“Rakibe çok çok saygı duyuyoruz.” İşte bu söz önemliydi. Trabzonspor Teknik Direktörü Mustafa Reşit Akçay’ın Avrupa sahasında sadece 6 maçlık tecrübesi olan Arnavut temsilcisi Kukesi’yi fazlasıyla ciddiye aldığını ilan etmesi, her şeyden önce futbola saygının gereğiydi.Trabzonspor’un Avrupa macerasını tahayyül edelim. Bir yanda sıra dışı işler, galibiyetler, zaferler, turlar. Güçlü rakipler karşısında yaşanan sevinçler. Diğer yanda şimdi ismini hatırlamakta zorlandığımız, takımlara turu hediye etmeler. Bu dengesizliğin altında yatan anahtar kelime ne olabilir? Yukarıdaki örneklerin kulağıma fısıldadığı baskın ifade: ‘SAYGI’. Saygı beraberinde ciddiyeti, konsantrasyo-nu,tutkuyu ve başarıyı getiriyor. Trabzonspor, rakibe saygıyı unuttuğu her oyunda futbol tarafından cezalandırıldı. Bu sebeple Mustafa hocanın mesajı, mazideki defolu kaybedişler açısından da kıymetliydi. Bu mesaj dün gece sahanın her metrekaresine yansıdı. Futbolcular arasında düşüncede kopukluk yoktu. Takım olarak mücadele ettiler. Her futbolcu önce pasif oyunun parçası olmaya çalıştı. Genelde tempolu oynamadılar ama zaman zaman çabuk ve estetik paslaşmaların süslediği organizasyonlarla ağırlıklarından, klaslarından kesitler sundular. Beşiktaş maçında kulübede oturan Adrian, kendisinden beklenenleri kavradığını hissettiren bir performans sergiledi. Attığı penaltı golünün ötesinde hep arayış içerisindeydi. Sürekli üretmek, fark oluşturmak ve oynatmak istedi. İşte Adrian’ın kendisini demirlemesi gereken futbol anlayışı bu. Soner’in performansı da dikkat çekiciydi. İstediği pası atan ve oyuna kıvam katan isim rolündeydi. Onu seyrederken bu rahatlık ve performansı daha büyük oyunlara taşıyacak çıtanın altında yürüdüğünü de gördüm ne yazık ki. Sözün özü Soner’in bu vasatı artık aşması gerekiyor. Bir büyük takımın merkez oyuncusuna yakışan tempoyu yeterince zorlamıyor. Volkan, iyi işaretler bıraktı arkasında. Hem istekliydi, hem de dengeli. Takımın, boş vermiş kenar mahalle çocuğu havasında değildi. Sorumluydu, olumluydu, verimliydi. Umarım, bu görüntü Volkan’da karaktere dönüşür. Zokora’yı verimli buldum. Oyunun her anına tecrübesini serpiştirdi. Aykut ise orta sahanın en dinamik aktörüydü. Genç futbolcu, her geçen gün Trabzonspor için daha fazla anlam ifade ediyor. Şayet biraz daha topa yumuşak olabilmeyi başarabilirse tahmin edilenin çok ötelerine geçer. Son söz: Bu galibiyet, hem tur, hem ülke puanı, hem de Trabzonspor’un gelecekle ilgili umut ve hayalleri açısından çok önemliydi. Mustafa hoca ve talebelerini ‘SAYGIYLA’ selamlıyorum.
↧