Bölgedeki her sıkıntı Türkiye’ye ‘büyük sorun’, bazen de ‘derin kriz’ olarak yansıyor. Suriye’ye Mısır eklendi. Her ikisi de ‘dış politika’ değil ‘iç politika’ konusu gibi. Sadece Suriye, Mısır mı? Değil elbette. Çevremiz sorunlar yumağı, Irak, bu iki ülkeden daha az problem değil Türkiye için.Suriye ve Mısır’da yaşananlara karşı izlenecek her politikanın, beraberinde eleştiriyi getireceği açık. Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu eleştirilerin odağındaki isim. Esed’in yanında yer alsa da eleştirilecek, karşısına geçse de... Mısır’da askerî darbe ve katliama sessiz kalsa da eleştirilerin hedefi olacak, en ağır tepkiyi gösterse de. Davutoğlu, Suriye’den sonra Mısır politikasında da eleştiri bombardımanı altında. İhvan yanlısı siyasetle Türkiye’yi uluslararası camiada yalnızlaştırdığı... Hem gazete sayfalarında hem de ekranlarda sabah akşam en çok tekrarlanan cümle. Dışişleri Bakanı Davutoğlu ile hızlı Avrupa turuna çıktık. İlk durağımız Berlin’di. Sabah Alman mevkidaşıyla görüştü. ‘Mısır’ı ve Suriye’yi’ konuştu. Seyahat planlandığında Şam’da ‘kimyasal gazla’ küçük bebeler öldürülmemişti. O görüntüler Suriye’yi yeniden uluslararası toplumun gündemi yaptı. Öğleden sonra Londra’ya geçtik. İngiliz bakana Mısır ve Suriye’yi anlatmak. Nihai hedef Avrupa’nın vicdanını harekete geçirmek. Yarın da Roma’da olacağız.Berlin’den Londra’ya doğru uçarken konuşuyoruz. Davutoğlu eleştirilerden bunalmış. İlk cevap ‘Yalnız kaldık’ eleştirilerine... Uçağa binerken, “ABD Dışişleri Bakanı Kerry aramış, görüşmek istiyormuş.” dedi. Berlin’de fırsat olmadı. “İmkân olursa Londra’ya indiğimizde İngiliz dışişleri bakanı ile görüşmeye giderken yolda konuşacağım.” dedi. Bunu, “Bizi aramıyorlarmış, sadece biz arayınca konuşuyormuşuz.” diyenlere cevap olsun diye üstüne basa basa söyledi. BM’deki oylamaları hatırlattı. Türkiye 5 oylamada da 100’ün üzerinde oy veren blokun içinde. Karşı taraf 10’larda. “Şimdi ABD, İsrail, Rusya, İran yalnız olmuyor da biz mi yalnız oluyoruz?” diye sordu. Sözü Mısır’a getirdi. Darbe sürecinde onlarca bakanla konuştuğunu anlattı. Bir tekinin bile ‘siz, tutumunuzda haksızsınız’ demediğini söyledi. “Türkiye, Mısır ve Ortadoğu konusunda bir ekol oluşturuyor.” dedi. Türkiye’nin Mısır’da yaşananlar karşısında yürüttüğü gizli diplomasiden örnekler verdi. MİT Müsteşarı Hakan Fidan’ın ‘özel mesajla’ Kahire’ye gittiğini belirtti. “Diplomasi canlı yayında yapılmaz.” dedi. Dış politikanın hislerle değil ‘ilke ve değer’ odaklı yürütüldüğünü vurguladı. Avrupa turunun amacı mı? Özellikle Mısır konusunda Avrupa’nın iradesini ve tercihini görmek, mümkünse yönlendirmek... Davutoğlu “Avrupa’ya, ‘Güvenlik adına özgürlüğü, istikrar adına demokrasiyi feda etmeyin’ diyoruz.” dedi. Ne yazık ki başta Avrupa olmak üzere uluslararası camia, askerî darbenin adını bile koyamadı. Bölgesel bazı faktörler, ilke ve değerlerin önüne geçti. Demokrasi ve özgürlük gibi kavramların bayraktarlığını yapan Avrupa’nın dikkatini çekmek gerekiyordu. Davutoğlu’nun yaptığı da bu. Başbakan Erdoğan’ın ‘darbede İsrail’in etkisine’ ilişkin sözleri dünyada geniş yankı buldu. İsrail ve ABD tepki gösterdi. Davutoğlu, Erdoğan’ın sözlerinin ‘zihniyet eleştirisi’ olduğunu ifade etti. Şam’daki kimyasal saldırının failleri kim? Davutoğlu’na göre görüntülerdeki çocukların kimyasalla öldürüldüğü açık. Fail belli: Esed rejimi. Neden mi? ‘İki ihtimal var’ dedi Davutoğlu ve ekledi: “Esed, Humus’u temizledikten sonra Şam’ı da süpürüp işi bitirmek veya korkutmak için yapmış ama bu kadar tesir doğuracağını hesap edememiş olabilir.”Türkiye bu alçak saldırının failleri kim olursa olsun, en sert tepkiyi vermeye ve lanetlemeye hazır. Davutoğlu, muhataplarına da bunu açıkça söyledi.
Bölgedeki her sıkıntı Türkiye’ye ‘büyük sorun’, bazen de ‘derin kriz’ olarak yansıyor. Suriye’ye Mısır eklendi. Her ikisi de ‘dış politika’ değil ‘iç politika’ konusu gibi. Sadece Suriye, Mısır mı? Değil elbette. Çevremiz sorunlar yumağı, Irak, bu iki ülkeden daha az problem değil Türkiye için.Suriye ve Mısır’da yaşananlara karşı izlenecek her politikanın, beraberinde eleştiriyi getireceği açık. Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu eleştirilerin odağındaki isim. Esed’in yanında yer alsa da eleştirilecek, karşısına geçse de... Mısır’da askerî darbe ve katliama sessiz kalsa da eleştirilerin hedefi olacak, en ağır tepkiyi gösterse de. Davutoğlu, Suriye’den sonra Mısır politikasında da eleştiri bombardımanı altında. İhvan yanlısı siyasetle Türkiye’yi uluslararası camiada yalnızlaştırdığı... Hem gazete sayfalarında hem de ekranlarda sabah akşam en çok tekrarlanan cümle. Dışişleri Bakanı Davutoğlu ile hızlı Avrupa turuna çıktık. İlk durağımız Berlin’di. Sabah Alman mevkidaşıyla görüştü. ‘Mısır’ı ve Suriye’yi’ konuştu. Seyahat planlandığında Şam’da ‘kimyasal gazla’ küçük bebeler öldürülmemişti. O görüntüler Suriye’yi yeniden uluslararası toplumun gündemi yaptı. Öğleden sonra Londra’ya geçtik. İngiliz bakana Mısır ve Suriye’yi anlatmak. Nihai hedef Avrupa’nın vicdanını harekete geçirmek. Yarın da Roma’da olacağız.Berlin’den Londra’ya doğru uçarken konuşuyoruz. Davutoğlu eleştirilerden bunalmış. İlk cevap ‘Yalnız kaldık’ eleştirilerine... Uçağa binerken, “ABD Dışişleri Bakanı Kerry aramış, görüşmek istiyormuş.” dedi. Berlin’de fırsat olmadı. “İmkân olursa Londra’ya indiğimizde İngiliz dışişleri bakanı ile görüşmeye giderken yolda konuşacağım.” dedi. Bunu, “Bizi aramıyorlarmış, sadece biz arayınca konuşuyormuşuz.” diyenlere cevap olsun diye üstüne basa basa söyledi. BM’deki oylamaları hatırlattı. Türkiye 5 oylamada da 100’ün üzerinde oy veren blokun içinde. Karşı taraf 10’larda. “Şimdi ABD, İsrail, Rusya, İran yalnız olmuyor da biz mi yalnız oluyoruz?” diye sordu. Sözü Mısır’a getirdi. Darbe sürecinde onlarca bakanla konuştuğunu anlattı. Bir tekinin bile ‘siz, tutumunuzda haksızsınız’ demediğini söyledi. “Türkiye, Mısır ve Ortadoğu konusunda bir ekol oluşturuyor.” dedi. Türkiye’nin Mısır’da yaşananlar karşısında yürüttüğü gizli diplomasiden örnekler verdi. MİT Müsteşarı Hakan Fidan’ın ‘özel mesajla’ Kahire’ye gittiğini belirtti. “Diplomasi canlı yayında yapılmaz.” dedi. Dış politikanın hislerle değil ‘ilke ve değer’ odaklı yürütüldüğünü vurguladı. Avrupa turunun amacı mı? Özellikle Mısır konusunda Avrupa’nın iradesini ve tercihini görmek, mümkünse yönlendirmek... Davutoğlu “Avrupa’ya, ‘Güvenlik adına özgürlüğü, istikrar adına demokrasiyi feda etmeyin’ diyoruz.” dedi. Ne yazık ki başta Avrupa olmak üzere uluslararası camia, askerî darbenin adını bile koyamadı. Bölgesel bazı faktörler, ilke ve değerlerin önüne geçti. Demokrasi ve özgürlük gibi kavramların bayraktarlığını yapan Avrupa’nın dikkatini çekmek gerekiyordu. Davutoğlu’nun yaptığı da bu. Başbakan Erdoğan’ın ‘darbede İsrail’in etkisine’ ilişkin sözleri dünyada geniş yankı buldu. İsrail ve ABD tepki gösterdi. Davutoğlu, Erdoğan’ın sözlerinin ‘zihniyet eleştirisi’ olduğunu ifade etti. Şam’daki kimyasal saldırının failleri kim? Davutoğlu’na göre görüntülerdeki çocukların kimyasalla öldürüldüğü açık. Fail belli: Esed rejimi. Neden mi? ‘İki ihtimal var’ dedi Davutoğlu ve ekledi: “Esed, Humus’u temizledikten sonra Şam’ı da süpürüp işi bitirmek veya korkutmak için yapmış ama bu kadar tesir doğuracağını hesap edememiş olabilir.”Türkiye bu alçak saldırının failleri kim olursa olsun, en sert tepkiyi vermeye ve lanetlemeye hazır. Davutoğlu, muhataplarına da bunu açıkça söyledi.