“Sıcak eylül”, güney yarım küre için aynı zamanda ilkbaharın başlangıcı demek. Baharın tesiri, gençlerin meydanları doldurmasını isteyen irade adına elverişli bir durum arz ediyor. Yeniden toplanma çağrıları hızlandı.Tarih 7 Eylül, Sao Paulo’nun kurtuluş tarihi… Yapılmak istenen şey, bugüne kadar görülmemiş sayıda insan toplayabilmek. Geçen eylemlerde 120 şehirden sadece Rio de Janeiro’da 1 milyon 200 bin kişinin toplandığı düşünülürse, “görülmemiş sayıda insan” sözünün ne manaya gelebileceğini hesap edelim. Tabii ki, yapalım demekle her şeyi yapmak mümkün değil. Sonuç 7 Eylül akşamı belli olacak.Başkan ve ekibi ilk eylemlere son derece olumlu yaklaştığı ve eylemcilerin isteklerini haklı bulup, çözmeye çalıştığı halde bu eylemleri devam ettirmenin manası ne? Bugünden yarına, bir hamlede çözülme imkânı olmayan köklü problemler konusunda “hemen, şimdi” baskısı yapmak neyi çözecek? İnsanların uyandıkça, haksızlıklara tahammülünün azalması, iktidarlar üzerinde baskı oluşturarak rehavete düşmekten koruması ve daha fazla hizmete sevk etmesi açısından faydalı bir durum. Ama baskıyı her fırsatta mızıkçılık ederek hükmetleri çalışamaz hale getirmek başka bir durum. Şu anda yapılmak istenen de böyle bir şey.Çok değil, daha bundan iki sene kadar önce muhalefet partilerinin milletvekillerine “Sizce iktidarın eksikleri ve hataları nelerdir?” diye sorduğumda sadece bir cümle söylüyorlardı: Araştırın bakalım! Futbol şampiyonası yaklaşıyor, bunlar ne yapmışlar? Statlar hazır değil. Bütün dünyaya rezil olacağız.Şimdi ise şunlar söyleniyor: Ne bu israf! Statlara bunca para gömülüyor! Zaten mesele muhalefet partilerinin iktidar olma isteğinden kaynaklanan bir durum değil. Brezilya’nın gözünü diktiği hedeflerle daha fazla ilgili. Hangi parti iktidar olursa olsun, devletin hedefleri değişmediği sürece bu huzursuz etme çabaları da değişmeyecek. Başkan, isteklere olumlu cevaplar verip, sonra da sözlerini yerine getirerek, devleti sıkıştırmak isteyenlerin, halkın haklı taleplerini istismar etmesine fırsat vermemek istiyor. Fakat problemler derin ve seçimlere de çok az kaldı. Zamanın azlığı ve köklü problemlere, artık tahammül edemeyeceğini ifade eden kalabalık halk kitlelerinin sabırsızlığından kaynaklanan darboğazı daha da geçilmez hale getiren başka bir husus daha var. O da iktidar partisini içeriden çatlatmak.Dilma Rousseff’in başkan olduğu ilk günlerde eski başkan Lula’nın tekrar aday olacağı konuşuluyordu. Çünkü Brezilya da bir kişi art arda iki kere başkan seçilebiliyor. İkinci dönemin sonunda ayrılmak zorunda kalıyorsa da bir dönem sonra tekrar aday olabiliyor. Lula da ikinci dönemini doldurduğu için ayrılmak zorunda kalmıştı. Halkın sevgisi ve desteği Lula’nın tekrar aday olacağını düşündürüyordu. Fakat bu arada eski başkan kanser hastalığına yakalandı ve kemoterapi tedavisi gördü. Bu arada bir de siyasi kariyerine gölge düşürecek yolsuzluk skandalı patladı.Mensalão adı verilen yolsuzluk davasında Lula ile birlikte çalışan bakanlar görevden alındı ve dava, Lula’nın özel kalemi durumundaki kişi üzerinde odaklandı. Hadisenin Lula’ya uzanma durumu var.Buna rağmen bütün işaretler Lula da Silva’nın tekrar aday olmak istediğini gösteriyor. Bu durumda ne olacak? Rousseff geri adım mı atacak, yoksa Lula’yı vazgeçirmeye mi çalışacak? Siyasi satranç bir taraftan devam ederken, diğer taraftan meydanları dolduranlar, makul isteklerinin dışında belki de farkında olmadan Rousseff’e “Lula’nın önünden çekil.” mesajı vermiş olacak. Lula seçilir ve bu arada Mensalão davasından suçlu bulunursa iktidarda kalma imkânı olmayacak. Yani durum, tam bir kurt kapanı.
↧