GS-FB yanlarının böyle bir yanı da var: Öteki karşılaşmalarda Fenerbahçe daha üstün ama işin içinde kupa olunca Galatasaray kazanıyor. Cim Bom Emirates’ten sonra çok daha keyifli bir kupayla sezona başlayacak.Kadroların verdiği mesaj farklıydı, Cim Bom ‘bu konuda sıkıntılıyım’ derken Fenerbahçe ‘yabancı kontenjanı derdim yok’ havasındaydı. O kadar ki Kadlec’i kulübede oturtup hakkını bile tam kullanmamıştı. Üstelik Sarı Lacivertli takımın aldığı bir yığın adama karşın geçen sezondan tek değişiklik Bruno Alves olmuştu. Bu kadroyla Terim hem Amrabat’ın hazırlık dönemindeki çıkışını görmezden gelmeme adaletini ortaya koymuş hem de bu tür maçları oynama deneyimi daha yüksek olan Gökhan Zan ile de kontenjan sorununu aşmayı düşünmüş gibiydi. Fenerbahçe ise sadece kadro olarak değil oyun anlayışıyla da Ersun Yanal dönemine geçişi biraz erteleyip geçen sezonun zor maçları kazandıran birikimini sahaya sürmüştü. Tarafların birbirinden çekinmeleri ve sezon başının olağan eksikleri futbolsuzluğun en temel açıklamasıydı. İlk yarının en önemli pozisyonunda Drogba 2 metreden akıllıca bir dokunuş yerine sert vuruşu yeğleyince golü atamadı. Benzer bir işi Musa Sow ıskayla yapınca orada da eşitlendiler. Devre sonunda Amrabat’ın yine 2 metreden vuruşunda topun kaleci Mert’in bacaklarının arasında kalışı Cim Bom’un şanssızlığı oldu. Kalede Volkan’ın olmayışından yararlanmak için atılan şutların çokluğu dışında denk bir oyun vardı. İkinci yarının başında Cim Bom’un müthiş baskısı üzerine Ersun Yanal Baroni’yi çıkarıp Alper’i alarak hamle yaptı. Bu, tam anlamıyla baskette alınan mola gibiydi ama bu da yetmedi. Cim Bom golü bulamadı ama peş peşe atakları Alves’in ilk derbide kırmızı görmesine yol açtı. Fenerbahçe için bundan sonrasının çok daha zor olacağı açıktı. Hele eski gücünden ve becerisinden uzak olan Emre ile Sarı Lacivertli takım 9 kişi oynar gibiydi.Fener’in 10 kişi kalmasından sonra hem Cim Bom’un saha içi aklı pek iyi işlemedi hem de Gökhan Zan’ın çıkarılıp Burak ya da Umut’un alınması gibi bir hamle ihmal edildi. Normal sürenin son 10 dakikasında gelen karşılıklı hamleler teknik adamların oyunu bizden çok daha farklı gördüklerini anlatır gibiydi.Belirleyici olan herhangi bir teknik adam becerisi, taktik, sistem filan değil Fenerbahçe’nin 120 dakikanın yaklaşık yarısını 10 kişi oynamasıydı. Bu sıcağa kar dayanmaz denebilecek baskıdan sadece Drogba’nın golü çıktı ve o da kupayı almaya yetti. Fenerbahçe’nin son bölümdeki etkinliği geç kalmış bir çırpınış olarak kaldı. Özellikle maçın son 40 dakikalık bölümünü iki takım taraftarı da iğrenç küfürlerle geçirdi. Böylece ne kadar çok futbolu seven ve bulunmaz niteliklere sahip seyircimiz olduğunu bir kez daha görmüş olduk! a.cakir@zaman.com.tr
↧