Quantcast
Channel: ZAMAN-YAZARLAR
Viewing all articles
Browse latest Browse all 11844

Abdullah Aymaz - Beslenme-Epigenetik

$
0
0
Mehtap TV’deki Kainat Kitabı programında Prof. Dr. Muhsin Konuk Bey, beslenme geni, epigenetik üzerinde de durdu. Anladıklarımı aktarmaya çalışayım: İngilizler “Ne yiyorsan, sen osun.” derler.Çağımızın en büyük ölüm sebeplerinden sayılan nüzul (felç, inme), kanser, kalb-damar hastalıklarının tamamı obezite ile yakından alâkalıdır… Gıda teknolojileri, ziraî ilaçların artması gibi birçok sebeple, ayrıca hem fazla ürün elde etmek hem de bu ürünlerin rafta kalma ömürlerini uzatmak için birçok kimyevî madde gıdalarımızın içine katılmaktadır. İşte bu maddeler hücrelerimizdeki mikro-çevreye karışarak genlerimizin işleyişini de değiştirmektedir. Bediüzzaman Hazretleri bir soru üzerine domuz eti ile ilgili diyor ki:“Mesela o doktorun bahsettiği gibi, hınzırın etinden bildiği zarardan, hastalıktan başka, ‘Hınzır eti yiyen bir cihette hınzırlaşır.’ kâidesiyle o hayvan diğer ehlî hayvanlar gibi zararsız yapılamıyor.” Bu bölümün hâşiyesinde de diyor ki: “Acaba firengistanın bu kadar hârika medenî ilerlemelerine, fenni gelişmelerine, insanlığa faydalı ilimlerine rağmen; bütün bunlara zıt olarak materyalizm ve natüralizm karanlıklarına saplanmasında domuz eti yemenin bir rolü yok mudur? Soruyorum. İnsan, beslendiği şeyle mizacının müteessir olduğuna delil: ‘Kırk günde, her gün et yiyen, kalb katılığına uğrar’ sözü darb-ı mesel (ata sözü) hükmüne geçmesidir…Muhsin Bey’in verdiği misallere bakacak olursak: Aborjinlerle ilgili yapılan çalışmada, bu insanlar Hollywood kasabalarına benzeyen yapılarda barındırılıp, fast food’a alıştırılıyorlar. Burger vb. yiyeceklerin içine bir de sodyum glutamat katıldığı için durmadan açlık hissi uyandığı için bir de içinde çok fazla şeker bulunduran kola gibi içeceklerle beslenme neticesinde, kendilerinde hiç görülmeyen diyabet (şeker) hastalığı ortaya çıkmaya başlıyor. Belli bir süre sonra da bunları tekrar eski yaşadıkları yerlere gönderiyorlar. Belli bir zaman sonra diyabete yakalanmış olan insanlarda bu hastalığa ait semptomların ortadan kalktığı gözleniyor.Ben 2011 yılında Saraybosna’da düzenlenen Tıbbi ve Aromatik Bitkiler Sempozyumu’na davetli konuşmacı olarak katıldım. Sempozyumu düzenleyen rahmetli Prof. Dr. Sulejman Redzic ve Prof. Dr. Mustafa Kulenovic beraber anlatmıştı. Saraybosna’nın muhasara altında kaldığı o uzun savaş döneminde yiyecek kıtlığı had safhada iken, rahmetli Sulejman Redzic dağlarda yetişen ve yenen yabani bitkileri toplayıp, halka mahalle mahalle anlatıp bitkileri getirdiği örnekleriyle tanıtıp anlatıyor. Halk bu bitkileri yemeye başlıyor. Tabii ki insanlar açlıktan (nispeten) kurtuluyorlar. Belirli bir zaman sonra fark ediyorlar ki, o dönemde muhasara altındaki Boşnaklar arasında hiç şeker hastası kalmıyor. Bunu üstüne basa basa anlatmışlardı.Eskimolarla ilgili örnekleri de İrfan Yılmaz Bey anlatmıştı. O da, beslenme şekillerinin iklim ve dış çevre şartlarıyla da belirginleştiğini, yaşadığımız bölgede yağlı besinlerle beslenmenin doğru olmadığını ama Eskimolarda olduğu gibi soğuk bölgelerde yaşayan insanların da yağ oranı çok yüksek besinlerle beslenmelerine rağmen bizlerde görülen problemlerin onlarda görülmediğini, hatta onların sağlıklarını korumalarına yardımcı olduğunu ifade etti.

Viewing all articles
Browse latest Browse all 11844

Trending Articles


Mide ağrısı için


Alessandra Torre - Karanlık Yalanlar


Şekilli süslü hazır floodlar


Flatcast Güneş ve Ay Flood Şekilleri


Gone Are the Days (2018) (ENG) (1080p)


Yildiz yükseltme


yc82


!!!!!!!!!! Amın !!!!!!!!!


Celp At Nalı (Sahih Tılsım)


SCCM 2012 Client Installation issue