1979 Camp David Barış Antlaşması çerçevesinde Amerika, Mısır silahlı kuvvetlerine her yıl 1,3 milyar dolar para veriyor.Her malî yıl federal bütçeye konulan bu para bir tür kredi mahiyetinde; para Amerikan Merkez Bankası nezdindeki bir hesaba Mısır silahlı kuvvetlerinin kullanımı için yatırılıyor; da bu parayı çeşitli askerî malzeme, silah, bakım ve tamir amaçlı olarak kullanıyor; kullanırken de muhakkak Amerikan silah ve bakım şirketlerini seçmek zorunda. Kısacası, parayı istediği gibi kullanamıyor. Mısır bu paranın büyük kısmını yıllardır Amerika'dan özellikle savaş uçağı, tank ve helikopter alımında, geriye kalanını da aldığı silah ve malzemelerin bakım ve tamirinde kullanıyor. Nitekim mesela, bu parayla bugüne kadar 216 F-16 savaş uçağı, 35 Apache saldırı helikopteri ve 1000 kadar MIA1 Abrams tankı temin etmiş bulunuyor. Bu silahlardan bir kısmını gösteriler sırasında televizyonlardan da görmüş, izlemiştik. Özellikle Apacheler meydanların üzerinde uçup durmuşlar, göstericilere gözdağı vermişlerdi mesela. Bu silahlarla ilgili teslim süreci de devam ediyor. Mesela, bugün Mısır için 20 kadar F-16'nın Amerika'daki üretimi devam ediyor. 125 kadar da M1A1 tank da aynı şekilde. Bu tanklar esasen lisans altında Mısır'da montaj ediliyor. Ancak çok sayıda parça yine Amerika'da üretiliyor. Mısır'daki darbe sonrasında Amerika, hem içeriden ve hem de dışarıdan söz konusu askerî yardımı ya da parayı iptal etmesi, kesmesi yönünde çok ağır baskılara maruz kalmış bulunuyor. Nitekim bu baskılar yüzünden geçen ay teslim etmesi gereken 4 F16 savaş uçağının teslimini ertelemişti. Bu şüphesiz darbeci rejime verilmekte olan parayı tamamen kesmesini isteyen cepheyi tatmin etmemiş bulunuyor. Kısacası, yönetim üzerindeki baskı devam ediyor. Bu yüzden de Amerikan yönetimi konuyu bugünlerde enine boyuna inceliyor, yaptığı açıklamalara göre konuyu gözden geçiriyor. Konu şüphesiz basit ve hemen bir karar verilebilecek bir konu olarak görünmüyor; zira 1,3 milyar dolarlık yardımın pek çok önemli boyutu, yönü var. Evvelemirde, uçak, tank siparişlerini önceden alan, bunları üretmeye başlayan, kaparo alan büyük Amerikan silah şirketlerinin herhangi bir parayı kesme kararı karşısında nasıl davranacakları bilinmiyor. Bu şirketler, ‘biz yönetime güvendik, üretime başladık, yatırım yaptık, borca girdik, şimdi ne yapacağız' diyebilirler. Ayrıca, paranın kesilmesi halinde belki de yönetim aleyhine büyük tazminat davaları da açabilirler. Nitekim bazı kaynaklar paranın kesilmesi halinde ortaya çıkabilecek şirket bazlı tazminat ve cezaların Amerikan hükümetine en az 2 milyar dolara patlayabileceğine de işaret ediyorlar. Bu yüzden yönetim bunu da şimdiden düşünmek zorunda bulunuyor. Ayrıca, silah sözleşmelerinin iptali halinde binlerce Amerikan işçisi işini de kaybedebilir. Özellikle de M1A1 tankının parçalarının üretildiği Ohio, Michigan, Alabama, Florida gibi eyaletlerde istihdam kayıpları yaşanabilir. Aynı şekilde, Mısır'ın F-16'larının, tanklarının, helikopterlerinin tamir-bakım işlerini yapan, bu konularda geçerli sözleşmeleri olan bu şirketler de imalatçı şirketler gibi hareket edebilir, yönetimle ters düşebilir, belki de tazminat süreci bile başlatabilirler. O zaman işler tamamen karışır, yönetim hiç hesap edemediği pahalı bir süreç ile de karşı karşıya gelebilir elbette. Diğer taraftan, paranın kesilmesi ile birlikte Mısır silahlı kuvvetleri Amerikan silahlarının kullanımı bakımından gerekli bakım-tamir işleri yapılmadığı için hemen olmasa bile belli bir zaman içinde zafiyete de düşebilir. Bu da bölge güvenliği ve dengelerinin muhafazası bakımından Amerika'nın işine gelmez. Buna ilaveten, Amerikan silahlarından umudu kesme durumunda kalırsa Mısır küçük bir ihtimal de olsa başta Rusya olmak üzere başka silah kaynaklarına da yönelebilir. Bu da Amerika'nın başka bir kaybı olur. Sonuçta; anlattığımız bütün bu mülahazaların ışığında Amerika'nın Mısır'a verdiği silah parasını kesmesi ya da askıya alması pek mümkün görünmüyor. Keşke kesebilse, belki o zaman demokratik itibarını biraz olsun yeniden kazanabilir.
↧