, 1 ton topraktan da 3 gram altın elde edilebileceği söyleniyor. Rezervin tamamını çıkarmak için kaç ton toprağın kazılması gerektiğini varın siz düşünün. Bu da Kaz Dağları’nın yok olması demektir. 2- Betonlaşma sürüyor, doğa belediyelerinin tehdidi altında. Güre henüz betonlaşmaya teslim olmadıysa da Küçükkuyu ve Altınoluk’ta betonlaşma devam ediyor. Körfez bölgesi betonlaşmaya karşı korunmalı. 3- Evsel katı ve sıvı çöp arıtma ve işleme alanı yok. Tüm atıklar ormanın belli alanlarına atılıyor. Altınoluk’la Edremit arasında zeytin bahçeleri arasındaki su giderlerine dökülen atıklar denize akıyor. Koku yoldan geçerken bile hissediliyor. 4- Biraz da iyi haber. Bölgedeki turizmciler, dünyanın oksijen bolluğuyla birinci sırasında yer alan bölgenin değerinin farkında. KAZOD olarak hükümetten tek beklentileri bölgenin korunması. Yeşilyurt’ta nitelikli butik otellerin sayısı artarken Kültür ve Turizm Bakanlığı’na yeni atanan Ömer Çelik’in teşrifi bekleniyor.
↧