Beşiktaş 1 yıl, Fenerbahçe 2 yıl Avrupa Kupaları’nın dışına itildi. Bu kararın geriye işlemesi artık imkansız. Akılcı hukuk yolu kalmadı. Spor-Politik İsviçre Federal Mahkemesi çare değil, umarım bu kapıyı zorlamazlar.Futbolun en büyük otoritesi size güvenim sarsıldı, ikna olmadım ceza veriyorum diyor ve ısrar ediyor. Artık bu işin peşinin bırakılıp enerjinin hasarları onarmaya harcanması lazım.! Nitekim Fenerbahçe kongre kararı aldı zaten buna da prosedür gereği mecburdular. Fenerbahçe kongresi kararın muhasebesini yaparak yol haritasını belirleyecek. İki takım da çok çabuk toparlanıp kayıp yılların telafisine hazırlanmak zorunda. Aslında ortaya çıkan sonuç 3 Temmuz ile başlayan sürecin bittiğini göstermiyor ne yazık ki.. UEFA şike ya da teşvik suçlamasıyla mahkum ediyor, sabıkalısınız diyor. TFF’nin sabıka’ya gerek yok deyip, ceza vermediği karar haliyle tartışmaya açılıyor. Şimdi top tekrar bize döndü. TFF kararını gözden geçirecek mi? 2011 Lig ve Kupa sıralaması için yeniden yargıya varılacak mı? Varılması gerekir diyenlerin baskısına, karardan dönülmez diyenlerin tepkisi oluşacaktır. Bunu göğüsleyebilecek bir irade var mı? Kararı gözden geçirmezse Kayserispor, Bursaspor, Kasımpaşa’nın bu yıl için hak iddia talepleri olmaz mı? Olabilir. Çünkü Beşiktaş ile Fenerbahçe hızlı yargılama talep ettiler. UEFA riske girmeden ikisini de kupalarına alarak kendisini sağlama almıştı. Hızlı yargılama istediklerine göre ceza alırsak da bu yıldan cezamız başlar, zaman kazanırız hesabı yapmış olma ihtimalleri zihinleri kurcalar. Bu adı geçen üç takımın hak iddia etme hakkını doğurur. Çık çıkabilirsen içinden ! UEFA’nın CAS’ın kararından emin olduğu da ortaya net çıktı. Beşiktaş maç oynarken UEFA faks geçiyor, yarın gelmeyin diyor. Yani CAS’ın UEFA’ya bilgi vermesini olağanüstü bir durumun idamesi kapsamında iyi niyetle nasıl karşılayalım!.. Bu durumda UEFA cezaları kestiğinde sonunda ne olacağını biliyordu yargısına varmak yanıltıcı ya da yanlış olamaz. Sürecin başından beri bize özgü ilişki, iş yapma, baskı kurma, adaleti algılarken yalpalama, savunma yapanı kesin suçlu yaftasıyla gözetleme hastalığımızın uluslararası normlarla taban tabana zıt olduğunu düşünmedik. Dünyanın doğrularıyla bizim doğruları yakın sandık, değilmiş! Futbol zaman kaybetti. Milyonlarca taraftara yazık oldu. Geçen yılın müthiş Avrupa başarıları potansiyelimizi göstermişti oysa.. Tam istim üzerindeydik. Daha da büyüyüp Avrupa para pastasına ortak olabilecektik. Geriye gittik şimdi yine.. Şu haklıydı, öteki federasyon başkanı böyle demişti, beriki bunu yapmıştı, efendim 58. madde meselesi fiyaskoydu, falandı filandılarla yırtmaya çalışmak yerine TFF’nin oluşturulma, iş yapma, sistemin adaletli işleme taraflarını adilce düzenleme işine soyunmak lazım. Gerisi laf artık.. Türk futbolunun sarsılan imajını yine Türk futbolu başarılarıyla tazeleyecektir. Ama bunu saha içinden çok saha dışındaki TFF örgütlenmesinin kalitesi sağlar.
↧