![]()
Lise arkadaşım olan Meclis Genel Sekreteri Dr. İrfan Neziroğlu’nun daveti üzerine geçenlerde TBMM’yi ziyaret ettim.Kapıları sonuna kadar halka açılmış. Sokaktan geçerken yan gözle ve korku içinde baktığımız günler artık geride kaldı. Orası bizim! Halk günü uygulaması ile her cumartesi kimseyi araya sokmadan gidip Meclis’i gezebiliriz. Rehberli tur hizmeti bile var. Meclis’in içindeki askeri birliğin, dindarların sokulmadığı restorandan çıkarılması başlı başına sembolik değer ifade ediyor. Bahçe içerisindeki güzel restoranda siz de yemek yiyebilirsiniz artık!Dünya Parlamento Genel Sekreterler Birliği Yönetim Kurulu üyeliğine seçilen İrfan Bey bunu fazlasıyla hak ediyor. Malum sekreterlik makamı siyasi değil, teknik bir birim. Dolayısıyla iktidar başta olmak üzere başarılarında bütün partilerin payı var. Yüzlerce çalışanı ile vekile hizmet eden bu büyük hizmet üretim birimi tam bir şirket. Dolayısı ile nasıl idare edildiği, verimliliği, etkinliği, kendini toplum içinde konumlandırması son derece önemli. Zaten bu yazıyı kurumun başarılı model uygulamalarını topluma tanıtmaktır. Toplum bunları bilmeli, destek vermeli ve başka alanlara da taşımalı. Meclis’in hedefi ‘kamuya ve vatandaşa örnek olmak, TBMM’yi Türkiye’de en iyi kurum, yurtdışında en iyi parlamento yapmak’ şeklinde tanımlanıyor. Gördüğüm kadarıyla bunda bir hayli mesafe de almışlar.Meclis’in yaptıkları, şeffaf ve herkese açık Yasama Yılı Faaliyet Raporları’ndan takip edilebilir. Dr. Neziroğlu göreve geldikten sonra Meclis’te birçok ilki gerçekleştirmiş. Profesyonel bir şirket gibi Meclis’in misyon, vizyon ve hedeflerini tanımlamış. Eğitimini vererek, işin içine katarak ve benimseterek bunları çalışanlara içselleştirmişler. Sahadakinin kabul etmediği hiçbir şeyi tepedeki yöneticinin uygulama şansı yoktur. Ordusuz komutan gibi yolunuza yalnız devam edersiniz.Üst düzey bürokrasinin pek akla ihtiyacı olmayan bizim ülkemizde çalıştaylar ve anketler yaparak personeli tümüyle işin içine katmışlar. Bunun için geliştirdikleri ‘Bir Projem Var Bir Önerim Var’ uygulaması ile intranetten sürekli olarak personelin görüşleri tepe yönetime akıyor. Yöneticilerin çalışanları dinlemediği ülkemizde, sıkı durun, personel görüş bildirsin diye bir de ödül koymuşlar. En iyi beş teklif ya da görüşe ödül koymuşlar. İki yıldır toplamda 550 civarında görüş ve öneri gelmiş. Görüş sahipleri takdir ve taltif edilmiş, sonuçta kurumun ve kendi konumlarının iyileştiğini gören çalışanlar direnmek yerine değişimin içinde yer alarak bu sürekli gelişim (kaizen) projesinin yürüyen ayağı, gören gözü, tutan eli olmuş. Bu, iyi yönetişim fukarası ülkemizde bir yönetişim ve zihniyet devrimidir.Kamuda ilk defa açıklanan ‘Takvim-i Eylem Planı’ muvacehesinde hangi başkanlığın hangi işi, hangi tarihte bitireceğini genel sekreter online takip ediyor. Yine çok önemli bir adım atarak kamu kurumlarını bir araya getirmişler. Strateji, bilgi işlem, hukuk müşavirleri, insan kaynakları, dış ilişkiler, basın ve halkla ilişkiler yöneticileri, strateji başkanları her ay düzenli olarak TBMM’de bir araya geliyor, böylece müthiş bir eşgüdüm sağlanıyor, dostluklar pekişerek bilgi akışı güçleniyor, güven artıyor, altı boş kurumsal milliyetçilik ve taassup kırılıyor. Eşgüdüm eksikliği ve çokbaşlılık, varlık içinde yokluğa neden olurken, işler de ancak ‘dostlar alışverişte görsün’ kabilinden oluyor. Heykel gibi şekli olan ancak hayatta karşılığı, ruhu ve canı olmayan ölü metinler yazmış olursunuz.Bir de yaptıklarımızı anlatmakta sıkıntı çekeriz değil mi? TBMM web sayfasını 7 dile çevirmekle kalmamış, 7 dilde TBMM’yi ve yasama-denetim sürecini anlatan kitap bastırmışlar. Bu günümüzde halen hiçbir parlamentoda yok. Dahası Meclis içtüzüğünü de ilk defa İngilizceye çevirmişler.Hal böyle olunca toplum da buna tepkisiz kalmıyor. TBMM resmi ve TBMM Genel Kurulu’nun sosyal medyadaki takipçisi 300 bine doğru gidiyor. Bunun için ‘Meclis artık cepte’ sloganıyla akıllı telefonlar için mobil uygulama da geliştirmişler.