Bizim futbolumuz palavradan mazeretlerle doludur; bunlardan biri de cuma akşamı maç oynamanın takımlara pek iyi gelmediğidir. Karşılaşmanın ilk 45 dakikası tam bir futbol felaketiydi. Belli ki aşırı sulamadan dolayı futbolcular sanki kış koşulları söz konusuymuş da yanlış krampon seçtikleri için ayakta duramıyormuş gösterisi halinde geçti.Galatasaray’daki sıkıntının temel nedeni ortaalandan Selçuk’u sağ kanata Hamit’in yerine kaydırma tuhaflığıydı. Onun yerine bu bölgede top kullanması gereken adamlardan Sneijder bir türlü topu bulamadı. Engin de sanki çok iyi oynayacakmış ama ben engel oluyormuşum hallerindeydi! Aynı saatte TV’de Avrupa Süper Kupa maçının olduğunu bilmek, bu futbol işkencesinin derecesini daha da yükseltti!Bunlara belki daha büyük bir sorun olan Burak’ı da eklemek gerekiyordu. İlk 10 dakika içinde kendine atılan 2 topu alamazken bunlardan birinin gol pozisyonu olarak geri dönmesine seyirci kaldı. Sonrasında Drogba’nın, kaleciden gelen aut atışını yakalayıp ürettiği gol pozisyonunda topu ayaklarına dolaştırdı ve izne çıktı! Tam 35 dakika boyunca sadece 2 ofsayt pozisyonunda göründü, top ayağına bile değmedi!Buna karşılık ev sahibi, sınırlı kadrosuyla daha etkili bir oyun ortaya koydu ama rakip kale önünde bunu sürdüremedi. Kaptan yapılan Erkan, büyüyen beklentileri karşılamak için çırpınırken genç Aytaç, Erkut ve özellikle Tarık, rakibin aynı bölgede oynayan büyük isimlerinden çok daha etkiliydi. Ertuğrul Sağlam’ın onlara tereddütsüz yer vermesi takdir edilecek bir cesaret.Haftalar sonra Terim’in kulübeye geçebilmiş olması takımı pek de etkilemiş görünmüyordu. Ayrıca sahaya 5 yabancıyla çıkılmış olması, Amrabat’ın ikinci yarı silahı olarak oyuna sürüleceğini anlatıyordu. Öyle de oldu. Peki bunun baştan yapılmasının sakıncası ne olabilirdi? Hemen hiç transfer yapmamış bir takımın böyle kendini arar gibi görünmesi tuhaf değil mi?İkinci yarıya Amrabat’la birlikte Sabri takviyesiyle başlayıp iki kanata işlerlik kazandırılması düşüncesi işe yaramadı denemez. Fakat bu önce Cim Bom’un gol yemesiyle sonuçlanıyordu ki Necati iki mutlak pozisyonda yeterince becerikli değildi. Birkaç dakika sonra da Gökhan Zan’ın sakatlanması, bu hamleyi başka değişiklik yapamama dezavantajına dönüştürdü.Arada Melo’nun üç metreden boş kaleye değil de dışarı vurduğu kafanın sonrasında Sneijder’in kaleyi vuran iki vuruşu, Drogba’nın direkten dönen şutu Cim Bom’un biraz oyunda görünmesini sağlayan etkinlikler oldu. Ancak maçta her şeyin sıfır olma çabasına hakem de katıldı, ilk yarıda Sneijder’in attığı gol öncesindeki tartışılır faul kararı ile Melo’nun Özgür’e yaptığı penaltıyı vermeyişi maçın golsüz bitmesine yol açtı.
Bizim futbolumuz palavradan mazeretlerle doludur; bunlardan biri de cuma akşamı maç oynamanın takımlara pek iyi gelmediğidir. Karşılaşmanın ilk 45 dakikası tam bir futbol felaketiydi. Belli ki aşırı sulamadan dolayı futbolcular sanki kış koşulları söz konusuymuş da yanlış krampon seçtikleri için ayakta duramıyormuş gösterisi halinde geçti.Galatasaray’daki sıkıntının temel nedeni ortaalandan Selçuk’u sağ kanata Hamit’in yerine kaydırma tuhaflığıydı. Onun yerine bu bölgede top kullanması gereken adamlardan Sneijder bir türlü topu bulamadı. Engin de sanki çok iyi oynayacakmış ama ben engel oluyormuşum hallerindeydi! Aynı saatte TV’de Avrupa Süper Kupa maçının olduğunu bilmek, bu futbol işkencesinin derecesini daha da yükseltti!Bunlara belki daha büyük bir sorun olan Burak’ı da eklemek gerekiyordu. İlk 10 dakika içinde kendine atılan 2 topu alamazken bunlardan birinin gol pozisyonu olarak geri dönmesine seyirci kaldı. Sonrasında Drogba’nın, kaleciden gelen aut atışını yakalayıp ürettiği gol pozisyonunda topu ayaklarına dolaştırdı ve izne çıktı! Tam 35 dakika boyunca sadece 2 ofsayt pozisyonunda göründü, top ayağına bile değmedi!Buna karşılık ev sahibi, sınırlı kadrosuyla daha etkili bir oyun ortaya koydu ama rakip kale önünde bunu sürdüremedi. Kaptan yapılan Erkan, büyüyen beklentileri karşılamak için çırpınırken genç Aytaç, Erkut ve özellikle Tarık, rakibin aynı bölgede oynayan büyük isimlerinden çok daha etkiliydi. Ertuğrul Sağlam’ın onlara tereddütsüz yer vermesi takdir edilecek bir cesaret.Haftalar sonra Terim’in kulübeye geçebilmiş olması takımı pek de etkilemiş görünmüyordu. Ayrıca sahaya 5 yabancıyla çıkılmış olması, Amrabat’ın ikinci yarı silahı olarak oyuna sürüleceğini anlatıyordu. Öyle de oldu. Peki bunun baştan yapılmasının sakıncası ne olabilirdi? Hemen hiç transfer yapmamış bir takımın böyle kendini arar gibi görünmesi tuhaf değil mi?İkinci yarıya Amrabat’la birlikte Sabri takviyesiyle başlayıp iki kanata işlerlik kazandırılması düşüncesi işe yaramadı denemez. Fakat bu önce Cim Bom’un gol yemesiyle sonuçlanıyordu ki Necati iki mutlak pozisyonda yeterince becerikli değildi. Birkaç dakika sonra da Gökhan Zan’ın sakatlanması, bu hamleyi başka değişiklik yapamama dezavantajına dönüştürdü.Arada Melo’nun üç metreden boş kaleye değil de dışarı vurduğu kafanın sonrasında Sneijder’in kaleyi vuran iki vuruşu, Drogba’nın direkten dönen şutu Cim Bom’un biraz oyunda görünmesini sağlayan etkinlikler oldu. Ancak maçta her şeyin sıfır olma çabasına hakem de katıldı, ilk yarıda Sneijder’in attığı gol öncesindeki tartışılır faul kararı ile Melo’nun Özgür’e yaptığı penaltıyı vermeyişi maçın golsüz bitmesine yol açtı.