Bir arkeoloji müzesinin yöneticisi ne okumuş olmalıdır? İlk akla gelen cevap arkeoloji müzesi yöneticisinin üniversitenin arkeoloji bölümünden mezun olması gerektiğidir.Ne var ki, müze yöneticiliği arkeoloji bilgisinin ötesinde, sergileme, koruma, iklimlendirme, müze temizliği, müze tanıtım ve pazarlaması, koleksiyon geliştirme, fon toplama gibi birçok bilgiye daha ihtiyaç duyar ki, bu bilgilerin hiçbiri arkeoloji bölümlerinde okutulmaz. Amerika’da müze yöneticiliği konusunda üniversitelerin özel bölümleri vardır ve bu bölümlerden mezun olanlar müze yöneticiliği yaparlar. Bu yazıyı kaleme aldığım New York’ta Türkiye’nin tanıtımının ne kadar eksik kaldığı konusunda sohbet edip hayıflanıyorduk. Devletin bu konudaki sorumlu makamlarında oturanlar, Türkiye’de özel olarak ülke tanıtımı konusunda özel eğitim veren bir kurumda öğrenim görmediklerinden, ellerinden geleni yapsalar da uzmanlık olmayınca başarı da sınırlı oluyor. Üniversitelerimizde özel alanlar için uzmanlaşmış eğitim yapan bölümlerin bazısı hiç yok, bazısı da sayıca çok az. Türkiye’de temel ihtiyaç alanı olduğu halde, çok az kurumun eğitim verdiği alanlardan biri de sosyal hizmetler. Türkiye’de sosyal hizmet alanında müthiş bir ihtiyaç var. 75 milyonu aşkın nüfusun içinde sürekli olarak büyüyen bir yaşlı nüfusu var. Yaşlanan nüfusun ciddi bir sosyal hizmet ihtiyacı gündemde. Gazetelerin verdiği postmodern siteler o kadar küçük daireler sunuyorlar ki, yaşlanan anne-babanın yetişkin çocuklarıyla oturmaları mümkün değil. Bu insanlar elden ayaktan düştükten sonra kendi evlerinde ya da başka kurumlarda desteğe ihtiyaç duyacaklar. Ama bu insanlara profesyonel bir hizmeti tasarlayacak ya da verecek uzmanlığa sahip insan sayımızda bir kısıt var. Dünya istatistiklerinden alınan ortalamaya göre nüfusumuzun yüzde 10’u (7,5 milyon kişi) engelli. Tartışmalı olan bu sayının tam bilinmemesinin sebebi, ailelerin çoğunun çocuklarını engelli olarak kaydettirmemesi. Sayısı belli olmayan milyonlarca engelliye hem hizmet tasarlayacak profesyonel insanlara hem de hizmetleri icra edecek insanlara ihtiyaç var. İlgili bütçelerin nasıl kullanılacağı, bu hizmetlerin nasıl verileceği konusunda üniversitelerden ‘sosyal hizmet’ eğitimi almış insan sayısı son derece sınırlı. Sosyal hizmetler konusundaki ihtiyaç yaşlı bakımıyla sınırlı değil. Yetim çocukların bakımında, evsizlere yardım edilmesinde, şiddete maruz kalan kadınların korunmasında hep profesyonel sosyal hizmet görevlilerine ihtiyaç var. Hem bu konulardaki, kurumsal planları, kurumsal standartları belirleyecek uzman insanlar gerekiyor. Bu insanların yanı sıra sosyal hizmeti profesyonelce verecek saha elemanlarına da ihtiyaç var. Hacettepe Üniversitesi ile Yalova Üniversitesi şimdilik Türkiye’de sosyal hizmet konusunda doktora çalışması yapılabilen iki öncü okul. Türkiye’nin değişen yapısı daha fazla sayıda sosyal hizmet görevlisine ihtiyacı ortaya çıkarıyor. Prof. Dr. Ali Rıza Abay’dan aldığım bilgilere göre sosyal hizmetler konusunda lisans, master ve doktora yapılabilen Yalova Üniversitesi, bu konuyu kendisine farklılaşma alanlarından biri olarak seçmiş. Bu konuda hem nitelikli öğrenci sayısını hem de öğretim üyesi sayısını artırmaya çalışıyor. Yalova Üniversitesi Sosyal Hizmetler bölümünün yanı sıra, ‘polimer mühendisliği’, ‘enerji sistemleri mühendisliği’, ‘kimya ve süreç mühendisliği’ gibi konularda Türkiye’de başka hiçbir yerde olmayan ya da yaygın olmayan master ve doktora programları açarak özel alanların ihtiyaçlarını karşılamaya çalışıyor. Master ve doktora kayıtlarının da sürdüğü şu günlerde sıra dışı kariyer yapmak isteyenler bu bölümleri inceleyebilir.
Bir arkeoloji müzesinin yöneticisi ne okumuş olmalıdır? İlk akla gelen cevap arkeoloji müzesi yöneticisinin üniversitenin arkeoloji bölümünden mezun olması gerektiğidir.Ne var ki, müze yöneticiliği arkeoloji bilgisinin ötesinde, sergileme, koruma, iklimlendirme, müze temizliği, müze tanıtım ve pazarlaması, koleksiyon geliştirme, fon toplama gibi birçok bilgiye daha ihtiyaç duyar ki, bu bilgilerin hiçbiri arkeoloji bölümlerinde okutulmaz. Amerika’da müze yöneticiliği konusunda üniversitelerin özel bölümleri vardır ve bu bölümlerden mezun olanlar müze yöneticiliği yaparlar. Bu yazıyı kaleme aldığım New York’ta Türkiye’nin tanıtımının ne kadar eksik kaldığı konusunda sohbet edip hayıflanıyorduk. Devletin bu konudaki sorumlu makamlarında oturanlar, Türkiye’de özel olarak ülke tanıtımı konusunda özel eğitim veren bir kurumda öğrenim görmediklerinden, ellerinden geleni yapsalar da uzmanlık olmayınca başarı da sınırlı oluyor. Üniversitelerimizde özel alanlar için uzmanlaşmış eğitim yapan bölümlerin bazısı hiç yok, bazısı da sayıca çok az. Türkiye’de temel ihtiyaç alanı olduğu halde, çok az kurumun eğitim verdiği alanlardan biri de sosyal hizmetler. Türkiye’de sosyal hizmet alanında müthiş bir ihtiyaç var. 75 milyonu aşkın nüfusun içinde sürekli olarak büyüyen bir yaşlı nüfusu var. Yaşlanan nüfusun ciddi bir sosyal hizmet ihtiyacı gündemde. Gazetelerin verdiği postmodern siteler o kadar küçük daireler sunuyorlar ki, yaşlanan anne-babanın yetişkin çocuklarıyla oturmaları mümkün değil. Bu insanlar elden ayaktan düştükten sonra kendi evlerinde ya da başka kurumlarda desteğe ihtiyaç duyacaklar. Ama bu insanlara profesyonel bir hizmeti tasarlayacak ya da verecek uzmanlığa sahip insan sayımızda bir kısıt var. Dünya istatistiklerinden alınan ortalamaya göre nüfusumuzun yüzde 10’u (7,5 milyon kişi) engelli. Tartışmalı olan bu sayının tam bilinmemesinin sebebi, ailelerin çoğunun çocuklarını engelli olarak kaydettirmemesi. Sayısı belli olmayan milyonlarca engelliye hem hizmet tasarlayacak profesyonel insanlara hem de hizmetleri icra edecek insanlara ihtiyaç var. İlgili bütçelerin nasıl kullanılacağı, bu hizmetlerin nasıl verileceği konusunda üniversitelerden ‘sosyal hizmet’ eğitimi almış insan sayısı son derece sınırlı. Sosyal hizmetler konusundaki ihtiyaç yaşlı bakımıyla sınırlı değil. Yetim çocukların bakımında, evsizlere yardım edilmesinde, şiddete maruz kalan kadınların korunmasında hep profesyonel sosyal hizmet görevlilerine ihtiyaç var. Hem bu konulardaki, kurumsal planları, kurumsal standartları belirleyecek uzman insanlar gerekiyor. Bu insanların yanı sıra sosyal hizmeti profesyonelce verecek saha elemanlarına da ihtiyaç var. Hacettepe Üniversitesi ile Yalova Üniversitesi şimdilik Türkiye’de sosyal hizmet konusunda doktora çalışması yapılabilen iki öncü okul. Türkiye’nin değişen yapısı daha fazla sayıda sosyal hizmet görevlisine ihtiyacı ortaya çıkarıyor. Prof. Dr. Ali Rıza Abay’dan aldığım bilgilere göre sosyal hizmetler konusunda lisans, master ve doktora yapılabilen Yalova Üniversitesi, bu konuyu kendisine farklılaşma alanlarından biri olarak seçmiş. Bu konuda hem nitelikli öğrenci sayısını hem de öğretim üyesi sayısını artırmaya çalışıyor. Yalova Üniversitesi Sosyal Hizmetler bölümünün yanı sıra, ‘polimer mühendisliği’, ‘enerji sistemleri mühendisliği’, ‘kimya ve süreç mühendisliği’ gibi konularda Türkiye’de başka hiçbir yerde olmayan ya da yaygın olmayan master ve doktora programları açarak özel alanların ihtiyaçlarını karşılamaya çalışıyor. Master ve doktora kayıtlarının da sürdüğü şu günlerde sıra dışı kariyer yapmak isteyenler bu bölümleri inceleyebilir.