Bugünkü gündemin en önemli konusunun Mısır’da yaşanan facia ve bununla ilgili vahim gelişmeler olduğuna hiç şüphe yok. Böyle de olması gerekir. Ne var ki, Mısır’ın da yakın olduğu Doğu Akdeniz’de özellikle Türkiye’yi yakından ilgilendiren başka gelişmeler de yaşanıyor.Bunlardan birisi de son yıllarda Kıbrıs Rum Kesimi (KRK)-İsrail ve Yunanistan arasında ortaya çıkmakta olan işbirliği süreci. Bu süreç malum KRK’nin kimseye sormadan kendi başına ilan ettiği münhasır ekonomik bölgesinde büyük doğalgaz rezervlerinin bulunmasıyla öne çıkmıştı. Bunu da İsrail’in sularında bulunan başka doğalgaz rezervleri takip etmişti. Sonuçta bu iki ülke arasında bu rezervler dolayısıyla bir yakınlaşma, bir çıkar ilişkisi süreci başlamış ve Yunanistan da tabii olarak bu sürece dahil olmuştu.Bu üçlünün yer aldığı süreç çeşitli anlaşmalarla gün geçtikçe daha somut hale geliyor, pratik değer kazanıyor.Buna son örnek 10 gün kadar önce KRK-İsrail-Yunanistan arasında enerji işbirliği konusunda imzalanan mutabakat. KRK Tarım-Tabii Kaynaklar-Çevre Bakanı Nikos Kuyualis, İsrail Enerji-Su Kaynakları Bakanı Silvan Şalom ve Yunanistan Çevre-Enerji-İklim Bakanı George Lakkotripis’in imzaladıkları mutabakatta çeşitli enerji işbirliği konuları yer alıyor. Bunlardan en önemlisi de KRK ile İsrail’in elektrik şebekelerinin 3 yıl içinde denizaltı kablosu ile birbirlerine bağlanması yolundaki proje taahhüdü. Bununla bu 3 ülke enterkonnekte sistem kurmuş olacaklar. Bu bağlantı daha sonra Girit’e ve oradan da Yunanistan ve Avrupa’ya uzanacak; böylece bu üçlü, Avrupa elektrik arzında belirli bir ağırlık ve role kavuşacak. Avrupa-Asya enterkonnektörü olarak da bilinen 2000 megavatlık bu hat gerçekleştiğinde 820 deniz mili uzunluğa sahip olacak.Esasen, bu proje AB tarafından desteklenen bir proje. AB’nin ‘Ortak Çıkarlar’ adlı kapsamlı enerji programında yer alan bu projeye ek olarak AB bu bağlamda iki başka projeyi de destekliyor. Bunlar Doğu Akdeniz’den Yunanistan üzerinden Avrupa’ya doğalgaz sağlayacak bir denizaltı boru hattı ve KRK-İsrail ve Yunanistan’ın yer alacağı bir doğalgaz depolama tesisinin Kıbrıs’ta kurulması.İsrail Enerji-Su Kaynakları Bakanı Silvan Şalom’un sevinçle karşıladığı ve üçlü ilişkileri ‘ittifak’ olarak tanımladığı bu işbirliği süreci AB’nin verdiği ve vereceği her türlü destekle 3-4 yıl sonra muhtemelen daha da hızlanacak, derinleşecek ve güçlenecek. Bugünden görünen, varılan mutabakatlar bize bunu açıkça söylüyor.Diğer yandan, Amerika’nın da bu süreci ve ittifakı desteklediği, anlattığımız KRK-İsrail-Yunanistan arasındaki son mutabakatı ‘istikrar ekseni’ olarak nitelediği de biliniyor. Bu bağlamda, Yunanistan Çevre-Enerji-İklim Bakanı George Lakkotripis’in önümüzdeki ay Washington’a önemli bir ziyaret yapacağı, bu ziyarette KRK’nin doğalgaz potansiyeli konusunda Amerikalı yetkilileri bilgilendireceği ve taze destek arayacağı bugünden söyleniyor. Esasen bir süre önce Washington’u ziyaretinde Başkan Obama ile görüşen Yunanistan Başbakanı Samaras da söz konusu konularda destek aramış, Yunanistan-KRK-İsrail üçlüsünün Avrupa’nın doğalgaz ihtiyacının karşılanmasında önemli rol oynamaya hazır olduğu mesajını da vermişti.Üçlünün imzaladığı mutabakatta başka işbirliği konuları da yer alıyor. Mesela su ve deniz suyunu normal suya dönüştürme (desalinasyon) tesisleri, atık su arıtma tesisleriyle ilgili mutabakatlar. Bunlara ek olarak, doğalgaz saha ve tesislerinin korunmasını öngören projeler ve işbirliği alanları da mutabakatta bulunuyor. Bunlara ek olarak belki açıklanmayan başka konular da olabilir. Mutabakat metnini görmediğimiz ve yazımızı sadece medyada çıkan kısa haberlere göre yazdığımız için biz bunları bilebilecek durumda değiliz; ama devlet şüphesiz bu metni elde edip mutlaka incelemeli, Türkiye’nin çıkarlarını etkileyen konular varsa bunları dikkate almalı, gerekenleri de yapmayı düşünmelidir elbette.Sonuçta, doğmakta olan yeni Doğu Akdeniz jeopolitiği bizi de önemle ilgilendirmektedir. Bunu çok söyledik; ama son üçlü mutabakat sonrasında bir kere daha söylemiş olalım..
↧