Quantcast
Channel: ZAMAN-YAZARLAR
Viewing all articles
Browse latest Browse all 11844

İbrahim Öztürk - Sonbahar sıcak mı geçecek?

$
0
0
Dış konjonktürün şu ya da bu derecede olumsuz olduğu hiçbir sonbaharda ekonomide rahat bir nefes aldığımız söylenemez. Nitekim bizim de ‘sıcak sonbahar’ başlıklı bir yazı geleneğimiz oluşmuş. Hepsini eylül aylarının başında yazmışız. İlki 2006, ikincisi 2008, üçüncüsü de 2011’de çıkmış. Şimdi bu yazı ile dördüncüsü geliyor.Son altı senedir bütün endişelerin merkezinde her geçen yıl daha bir zıvanadan çıkan dış ya da cari açık, özel sektörün kısa vadeli borçları ve hemen çift hanenin altında direnen enflasyon var. Bugün Türkiye aynı verilerle hop oturup hop kalkıyor. Dünya sistemindeki yerimiz adeta şöyle: Küçücük kayığımızla yanı başımızda akıp giden koskocaman bir transatlantiğin harekete geçirdiği dalgaların akıntısı bizim kayığı da taşıyor. Gemi dursa biz de duruyoruz, geminin ‘bana mısın!’ demediği dalgalar bizi perişan ediyor. Gemi batsa, zaten o vakumda geride kimse kalmaz. Üstelik kayıktan gemidekilere kabadayılık yapıyor, bunu da korkudan kasılmış öyle bekleyen kayıktakilere pazarlıyoruz.Az ara verip 1990’lardan bir manzara koyalım. 1990’lı yıllarda dış açıklar yerine zıvanadan çıkan bütçe açıkları, devletin kontrolden çıkan kısa vadeli borçlanması, bunu fonlama yöntemi olarak karşımıza çıkan % 70’ler bandındaki kronik yani yapışkan enflasyon ve yüksek faizler vardı.Bu yapı 2001 yılında çöktü. Yerli ve yabancı sermayeye, oligarşinin kışla ayağına büyük bir servet transferi yapıldıktan sonra kalan sağlarla yolumuza devam ettik. Şimdi geçmişten aldığımız derslerle kamuda mali disiplini çeşitli feda etmiyor, sorumsuzca para basarak enflasyonu azdırmıyoruz. Kamunun kısa vadeli borçları çok azaldı, vadeleri de bir hayli uzadı. Faizlerin ve enflasyonun çok büyük düşüşler kaydetmesi de bu sayede olmuştu. Ancak kamunun açıklarının yerini dış açıklar aldı. Kamunun borçlarının yerini mukayese edilmeyecek şekilde özel sektör borçları aldı. Enflasyonun düşüşünde düşük kur, ucuz Çin malları, verimlilik artışları da etkili oldu. Bu katkıların hepsi de artık devreden çıktı.Cari açık-enflasyon-kısa vadeli borçlar cephesi kötü giderken mecburen büyümeden vazgeçtik. Bu ortamda büyüme patikasına dönmek için yurtdışının düzelmesi işimize yaramıyor. Şöyle ki, ABD ekonomisi canlanırken sıcak para merkeze dönüyor, emtia fiyatları yeniden artışa geçti, TL aşırı değer kaybetti. Bütün bunlar cari açık ve enflasyonu artış yönünde, büyümeyi de aşağı yönde baskılıyor.İyi de yıllar geçip gidiyor, bu kısır döngüden nasıl çıkacağız? Elimizde hangi yol haritası, hangi uygulama planı var? Bu konuda kimsenin elinde bir senaryo yok. Maliye Bakanı’mız, “Yapısal reformları yaptık, sonuç vermesini bekliyoruz, sadece zamana ihtiyacımız var.” diyor. Bu, doğru değil.Dönelim sıcak sonbahar tartışmasına. Her kötü dış konjonktürde Türkiye’nin yüreği ağzına geliyor. ‘Dünyada kriz biter, Türkiye 2008 yılındaki kendi fasit dairesine geri döner’ tezimiz derinleşiyor. O neydi? ‘Büyüyemeyen ekonomi, yüksek faiz, yüksek enflasyon.’Bütün bunlara rağmen adeta hükümeti mutlu etme lobisi işbaşında. Sürekli ‘endişeye mahal yok’ ayağındalar. Beyler, endişeye mahal var! Keza TL aşırı değer kaybederken ‘TCMB’nin bir bildiği var herhalde!’ deniliyor. Kimsenin bir şey bildiği yok. Elde mucize yok. Zamanında yapılmayanların şimdi adım adım bizi taşıdığı ve kontrolü artık bizde olmayan bir rota var.Yıllar geçiyor, cari açık, kısa vadeli borçlar, ulusal tasarruflar cephesinde bırakın bir düzelmeyi, sürekli bozulma, erozyon yaşanıyor. Bir ülkeyi ‘öngörüyle’, ‘hesapla-kitapla yönetmek’ acaba böyle bir şey midir?

Viewing all articles
Browse latest Browse all 11844

Trending Articles


Mide ağrısı için


Alessandra Torre - Karanlık Yalanlar


Şekilli süslü hazır floodlar


Flatcast Güneş ve Ay Flood Şekilleri


Gone Are the Days (2018) (ENG) (1080p)


Yildiz yükseltme


yc82


!!!!!!!!!! Amın !!!!!!!!!


Celp At Nalı (Sahih Tılsım)


SCCM 2012 Client Installation issue