Güzeli görmek ve takdir etmek, eksiği görmek ve uyarıp, çözüm sunmak görevimiz.Hepimizin zihninde TBMM, çeşitli vekil görüntülerinden ibaret bir yer. Oysa büyük bir idari birim ve bu birimi toplum için ifade ettiği başka değerler de var. Bu öncü ve önder değerlerinden biri de başlatıp başardıkları sosyal sorumluluk projeleri. Bir önceki yazıda başladım, bu yazıda bitirelim.Bu projelerden biri işte meclisi açmak ve tanıtmakla ilgili. Üniversitelerle işbirliği projesi başlatarak eğitim camiasına sunum yapıyorlar ve öğrencilerin gelip ziyaret etmesi için teşvik ediyorlar. Meclis arşivleri araştırmacıların hizmetine açılıyor ve yüksek lisans ve doktora tezlerine konu olacak konular belirleniyor.Gerçekten de bizler yaptıklarımızı anlatmakta sıkıntı çekeriz. TBMM web sayfasını 7 dile çevirmekle kalmamış, 7 dilde TBMM’yi ve yasama-denetim sürecini anlatan kitap bastırmış. Bu günümüzde halen hiçbir parlamentoda yok. Dahası Meclis içtüzüğünü de ilk defa İngilizceye çevirmişler. Hal böyle olunca toplum da buna tepkisiz kalmıyor. TBMM Resmi ve TBMM Genel Kurulu’nun sosyal medyadaki takipçisi 300 bine doğru gidiyor. Bunun için ‘Meclis artık cepte’ sloganıyla akıllı telefonlar için mobil uygulama da geliştirmişler.Meclis’teki ‘engelsiz hayat’ ile ilgili. Türkiye’de 10 milyon civarında engelli var. Sayı çok kabarık. Bu da tespit edilebilen. Kimi kaderden, kimi haybeden bu durumda. Kaderden olan baş üstü, tedbirsizlik ve aymazlıktan olana giran! Türkiye adeta ‘engelli üretme’ toplumu. Bunun en önemli nedeni de iş güvenliği ve sağlığı ile ilgili zihniyetin çok geri kalmış olması. Emekçinin hayatı üzerinden tezgahlanan bir ‘rekabetçilik’ anlayışı var. Türkiye’de iş güvenliği konusunda en ciddi fikri takip yapanlardan biri olduğumu düşünüyorum. Sermaye kesimlerinin düzenli lobisi nedeniyle hükümetin bu konuya şaşı baktığını, konuyu, kelimenin tam anlamıyla ‘sümenaltı’ ettiğini biliyoruz. Geçelim.Bu durum sadece bir hükümet meselesi değil, bir toplumsal ahlak ve duyarlılık aynı zamanda. Engelli kişileri için kurumlardaki düzenlemeler adeta engelliler için ilave engel üretmekten öteye gidemiyor. Çünkü meseleye insani değil, ‘yasak savma’, ‘görüntüyü kurtarmak’ saikıyla bakılıyor. Böyle bir ülkede ‘Engelsiz Meclis Projesi’ takdire şayan. Genel Sekreter Dr. İrfan Neziroğlu önderliğindeki çalışmalarda engelli vatandaşları davet edilmiş, yapan ile kullanacaklar arasındaki uçurum sıfırlanmış ve kullanıcı dostu bir çözüm oluşmuş. Meclis’in çalışanları mavi kapak toplayıp engellilere sandalye dağıtmış, görme engelliler için de siteye online sesli anlatımlar yüklenmiş.Sosyal Meclis projesi kapsamında çevre dostu Meclis grubu oluşturup, parklarda çöp toplayan Meclis çalışanları, bahçedeki meşe palamutlarını toplayıp ziraat fakültelerine gönderiyor. Personel, kullanılmış ama kesinlikle temiz giysi, oyuncak ve kitapları toplayıp taşradaki mağdur okullara gönderiyor. Kazanlarda artan fazla yemekleri kimsesizlerin kaldığı yurtlara, tabaklarda artanları hayvan barınaklarına gönderiyorlar. Çok şükür, birçok kamu kurumu ve lokanta da bu kampanyaya katılmıştır. Araçlara taktırdıkları takip cihazı ile hangi aracın nerede olduğunu, rölantide kaç dk beklediğini, hız limitini aşıp aşmadığını takip ediyorlar. Sırf bu kolay yöntem bile yakıt tüketimini % 20 azaltmış.Sonuç ve mesaj şudur ki, işimizde gücümüzde insani boyutta ve verimlilik alanında pek bir mali külfet getirmeden alınacak çok mesafe var. Ancak doğru bir bakış açısı, sahiplenme, iş modeli, iyi niyet, bilgi, beceri gerekiyor. Gülümsemek gibi iyi hareketler de bulaşıcıdır ve müşterisini kendisi üretir.
↧