Milli Takım her bakımdan hazin bir dibe vuruş döneminde pek de beklenmedik galibiyetiyle soluk alacak gibiydi ama onu da beceremedik. Doğru dürüst bir hazırlık maçı organize edemeyecek dağınıklık içindeki futbol yönetiminin de, teknik direktör Abdullah Avcı’dan umudu çoktan kestiği gün gibi ortada. Gerçi bunca derdin içinde bir de teknik direktör arayışına girmekten çekinirler diye düşünüyoruz ama gerekli işaretleri vermekten geri durmuyorlar.Bu maçın Kayseri’de oynanmasının kabul edilmeyişi, İstanbul’da Şükrü Saracoğlu ya da Kasımpaşa Recep Tayyip Erdoğan statlarında yaptırılmayıp Olimpiyat’a sürgüne gönderilmesi çok açık mesajlar... Avcı farkında değilmiş gibi davranıyor, ‘onu biz göreve getirmedik’ şeklindeki açıklamayı bile anlamazdan geliyor ama nereye kadar?20 Yaşaltı Dünya Kupası’nın en heyecan verici takımlarından biri Gana idi. Doğal olarak A Takımı da bu çizginin gerisinde değil. Özellikle atletik yönden üstün ve çalım-pas-şut becerisi olarak bizden daha iyiydiler. Zaten dünya sıralamasında da bizim bir daha kimbilir ne zaman gelebiliriz dediğimiz bir noktadalar (24). Ancak ilk yarıda öyle inanılmaz savunma hataları yaptılar ki daha soyunma odasında öne geçmemiz ve ilk yarıyı da 4 farklı önde kapatmamız işten bile değildi. Elbette ki 2 farklı üstünlüğe dünden razıydık.Abdullah Avcı’nın hazırlık maçlarındaki ‘şunu arıyoruz, bunu deniyoruz’ türünden gereksiz işleri bir yana bırakıp ‘eldeki en iyi takım bu’ denilebilecek kadrosunun da iki farklı üstünlüğü yakalayışımızda önemli bir payı vardı. Henüz hazır olmadıkları her hallerinden belli olsa da Burak ve Umut’un gol şansı çoğu zamanki gibi yüksekti. Özellikle hiçbirşey olmaz gibi görünen pozisyonda Umut’un koşusuyla doğan ikinci gol, Milli Takım’ın son maçlarında hemen hiç görmediğimiz bir inançlı çabanın ödülüydü. Burak’ın çok daha rahat durumlarda kaçırdıkları ve ofsayt sorunu bu kez de yıkıcı oldu.İkinci yarıda çok çabuk yorulan takımımızda Alper’in kaptırdığı toplar çok açık birer alarmdı. Ardından akla sığmaz gibi görünen ama sürekli yaptığımız nitelikteki savunma hatalarından biriyle Gana’nın ilk dakikadan beri bağıran golü geldi ve azap dolu dakikalar başladı. Asamoah Gyan’ın oyuna girdiğinin farkında olmayışımız pahalıya maloldu. Rakip teknik direktörün üstüste yaptığı hamleleri Avcı’nın seyretmesi dağılışımızda en önemli etkendi. Ardından yaptığı değişiklikler daha da felaket oldu ve takım adeta tamamen çöktü. Özellikle Emre Belözoğlu’nu oyuna alması tuhaf bir şaka gibiydi. Bu ortamda tamtamlar Gana golü için çalıyordu ve bu hiç de gecikmedi.Avcı artık gerçeği görmeli ve gerekli nezaketi de göstermeli. Milli Takımın onunla yapabileceği hiçbirşey yok! Kuşkusuz yerine gelen de bizi hemen harikalar diyarına taşımayacak ama bir kan değişikliğine ne kadar ihtiyaç olduğunu o da kabul etmeli. Yoksa hem kendisi hem Milli Takım için çok daha üzücü durumların doğacağı ortada...
↧